Kabrin Ötesine Yatırım: Gerçek Lezzet ve Saadet Nerede?

Kabrin Ötesine Yatırım: Gerçek Lezzet ve Saadet Nerede?

İnsan, yaratılış itibarıyla ebediyet arayışında olan bir varlıktır. Fıtratında sonsuzluk özlemi vardır. Fakat çoğu zaman bu özlemi, geçici dünyalıklarla tatmin etmeye çalışır. Oysa insanın kalbini doyuracak olan ne servet, ne şöhret, ne de makamdır. Kalbin asıl huzuru ve ruhun gerçek saadeti, kabrin ötesine hazırlık yapmakla elde edilir.

> “Kabrin arkası için çalışınız. Hakiki saadet ve lezzet ondadır.”
(Mektubat, Said Nursî)

Bu söz, hayatın yönünü ve gayesini bize açıkça hatırlatıyor: Gerçek mutluluk, ölümden sonrasına hazırlıktadır.

  1. Kabir: Hakikatin Başlangıcı

Kabir, birçok insan için sadece bir son gibi görünse de, hakikatte bir başlangıçtır. Dünya, bir misafirhane; kabir ise ebediyet diyarına açılan ilk kapıdır. Tıpkı doğan bir bebeğin annesinin rahminden bu hayata geçmesi gibi, insan da kabirden ebedî âleme intikal eder.

Kabre imanla giren için orası Cennet bahçelerinden bir bahçedir. Dünyada sadece Allah için yaşayıp amel eden için orası bir rahmet menzili olur. Ama gafletle geçen bir ömrün ardından kabir, karanlık bir yalnızlık ve pişmanlık diyarı olabilir.

  1. Saadet Nerede?

Dünya hayatı, fani bir gölgeden ibarettir. Bu dünyadaki nimetler, lezzetler sınırlıdır. Yedikçe tükenir, sevindikçe solar, kazandıkça yoruluruz. Çünkü dünya, asıl değil; bir imtihan sahnesidir.

İnsan bu dünyada ne kadar lezzet ve huzur ararsa arasın, onu tam manasıyla bulamaz. Zira insan, ebed için yaratılmıştır. Geçici lezzetlerle ebedî saadet elde edilemez.

> “İnsanın saadeti, saadet-i ebediyededir.”
Çünkü kalbin huzuru, ruhun lezzeti; ancak ebedî bir mükâfatla tatmin olur.

  1. Nereye Yatırım Yapıyoruz?

Dünyada herkes çalışır, kazanır, biriktirir. Ama akıllı insan, faniye değil, bakiye yatırım yapar. Bir tüccar, zarar edeceği kesin olan bir mala yatırım yapmaz. Fakat insan, çoğu zaman dünya için çalışırken, kabir ötesini unutup zarara düşer.

Kabrin arkasına çalışmak demek:

İhlâsla ibadet etmek,

Kul hakkından kaçınmak,

Salih amel işlemek,

Allah için yaşamak,

Hayır hasenatta bulunmak,

Geride güzel bir iz bırakmaktır.

Dünyada bu amellerle yatırım yapanlar, kabirde sermayesini bozduran hakiki kazananlardır.

  1. Kabir Kapısını Gülümseyerek Açanlar

Tarih boyunca nice insanlar vardı ki, kabrin arkasına çalıştıkları için ölümü bir terhis, kabri ise bir ziyafet kapısı olarak karşıladılar. Peygamberler, sahabeler, evliyalar ve sadık müminler için ölüm bir korku değil, vuslattı. Çünkü hayatlarını ebed için yaşamışlardı.

Bugün de, bir insan Allah’a kavuşmayı seven bir hayat yaşarsa; Allah da onu kavuşulacak bir dost gibi karşılayacaktır.

  1. Düşündürücü Bir Soru:

> “Bir yolculuğa çıkacak olsanız, gideceğiniz yere göre hazırlık yaparsınız.
O halde en uzun ve sonsuz yolculuğumuz olan ölüm yolculuğu için ne kadar hazırlık yapıyoruz?”

Kabrin arkası boş bırakılırsa, dünya ne kadar dolu olursa olsun, insan içten içe boş kalır. Çünkü saadetin kaynağı kabrin arkasındadır, dışı değil içi süslemek gerekir.

Sonuç ve Özet

Kabir, son değil; ebedî hayatın kapısıdır.

Gerçek saadet ve lezzet, geçici dünyada değil; kabir arkasındaki ebedî hayatta gizlidir.

Kabrin arkasına çalışmak; iman, ibadet, ahlâk ve salih amel ile mümkün olur.

Dünya için yaşayan, dünyada kalır. Ahiret için çalışan, ebedî saadete kavuşur.

Akıllı insan, faniyi değil bâki olanı kazanmak için çalışır.

> Unutma:
Kabir sana doğru geliyor. Ona eli boş gitmek mi, dolu dolu gitmek mi istersin?

 

Loading

No ResponsesTemmuz 1st, 2025