Tac Edilen İz: Bir Padişahın Secdeli Aşkı

Tac Edilen İz: Bir Padişahın Secdeli Aşkı

Nola Tacım Gibi Başımda Götürsem Daim
Nutuk sahibi: Ahmedî (Sultan I. Ahmed Han)

Nola tacım gibi başımda götürsem daim
Kadem-i nakşını/resmini ol Hazret-i Şâh-ı Rusûlün
Gül-i gülzâr-ı Nübüvvet o kadem sahibidir
Ahmedî durma yüzün sür Kademine o Gülün

*******

> Nola tâcım gibi başımda götürsem dâim
Kadem-i nakşını ol Hazret-i Şâh-ı Rusûl’ün

Bu beyit, bir padişahın saltanatını değil, aşkını öne çıkardığı yerdir. Bu sözler, sıradan bir şairin değil; Osmanlı tahtında oturan bir sultanın, I. Ahmed Han’ın, yani Sultanahmet Camii’nin banisinin, iman ve tevazu ile dolu bir kalbinin ilticâsıdır.

Padişah, tacı başından çıkarıp Resûlullah’ın mübarek ayağının izini, başının üstünde taşımak istiyor. Çünkü onun nazarında iz bile izzettir. Çünkü:

Bir mü’minin kıymeti, kime tâbi olduğuyla ölçülür.

Bir hükümdarın şerefi, hangi izde yürüdüğüyle belli olur.

Saltanatın Değil, İtaatin Sembolü: Kadem-i Şerif

Osmanlı sarayında “Kadem-i Şerif”e duyulan muhabbet öylesine güçlüdür ki, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ayak izinin taş veya deri üzerine düşen nakşına bile en değerli emanet muamelesi yapılır. Çünkü bu, yalnızca bir iz değil; insanlık tarihinin yürüdüğü en doğru yolun işaretidir.

  1. Ahmed Han’ın şuurlu bakışıyla şunu öğreniyoruz:

En büyük saltanat, Resûlullah’a tâbi olmaktır.

En şerefli iz, onun izidir.

Başa layık en yüce süs, ayağının nakşıdır.

Bir Gül ki Gülzâr-ı Nübüvvetin Ta Kendisi

> Gül-i gülzâr-ı nübüvvet o kadem sahibidir
Ahmedî durma yüzün sür kademine o Gülün

Burada Hz. Peygamber (s.a.v.), gül bahçesinin en nadide çiçeği, hatta o bahçenin kendisi olarak tarif edilmiştir. O’nun adı geçtiğinde cihanın gülü solarken, gönül gülü açar. Bu ifadede:

Hem edebî letafet,

Hem imanî hassasiyet,

Hem de tasavvufî bir vecd iç içedir.

Ahmedî mahlasını kullanan Sultan, aslında bu beyitte kendine hitap etmiyor; her inanana sesleniyor:

> “Durma, sen de yüzünü sür! O’nun izine bağlı kal. Onun yolunda yürümek, cihanı sultan yapar.”

Saraylarda Değil, Secdelerde Büyüyen Bir Hükümdar

Bu beyit bize, makamın değil, imanın büyüttüğü bir hükümdarı gösterir. Zira I. Ahmed, saltanatını değil, teslimiyetini yüceltiyor. Şöyle demek istiyor adeta:

Ey ümmet! Resûlullah’ın ayak izine hürmet etmek, insanı hem dünyada sultan, hem ahirette saadetli eder.

Ona yönelmek, en büyük tâçtır; ondan yüz çevirmek, en büyük iflastır.

Özet

Sultan I. Ahmed Han’ın “Kadem-i Şerif” üzerine yazdığı beyit, bir Osmanlı padişahının iman, tevazu ve aşk ile yoğrulmuş gönlünü gözler önüne serer. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) mübarek ayak izini, başında tâc gibi taşımak isteyen bu sözler; bize gerçek izzetin, itaatte olduğunu öğretir. Bu naif ve derin mısralar, İslam tarihindeki pek az beyitte rastlanan bir sultanın Resûl’e kul olma şuurunun ifadesidir.
Sonuç olarak: Peygamber’e aşk ile bağlı olanlar, dünya ve ahiret sultanıdırlar.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 3rd, 2025