Ehliyet ve Kriter Meselesi: Kur’ân’ın Ölçüleriyle Liyakat Arayışı
Ehliyet ve Kriter Meselesi: Kur’ân’ın Ölçüleriyle Liyakat Arayışı
İnsanlık tarihi, çoğu kez yanlış insanların doğru makamlara oturtulmasıyla felaketlere sahne olmuştur. Nice toplumlar ehil olmayanların elinde çürümüş, nice fırsatlar liyakatsiz yöneticiler yüzünden heba olmuştur. Bu büyük zaaf, sadece çağımızın değil; her dönemin hastalığıdır.
Oysa Kur’ân-ı Kerîm, hak ile bâtılı ayırmakta olduğu gibi, doğru kişiyle yanlış kişiyi ayırmakta da bir hidayet ölçüsüdür. Kur’ân, ehliyet ve liyakat konusunda hem ahlâkî hem de idarî kriterler koyar. Çünkü adalet, ancak ehil olanın elinde hakikate dönüşür.
- Emaneti Ehline Vermek: İlâhî Bir Emir
> “Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder…”
(Nisâ Sûresi, 58)
Bu ayet, sadece maddi emaneti değil; görev, sorumluluk ve yetki gibi tüm yönetimsel emanetleri de kapsar. Ehil olmayana verilen görev, bir ihanet olur. Kur’ân burada iki temel ölçü sunar:
Ehliyet (yeterlilik),
Adalet (tarafsız ve dengeli hüküm).
İkisi birden yoksa, toplumda bozulma başlar, düzen zulme dönüşür.
- Yusuf (a.s.) Kıssasında Liyakat Vurgusu
Hz. Yusuf’un Mısır hazinelerinin başına geçme talebi, tam bir ehliyet dersidir:
> “Beni ülkenin hazinelerine memur et! Çünkü ben çok iyi koruyup gözetirim ve bilgi sahibiyim.”
(Yusuf Sûresi, 55)
Burada Hz. Yusuf, göreve kendi liyakatini göstererek talip olur. Hem emin (güvenilir), hem alim (bilgili) olduğunu ifade eder. Yani Kur’ân’ın yöneticilik ölçüsü sadece ahlâk değil, aynı zamanda uzmanlık da gerektirir.
- Talut’un Seçimi: Güç ve İlim Kriteri
İsrailoğulları bir kral istemişti. Allah, Talut’u seçti ama kavmi itiraz etti. Neden?
> “O bizden nasıl kral olur? Biz ondan daha layığız…”
Ancak cevaben şöyle buyuruldu:
> “Allah onu sizin üzerinize seçti ve onu bilgi ve beden gücü bakımından üstün kıldı.”
(Bakara Sûresi, 247)
Demek ki Allah katında kişisel hevesler değil, ilim ve kudret esas alınır. Bugün lider seçiminde ölçü olarak soy, zenginlik ya da propaganda değil; ilim, hikmet ve dirayet esas alınmalıdır.
- Adaletin Ölçüsü: Şahıslara Değil, Hakk’a Dayanmak
> “Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan ve Allah için şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin.”
(Maide Sûresi, 8)
Adalet, ehliyetin temelidir. Eğer duygular, aşiretçilik, partizanlık veya şahsi çıkarlar ölçü haline gelirse, ehliyet kaybolur, adalet çürür. Kur’ân, kıymet ölçüsünü şahıslara değil; hakka ve takvaya dayandırır.
- Görev Dağılımında Sorumluluk Bilinci
Kur’ân, her işin ehline verilmesini emrederken bir diğer taraftan da uyarır:
> “Bir işi ehline vermediğiniz zaman kıyameti bekleyin.”
(Buhârî, Fiten, 10 – Hadis-i Şerif)
Bu uyarı, Resûlullah (s.a.v.)’in Kur’ân ahlâkını en açık biçimde ortaya koyduğu yerlerden biridir.
Kriterin kaybı, düzenin çöküşüyle sonuçlanır.
- Kur’ân’ın Kriterleri Nelerdir?
Kur’ân’da yönetim, sorumluluk ve söz sahibi olma hakkı için temel kriterler:
Emanet bilinci (Nisâ, 58)
Adalet (Maide, 8)
İlim ve güç (Bakara, 247)
Eminlik ve sadakat (Yusuf, 55)
Şura ve istişare (Şûrâ, 38)
Kendini değil, hakkı öncelemek (En’âm, 116)
Buna göre sadece popülerlik, soy, servet veya siyasi çevre ölçü olamaz. Bunlar Kur’ân terazisinde geçersizdir.
- Kriter Kaybı, Kıyamet Alametidir
Bugün toplumlar arasında en büyük krizlerden biri, ehliyet krizidir.
Kur’ân’ın ölçülerini bırakan toplumlar;
Cahil cesur,
Bilgili suskun,
Liyakatli köşede,
Torpilli zirvede olunca;
zulüm, israf, yozlaşma ve anarşi kaçınılmaz olur.
Kur’ân bu yüzden sadece fertleri değil, yönetim ve sistemleri de terbiye eder.
Sonuç: Liyakat, İzzetin Anahtarıdır
Kur’ân-ı Kerîm, ehliyet ve kriter meselesinde şahıs odaklı değil, ilke odaklıdır. Çünkü insanlar değişir, duygular aldanır; ama ilkeler sabittir.
İslâm’ın önerdiği toplum modeli, ilimle yöneten, adaletle hükmeden, istişareyle hareket eden bir modeldir.
Bugün bu ölçüler yeniden diriltilmedikçe, ne toplumsal barış, ne de adil düzen mümkündür.
Özet:
Bu makalede Kur’ân-ı Kerîm’in ehliyet, liyakat ve kriter ölçüleri ele alındı. Başlıca noktalar:
- Emanet ehline verilmelidir (Nisâ, 58).
- Hz. Yusuf, bilgi ve güvenilirlikle göreve talip oldu.
- Talut, ilim ve güçle lider seçildi.
- Adalet, kin ve duygulara değil, hakka dayanmalıdır.
- Ehliyetsizlik, kıyamet alameti olarak bildirildi.
- Kur’ân’ın kriterleri: Emanet, adalet, ilim, eminlik, şura ve hakkaniyet.
Sonuç: Kriter ve ehliyet, sadece bir yönetim meselesi değil; bir iman ve adalet meselesidir. Kur’ân’ın belirlediği bu ölçülerle toplumlar dirilir; ihmaliyle helak olur.