İnsanın Bozulması: Yağ Gibi Zehir Olmak
İnsanın Bozulması: Yağ Gibi Zehir Olmak
“Nasıl ki süt ve yoğurt bozulsalar, yine yenilebilir. Yağ bozulsa, yenilmez, bazen zehir gibi olur.
Öyle de: mahlukatın en mükerremi, belki en âlâsı olan “insan”, eğer bozulsa, bozuk hayvandan daha ziyade bozuk olur.”
Lem’alar 82
İnsan, yaratılmışların en şereflisi, en mükemmeli, en donanımlısıdır. Kur’ân-ı Kerîm onu “ahsen-i takvîm” üzere yaratıldığını bildirir. Yani en güzel kıvamda, en yüksek kabiliyetlerle donatılmıştır. Fakat aynı insan, bu yüksek potansiyelini kötüye kullanır, istikametten saparsa, sıradan bir varlık olmaktan da öteye düşer. Tıpkı Risale-i Nur Külliyatı’nda geçtiği gibi, “süt ve yoğurt bozulsa yine yenilebilir; ama yağ bozulsa, bazen zehir gibi olur.” İşte insan da bu “yağ” gibidir. Bozulduğunda, sadece kendisine değil, çevresine de zarar verir; hatta bazen bütün bir toplumu ifsat eder.
Bozulmuş bir süt, belki kokar ama yeniden yoğurt yapılabilir. Yoğurt ekşirse bile ayran olur. Ama bozulmuş bir yağ, yalnızca mideyi değil, bedeni zehirler. İnsan da aynen böyledir: İlmiyle, kudretiyle, nüfuzuyla, iradesiyle bozuldu mu; hırsıyla, kibriyle, zulmüyle, şeytandan daha zararlı bir hale gelir.
Hayvan kötülük yapmaz, çünkü iradesi yoktur. Yaratıldığı fıtrat üzere yaşar, yer, içer, ürer ve ölür. Ama insan; akıl, şuur, irade ve kalp sahibi bir varlıktır. Bu üstün meziyetleri kendini ve başkalarını faydalı kılmak için değil, aldatmak, sömürmek, yıkmak için kullanırsa; işte o zaman “bozuk hayvandan daha bozuk” olur.
Zulmeden bir firavun, sömüren bir Karun, yoldan çıkan bir Nemrud bu bozulmanın somut örnekleridir. Vahyin terbiyesinden, hakikat nurundan uzaklaşmış her insan, potansiyel bir tehlikeye dönüşür. Öyle ki, zalimleşir, firavunlaşır, koca toplumları karanlığa sürükler.
Fakat burada bir hikmet parıltısı daha saklıdır: Madem insan bu kadar yüksek ve bu kadar tehlikeli olabilir, demek ki terbiye ile, eğitimle, imanla ve ibadetle de o kadar nurlu, faydalı, mübarek ve yüce bir kıvama ulaşabilir. İşte bu sebeple, en büyük yatırım insanın ıslahına yapılan yatırımdır. Eğitim, tebliğ, ahlak, dua ve ibadetle insanı asli hüviyetine döndürmek, insanlık için en büyük hizmettir.
**
Sonuç ve Özet:
Risale-i Nur’da verilen temsildeki gibi, yağ bozulduğunda nasıl zehir gibi oluyorsa, insan da bozulduğunda sadece kendini değil, çevresini ve toplumu da ifsat eden bir musibet haline gelir. İnsanı üstün kılan akıl, irade ve ruh gibi meziyetler onu hem melekten üstün hem de şeytandan aşağı bir seviyeye taşıyabilir. Bu sebeple insanın ıslahı, dünyanın ıslahı demektir. Çünkü en büyük iyilik de, en büyük kötülük de insan eliyle olur.