İsm-i A’zam: Esmâ-i Hüsnâ’da Gizlenen En Büyük Sır
İsm-i A’zam: Esmâ-i Hüsnâ’da Gizlenen En Büyük Sır
“Mektubunda ism-i a’zamı sual ediyorsun. İsm-i a’zam gizlidir. Ömürde ecel, ramazanda Leyle-i Kadir gibi esmada ism-i a’zamın istitarı mühim hikmeti var. Kendi nokta-i nazarımda hakiki ism-i a’zam gizlidir, havassa bildirilir. Fakat her ismin de a’zamî bir mertebesi var ki o mertebe ism-i a’zam hükmüne geçiyor. Evliyaların ism-i a’zamı ayrı ayrı bulması bu sırdandır. Hazret-i Ali’nin (ra) Ercuze namında bir kasidesi Mecmuatü’l-Ahzab’da var. İsm-i a’zamı altı isimde zikrediyor. İmam-ı Gazalî onu Cünnetü’l-Esma namındaki risalesinde, Hazret-i Ali’nin zikrettiği ve ism-i a’zamın muhiti olan o esma-i sitteyi şerh ve hâssalarını beyan etmiştir. O altı isim de
فَرْدٌ حَىٌّ قَيُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ
dür.”
Barla Lâhikası
İnsanın en yüce gayesi, Yaratıcısını tanımak, O’na kul olmak ve rızasını kazanmaktır. Bu yolculukta Allah’ın güzel isimleri –Esmâ-i Hüsnâ– birer rehber, birer nur, birer tecelli kapısıdır. Fakat bu güzel isimler arasında bazıları vardır ki, mazhar oldukları hakikat itibarıyla daha geniş, daha derin ve daha kapsayıcıdır. Bunlardan biri de “İsm-i A‘zam” yani Allah’ın en büyük ismi olarak bilinen, fakat mahiyeti gizli tutulan yüce sırdır.
İsm-i A‘zam: Saklı Bir Kudret Anahtarı
Bediüzzaman Said Nursî, bu konuda şöyle der:
> “İsm-i a‘zam gizlidir. Ömürde ecel, Ramazanda Leyle-i Kadir gibi esmada ism-i a‘zamın istitarı mühim hikmeti var.”
Tıpkı ecelin gizlenmesiyle insanın her an uyanık kalması, Leyle-i Kadir’in gizlenmesiyle Ramazan’ın tamamının kıymet kazanması gibi; İsm-i A‘zam da gizlenmiştir ki kul, Allah’ın her bir ismine derin bir hürmetle ve dikkatle yönelsin. Bu sır, kulluğun ihlasını artıran, dua ve niyazı derinleştiren bir terbiyedir.
Her İsmin A‘zamî Bir Mertebesi Vardır
Bediüzzaman’ın veciz ifadesiyle:
> “Her ismin de a‘zamî bir mertebesi var ki o mertebe ism-i a‘zam hükmüne geçiyor. Evliyaların ism-i a‘zamı ayrı ayrı bulması bu sırdandır.”
Bu ifade, Allah’ın her bir isminin farklı kullarda, farklı zamanlarda, farklı hal ve ihtiyaçlarda tecelli ettiğini gösterir. Kimisi “Rahmân” ismine derin bir mazhar olur, kimisi “Hakem”e, kimisi “Kuddûs”a. Hâliyle, kalbi hangi isme daha çok muhtaçsa o ismi “en büyük” olarak hisseder. Dolayısıyla ism-i a‘zam, hem hakikatte gizlidir hem de kalplerin farklı yönelişleriyle zuhur eder.
Altı İsimlik Bir Nûr Çemberi
Bediüzzaman Hazretleri, Hazret-i Ali’nin (ra) Ercüze isimli kasidesine ve İmam-ı Gazâlî’nin şerhine atıfla, İsm-i A‘zam’ın altı isimde toplandığını belirtir:
> فَرْدٌ، حَىٌّ، قَيُّومٌ، حَكَمٌ، عَدْلٌ، قُدُّوسٌ
(Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl, Kuddûs)
Bu altı isim, Allah’ın hem zatî hem sıfatî hem de fiilî yönlerini kuşatan bir külliyet taşır:
Ferd: Allah’ın tekliği, benzersizliği ve hiçbir şeye muhtaç olmayışı.
Hayy: Allah’ın hayat sıfatı; ölmeyen, diri ve canlı olması.
Kayyum: Her şeyin varlığını devam ettiren, ayakta tutan yegâne kudret.
Hakem: Hikmetle hükmeden, adaleti ve ölçüyü bozmayan.
Adl: Mutlak adaletin sahibi; zulmün asla bulunmadığı hak dağıtıcısı.
Kuddûs: Her türlü noksanlıktan uzak, mutlak temiz ve yüce olan.
Bu isimler birlikte düşünüldüğünde, Allah’ın yaratma, yönetme, koruma ve yüceltme sıfatları mükemmel bir şekilde yansır. İnsanın aczini ve fakrını hissedip, bu isimlerle dua etmesi, manevî yükselişi beraberinde getirir.
İsm-i A‘zam’a Ulaşmak: Bilmekten Çok Hissederek
İsm-i A‘zam, yalnızca ilmi bir bilgi değildir; kalbî bir haldir. Akıl bilse de, onu ancak kalp hissedebilir. Zira o isim, duanın can damarı, tefekkürün kutbu, teslimiyetin zirvesidir. Onu aramak; Allah’ı daha çok tanımak, sevmek ve O’na sığınmak içindir. Onu bilmek değil, onunla yaşamak önemlidir.
Özet:
Bu makalede Bediüzzaman’ın Barla Lahikası’ndan yola çıkarak, “İsm-i A‘zam” kavramı ele alınmıştır. İsm-i A‘zam, Allah’ın en büyük ismi olup, tıpkı ecel ve Kadir Gecesi gibi gizlenmiştir. Her ismin a‘zamî bir mertebesi bulunduğundan, evliyaullahın farklı isimleri İsm-i A‘zam olarak bulması bu sırdandır. Hazret-i Ali’nin bildirdiği altı isim (Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl, Kuddûs) bu sırrı kuşatmaktadır. Bu isimlerle derin tefekkür ve dua, insanı hakikate ve Allah’a daha da yaklaştırır.