Toplum Mühendisliğinin Dar Gömleği ve Terzilik Hikmeti

Toplum Mühendisliğinin Dar Gömleği ve Terzilik Hikmeti

Toplum mühendisliği, insanları belli kalıplara sokma arzusunun ideolojik bir biçimidir. Tarih boyunca kimi rejimler, bireyleri aynı düşünceye, aynı yaşam tarzına, aynı davranış şablonlarına mahkûm etmeye çalışmıştır. Bu yaklaşım, çokluk içindeki hikmeti ve çeşitlilikteki rahmeti görmeyen dar bir zihniyetin ürünüdür. Her insana aynı gömleği giydirmeye çalışmak, neticede o gömleği “deli gömleği”ne çevirir. Çünkü insanlık, tek tip kalıplara sığmayacak kadar zengin, derin ve farklıdır.

Bir beden için dikilmiş bir gömlek, diğer bedene ya dar gelir ya da bol. Ama zihniyet o kadar katı ve sabittir ki, o gömleği çıkarıp yeni bir elbise denemeyi teklif edenleri dahi tehdit olarak görür. İşte bu zihniyet yüz yıldır süren bir kısırlığın ve çoraklaşmanın baş sorumlusudur. Hâlâ aynı model, hâlâ aynı söylem, hâlâ aynı anlayış… Gelişmeden, değişmeden, kabuk bile değiştirmeden.

Bu dayatmacı anlayışa karşı, gerçek bilgelik, bir terzi hassasiyetiyle hareket etmektir. Nitekim bir bilgeye “En çok kimi seversiniz?” diye sorulduğunda, “Terzimi” diye cevap verir. Çünkü terzi, her gelişimde ölçüyü yeniden alır. Ama insanlar böyledir: Bir kere karar verir, bir daha değişmeyeceğine hükmederler. İşte bu hüküm, insanın tekâmülüne vurulmuş bir kelepçedir.

Toplum mühendisliği, bir ölçüde insan mühendisliğidir. Ruhların sesini bastırmak, istidadları susturmak, iradeleri tek bir merkeze bağlamaktır. Oysa her insan, ayrı bir iklimdir. Biri bozkırda yeşerir, biri dağda serpilir, biri vadide gürleşir. Herkesi ovada yetiştirmeye çalışırsanız; ne zirve görürsünüz, ne özgünlükle karşılaşırsınız. Neticede, tek tip insan yetiştirme hevesi, tek tip düşünen, tek tip korkan, tek tip susan bir toplum meydana getirir.

İnsan, ölçü ister. Ruh ölçü ister. Aklın da, hissin de, hayatın da ölçüsü olmalıdır. Ama bu ölçü, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Adalet, herkese aynı gömleği giydirmek değil; herkese kendi ölçüsünde ve istidadında bir alan açabilmektir. Bu sebeple adaletin zıddı sadece zulüm değil, aynı zamanda taassup ve tek tipleştirmedir.

Bugün hâlâ yüz yıl öncesinin gömleğini çıkaramayanlar, o gömleği topluma da zorla giydirmek istiyor. Gömlek dar, millet nefes alamıyor. Bu daralmışlık; sanatın fakirleşmesinde, düşüncenin cılızlaşmasında, siyasetin kısırlaşmasında kendini gösteriyor. Çünkü gömlek daraldıkça, kalp de sıkışıyor, fikir de.

Terzi gibi olmak gerek. Herkesi yeniden ölçmek, yeni bir bakışla görmek, insanı ve toplumu her seferinde yeniden anlamaya çalışmak gerek. Eski kalıpları, eski etiketleri, eski zanları yırtıp atmak gerek. Ancak o zaman insanı insan yapan hakikate yaklaşabiliriz.

Özet: Toplum mühendisliği, insanları tek tipleştirmeye çalışan dar bir anlayışın adıdır. Herkese aynı modeli dayatmak, bireysel farklılıkları yok saymak demektir. Oysa her insanın ölçüsü farklıdır. Bir bilgenin terzisini sevme hikâyesi, bu gerçeği veciz biçimde anlatır: Gerçek adalet ve hikmet, herkese kendi ölçüsünü vermekle mümkündür. Tek tipleştirme yerine, terzi gibi her insana özel ölçü alarak yaklaşmak, toplumun gelişmesi için en doğru yoldur.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 1st, 2025