Yaşasın Sıdk, Ölsün Ye’s: Bir Ümmet Manifestosu

Yaşasın Sıdk, Ölsün Ye’s: Bir Ümmet Manifestosu
Hutbe-i Şamiye’nin Ruhuyla Sarsıcı Bir Diriliş Çağrısı

“Yaşasın sıdk! Ölsün ye’s! Muhabbet devam etsin!. Şûrâ kuvvet bulsun!. Bütün levm ve itab ve nefret, heva ve hevese tâbi olanlara olsun. Selâm ve selâmet hüdâya tâbi olanlar üstüne olsun. Âmîn… ”
Hutbe-i Şamiye

Giriş: Bir Dua mı, Bir Manifesto mu?

Bediüzzaman Said Nursî’nin Hutbe-i Şamiye’sinin bu bölümü, yalnızca bir dua cümlesi değil; bir ümmet ahlâkı manifestosudur. Her kelimesi, bir milletin yeniden dirilmesi için gereken ruhi temelleri bildirir:

> “Yaşasın sıdk! Ölsün ye’s! Muhabbet devam etsin! Şûrâ kuvvet bulsun!”

Bu cümle, çağların ötesine uzanan bir haykırıştır. Günümüz Müslümanının da ihtiyaç duyduğu bu düsturlar, sadece bireysel faziletler değil; cemiyetleri ihya edecek hakikat tohumlarıdır.

  1. “Yaşasın Sıdk!”: Doğruluğun Diriltici Gücü

Sıdk, İslam’ın temelidir. Kur’an’ın, “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun” (Tevbe, 119) emri, bu kavramın hayatîyetini gösterir.
Toplumlar yalanla değil; ancak sıdkla, yani doğruluk ve sadakatle yükselebilir.

Bediüzzaman sıdkı, sadece sözde doğruluk değil; niyette, hedefte, yöntemde sadakat olarak tanımlar. O hâlde:

Siyasette sıdk, emanete riayettir.

Ticarette sıdk, hileden uzak durmaktır.

İlimde sıdk, hakikate teslimiyettir.

Dava taşımakta sıdk, bedel ödemeyi göze almaktır.

Bugün Müslümanların yaşadığı birçok çöküşün temelinde, sıdkın terk edilip, menfaatperestliğin ve maskeli sahtekârlığın hâkim olması vardır.

  1. “Ölsün Ye’s!”: Ümitsizlik, Şeytandan Gelir

Ye’s (ümitsizlik), sadece bireyin değil, ümmetin de felaketidir. Bediüzzaman, ümitsizliği “şeytandan gelen manevi bir zehir” olarak niteler.

Ye’s şunu fısıldar:

> “Değişmez bu düzen.”
“Yapamazsın.”
“Geç kaldın.”
“Bir şey değişmez.”

Oysa Kur’an her zaman rahmet kapılarını gösterir. Yusuf Sûresi’nde şöyle buyrulur:

> “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Zira Allah’ın rahmetinden ancak kâfirler ümit keser.” (Yusuf, 87)

Ümitsizlik, mücadeleyi durdurur. Direnişi kırar. Duaları susturur. Ye’s öldüğünde, irade dirilir, hayal kurulur, eylem başlar.

  1. “Muhabbet Devam Etsin!”: Vahdetin Mayası

İslam medeniyetinin çimentosu sevgidir. Muhabbet; kin, düşmanlık, hizipçilik ve ayrımcılığın panzehiridir.

Bediüzzaman’ın ifadesiyle:

> “Muhabbet, uhuvvetin esasıdır. Birbirinizi sevmek, imanımızın gereğidir.”

Bugün mezhepler, gruplar, milletler, cemaatler arasında sevgi değil; rekabet, kıskançlık ve hükmetme arzusu hâkim olmuş durumda. Oysa Kur’an’ın emri nettir:

> “Müminler ancak kardeştir.” (Hucurât, 10)

Muhabbet devam etmezse, birlik çöker. Muhabbet kesilirse, saflar dağılır, hedef şaşar, zafer uzaklaşır.

  1. “Şûrâ Kuvvet Bulsun!”: Ortak Aklın Dirilişi

Meşveret; şahsî iradenin cemiyet menfaatine tabi olmasını sağlar. Kuvvetli bir şûrâ, ihtilafı azaltır, hikmeti artırır. Bediüzzaman bu konuda:

> “Şûrâ, hayat-ı içtimâiyenin hayatıdır.” der.

Bugün şûrâ yoksa, kararlar keyfîdir. Keyfîlik varsa, adalet yoktur. Adalet yoksa, rahmet inmez.

Şûrâ kuvvet buldukça, toplumlar adil, şeffaf, güvenilir hâle gelir. Şûrâsız ümmet, istibdada açık bir ümmettir.

  1. “Levm ve itab, hevâya tâbi olanlara olsun”

Hevâ, nefsin ve arzuların ölçüsüzlüğüdür. Kişisel heveslerin ümmetin maslahatının önüne geçmesidir. Bugün İslam âlemi içinde yükselen birçok çatışma ve zulüm, hevâya tabi olan nefislerin eseridir.

Sıddık olanlar, şûrâ ile hareket edenler, ümmetin maslahatını düşünenler, selâmı ve selâmeti hak eder.
Hevâya ve hevesine tabi olanlar ise levm ve itabı hak eder.

Sonuç: Yeni Bir Dirilişin Dört Esası

Bu cümle, sadece bir dua değil; bir diriliş reçetesidir:

Sıdk: Her alanda doğruluk ve sadakat,

Ye’sin ölümü: Umutla dolu bir gelecek vizyonu,

Muhabbetin devamı: Gerçek kardeşlik ve birlik ruhu,

Şûrânın kuvvet bulması: Hakkaniyetli istişareyle adil toplumlar inşası.

Ve nihayetinde:
“Selâm ve selâmet, hüdâya tâbi olanlar üzerinedir.”
Çünkü hak yoldan ayrılmayan, hüsrana uğramaz.

Özet

Bediüzzaman Said Nursî, Hutbe-i Şamiye’deki bu veciz dua ile İslam toplumunun yeniden dirilişinin esaslarını ortaya koyar:
Doğruluk (sıdk), ümitsizlikten uzak durmak (ye’sin ölümü), sevgiyle bağ kurmak (muhabbet), ortak akılla hareket etmek (şûrâ).
Bu esaslar üzerine bina edilen bir toplum, hem dünyada huzur bulur, hem ahirette selâmete erer.
Yaşasın sıdk, ölsün ye’s! Muhabbet devam etsin, şûrâ kuvvet bulsun!
Bu bir çağrıdır. Bu bir duadır. Bu, bir ümmetin yeniden doğuş reçetesidir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 29th, 2025