Şûra, İslâm’ın Hayat Damarıdır

Şûra, İslâm’ın Hayat Damarıdır

“Müslümanların hayat-ı içtimâiye-i İslâmiye’deki saadetlerinin anahtarı, meşveret-i şer’iyedir.

وَ اَمْرُهُمْ شُورٰى بَيْنَهُمْ

   âyet-i kerîmesi, şûrâyı esas olarak emrediyor.”
Hutbe-i Şamiye

Meşveretin Gölgesinde Saadet: İslam’ın Sosyal Hayatında Şûranın Vazgeçilmezliği
Bediüzzaman’ın Hutbe-i Şamiye’de Altını Çizdiği Hakikatin Günümüz Yorumuyla Tahlili

İslam sadece bireysel ibadetleri öğreten bir din değil; aynı zamanda cemiyetin huzurunu ve adaletini sağlayan toplumsal bir nizam getirir. Bu nizamın temel taşlarından biri ise, şûradır.

Bediüzzaman Said Nursî, Hutbe-i Şamiye’de bu gerçeği şöyle dile getirir:

> “Müslümanların hayat-ı içtimâiye-i İslâmiye’deki saadetlerinin anahtarı, meşveret-i şer’iyedir.”
“Ve emr-i onların aralarında şûra iledir.” (Şûrâ, 38)

Bu âyet ve bu tesbit, bize açıkça gösteriyor ki; İslam’da ferdî faziletler kadar, cemiyetin ortak akılla idaresi de bir ibadet gibidir.

  1. Şûra: Hakkın Hâkimiyeti İçin İstişare

Kur’an’ın doğrudan emriyle “şûrâ”, bir fazilet değil, bir emr-i ilahîdir. Bu, keyfî bir tercihten ziyade, cemiyetin düzeni için farz bir düstur gibidir.

Şûra; yönetimde keyfîliğin yerine adaleti, tahakküm yerine istişareyi, tek sesliliğin yerine hikmetli çok sesliliği getirir. Bu, bir “demokrasi” değil; ilahi terbiye ile şekillenmiş bir istişare rejimidir.

Bediüzzaman’ın “meşveret-i şer’iye” demesi, bu istişarenin sadece akla değil; ahlâka, dine ve vicdana da dayanması gerektiğini ifade eder.

  1. Meşveretsizlik: Zulmün Kapısını Aralar

Tarihte ne zaman ki meşveret terk edildi, yerini istibdat (baskıcılık) aldı.
Meşveret yerine şahısların keyfî yönetimi geçtiğinde:

Adalet sarsıldı,

Hakkın yerini adam kayırmacılık aldı,

İslam adına yapılan işler, İslam’a zarar verdi.

Osmanlı’nın son döneminde yaşanan siyasi çalkantıların, bazı İslam devletlerindeki baskıcı yapıların ve bugünkü ümmetin dağınıklığının arkasında, meşveretin zayıflaması önemli bir etkendir.

  1. Şûra: Her Seviyeye İnen İlahi Bir Prensip

Meşveret yalnızca devlet düzeyinde değil; ailede, cemaatte, derneklerde, hatta bireylerin kendi iç dünyasında bile geçerlidir.

Ailede eşler arası meşveret, huzurun teminatıdır.

Cemaatlerde istişare, kibri ve parçalanmayı engeller.

Devletlerde şûra, adaletin ve halkın rızasının kaynağıdır.

Bediüzzaman bu yönüyle, sadece siyasal bir düzen değil; ahlâkî ve toplumsal bir kültür olarak şûrayı öne çıkarır.

  1. Meşveret, Ümmetin Diriliş Anahtarıdır

Bugün ümmetin yeniden dirilmesi, sadece teknoloji veya iktisatla mümkün değildir.
Önce kalplerde, sonra zihinlerde ortak akıl ve ortak dava şuurunun yerleşmesi gerekir.

Meşveret:

Farklı fikirleri çarpıştırarak değil, yoğurarak hakikate ulaşma yöntemidir.

Üstünlük yarışının değil, hakkın ve maslahatın galip gelme sürecidir.

Kutuplaşmanın değil, vahdetin yoludur.

Bu yönüyle meşveret, modern çağda ümmet için bir nefes, bir reçete, bir rahmettir.

  1. İstibdat Değil İstişare, Kibir Değil Tevazu

Bediüzzaman’a göre meşveret, sadece bir yönetim tarzı değil, aynı zamanda nefsin terbiye metodudur. Çünkü istişare etmek:

Ben bilirim kibirinden kurtulmak,

Başkasının fikrine değer vermek,

Tevazu ile hakkı aramaktır.

Bu ahlâk, sadece fertleri değil; toplumları da diriltir.

Sonuç: Meşveretle Dirilen, Meşveretsizlikle Dağılır

Bediüzzaman’ın “meşveret-i şer’iye” vurgusu, ümmetin kurtuluşunun sırlarından biridir. Kur’an’ın açık emriyle temellendirilen şûra, bir toplumu zulümden korur, hakkaniyetle yönetir ve adaletle birleştirir.

Bugün İslam coğrafyasının ihtiyacı olan, Batı’nın seküler demokrasisi değil; Kur’an ve sünnet temelli ilmi, ahlaklı, samimi bir meşveret kültürüdür.

Ve bu kültür, ancak imanla, takvayla, kardeşlikle inşa edilir.

Özet

Bediüzzaman Said Nursî, meşvereti İslam toplumunun saadet anahtarı olarak görür. Kur’an’ın “Ve işleri aralarında istişare iledir” emri, bu yaklaşımı destekler. Meşveret, sadece siyasal bir yöntem değil; toplumsal barış, adalet ve vahdetin temelidir. Terk edildiğinde zulüm, kutuplaşma ve keyfîlik baş gösterir. Uygulandığında ise ümmet yeniden dirilir.
Meşveret, sadece bir yöntem değil; bir ahlâk, bir iman, bir diriliş yoludur.

 

Loading

No ResponsesHaziran 29th, 2025