Tesettürü Yasaklamak, Aklı ve Vicdanı Susturmaktır
Tesettürü Yasaklamak, Aklı ve Vicdanı Susturmaktır
İnsanlık tarihi boyunca iffet, haya ve mahremiyet duygusu; toplumların ahlaki istikametini belirleyen temel değerlerden biri olmuştur. Bu değerlerin taşıyıcısı ve sembolü ise daima tesettür olmuştur. Ne zaman ki bu değerler yıkıma uğramış, tesettür hor görülmüş, hayasızlık teşvik edilmiş; orada aile dağılmış, toplum çürümüş, nesil ifsat olmuştur. Bugün Kazakistan’da yaşanan peçe yasağı da bu gidişatın yeni ve acı bir halkasıdır.
Başörtüsünden Peçeye: Yasak Zinciri
Kazakistan daha önce okullarda ve kamu dairelerinde başörtüsünü yasaklamıştı. Bu yasak, toplumun inanç değerleriyle devletin seküler dayatması arasında derin bir yarık açmıştı. Şimdi ise bu yarık daha da genişletildi: Peçe, yani yüzü örten tesettür biçimi de doğrudan yasaklandı. Görünürde bir güvenlik bahanesi öne sürülse de, meselenin derininde dine, geleneğe ve kadının vakarına karşı bir rahatsızlık yatmaktadır.
Tıpkı Türkiye’de 28 Şubat döneminde olduğu gibi… Başörtüsü yasaklandığında hedef sadece bir kumaş parçası değildi. Hedef; inançlı kadının görünürlüğü, iffetin kamusal temsili ve tesettürün uyarıcı rolüydü. Çünkü tesettür, sadece kişisel bir tercih değil, aynı zamanda bir vicdan sesi, bir davet, bir itirazdır. Açık saçıklığın normalleştirildiği bir ortamda, örtülü bir kadın bile tek başına bir duruştur. İşte rahatsızlık da buradadır.
Tesettür: Ahlaksızlığa Karşı Bir Seddir
Toplumda iffetin kaybolmasının ilk adımı tesettürün kaldırılmasıdır. Çünkü tesettür:
Bakışları disipline eder, arzuları terbiye eder.
Kadını metalaşmaktan, erkeği de hayvanîleşmekten korur.
Ailenin temeline haya ve güven yerleştirir.
Sapkın arzuların toplumda rahatça gezinmesini engeller.
LGBT ve benzeri sapkın akımların zemin bulmasının önüne geçer.
Bu yüzden tesettür, yalnızca bir kıyafet değil; ahlakın, imanının ve medeniyetin bayrağıdır. O bayrağın indirilmesi, yerine şehvetin, reklamın ve hedonizmin bayrağının dikilmesidir.
Kazakistan Nereye Gidiyor?
Kazakistan yönetiminin peçeyi yasaklaması, sadece bir kılık-kıyafet düzenlemesi değil; bir ahlak ve medeniyet tercihidir. Bu tercihle devlet;
Dini değerleri bastırmayı,
Kadının mahremiyetini yok saymayı,
Batı tipi çıplaklığı teşvik etmeyi,
Ailenin manevi zırhını parçalamayı seçmiştir.
Bu tutum, görünüşte modernlik, özgürlük ve laiklik ambalajıyla sunulsa da; gerçekte bataklığa uzanan bir yolun taşlarıdır.
Türkiye örneği ortadadır: Başörtüsüne yapılan baskılar, LGBT propagandasının meşrulaşmasına kadar uzanmıştır. Ezandan rahatsız olan zihinle tesettürden rahatsız olan zihnin kaynağı birdir: Allah’tan değil, nefisten beslenen bir bakış açısı.
Tesettürü Yasaklamak, Aileyi Yakmaktır
Unutulmamalıdır ki tesettür, sadece bireyin değil, toplumun da namusudur. Tesettür, kadınla erkek arasında helal sınırlarını koruyan bir bariyerdir. O bariyer kalktığında:
Kadın metalaşır,
Erkek sapkınlaşır,
Nesil savrulur,
Aile çözülür.
Bugün tesettürü yasaklayan Kazakistan, yarın zinayı ve eşcinselliği serbest bırakmaya adım atmış olur. Bugün peçeye “karanlık” diyen zihniyet, yarın anneyi, eş olmayı ve mahremiyeti de karanlık olarak damgalar. Aileyi saran bu ateş, sadece tesettürü değil, toplumun istikbalini de yakar.
Bir Davet: Akla ve Vicdana Kulak Verin
Kazakistan yönetimine ve benzeri kararları destekleyenlere çağrımız şudur:
Aklınıza, vicdanınıza ve tarih tecrübenize kulak verin.
Batı’nın yolunu izleyen her toplum; iffetini, huzurunu ve ahiretini yitirmiştir. Eğer gerçekten halkın refahını istiyorsanız; inançlarına, değerlerine ve dinî kimliğine savaş açmak yerine, onların yaşamasına destek olun.
Yoksa bir toplumun çöküşü; ordusuzlukla değil, ahlaksızlıkla başlar.
Özet:
Kazakistan’da peçe yasağı, görünüşte güvenlik gerekçesiyle alınmış gibi görünse de esasen tesettüre, yani dinî, ahlaki ve toplumsal değerlere karşı bir duruştur. Tesettür; sadece bir örtü değil, bir ahlak manifestosudur. Onu yasaklamak; açık saçıklığı, sapıklığı ve aile çözülmesini serbest bırakmak anlamına gelir. Türkiye örneği gibi, tesettürün bastırılması LGBT, fuhuş ve ahlaksızlığın artmasıyla sonuçlanmıştır. Kazakistan bu yasakla aile yapısını, toplumsal huzurunu ve ahiret istikametini tehlikeye atmaktadır. Bu karar, dine ve vicdana karşı bir savaştır. Sonuçları ise ağır olacaktır.