Şerri Yaratmak Şer Değildir: Sorumluluk İnsandadır

Şerri Yaratmak Şer Değildir: Sorumluluk İnsandadır

> “Halk-ı şer, şer değil; belki kesb-i şer şerdir.”
(Bediüzzaman Said Nursî – Mektubat)

Kötülük ve musibetler karşısında en çok sorulan sorulardan biri şudur:
“Madem Allah her şeyi yaratıyor, o hâlde kötülükleri de O mu yaratıyor? Ve eğer yaratıyorsa, bu zulüm olmaz mı?”

Bu soru tarih boyunca zihinleri meşgul etmiş, felsefeleri, itikatları ve hatta inançları sarsmıştır. Ancak Bediüzzaman, bu meseleyi derin ve hikmetli bir izahla şöyle özetler:

> “Kötülüğü yaratmak (halk-ı şer), kötü değildir. Kötülüğü kazanmak (kesb-i şer) kötüdür.”

  1. Yaratmak ve Yapmak Arasındaki Fark

Buradaki en önemli nokta, yaratmak ile işlemek arasındaki farkı doğru anlamaktır:

Halk (yaratmak): Allah’ın kudretiyle bir şeyi var etmesidir.

Kesb (kazanmak, tercih etmek): Kulun kendi iradesiyle bir fiili yapmasıdır.

Yani Allah, sebep-sonuç düzeni içinde, insanın ihtiyarına (iradesine) bağlı olarak her şeyi yaratır. Ama o fiilin sorumluluğu, onu isteyen, seçen insana aittir.

  1. Şerri Yaratmak Neden Şer Değildir?

Çünkü şer de hayırlı sonuçlara vesile olabilir.
Örneğin; ateş yaratılır. Ateş, ev yakarsa kötü bir sonuç olur. Ama ısınmak ve pişirmek için kullanılırsa hayırdır.
O hâlde ateşi yaratmak kötü değildir, onu kötüye kullanmak kötüdür.

Yine hastalıklar, musibetler, acılar ilk bakışta kötü gibi görünse de;

Sabır kazandırır,

İmtihan vesilesi olur,

Günahları döker,

Kalbi yumuşatır.
O hâlde şer gibi görünen bu hâllerin yaratılması da mutlak anlamda şer değildir.

  1. Kesb-i Şer: Kötülüğü Tercih Etmek

İnsan, iradesiyle kötülüğü tercih ettiğinde, artık fiilin faili olur. İşte burada sorumluluk ve günah başlar.

Yalanı söyleyen Allah değil, insandır.

Cinayeti işleyen Allah değil, insandır.

Zulmü icra eden Allah değil, iradesini kötüye kullanan insandır.

Allah, o fiili yaratmakla değil, o fiili yapmayı emretmekle suçlanabilir ki Allah böyle bir şeyi emretmemiştir. Tam tersine yasaklamış, uyarıda bulunmuştur.

> Bu nedenle: Şerri işleyen kuldur; Allah yalnızca sistemin adil yaratıcısıdır.

  1. Kötülüğün Varlığı Hayrın Anlaşılması İçindir

Bir başka hakikat de şudur:

Eğer karanlık olmasa, ışığın kıymeti bilinmezdi.

Acı olmasa, şifanın değeri anlaşılmazdı.

Günah olmasa, af ve rahmetin genişliği tecelli etmezdi.

Bediüzzaman bu noktada özetle şöyle der:

Şerler, hayırların zuhuruna vesiledir. Zahiren şer, hakikatte hayırdır.

Bu da gösterir ki Allah, şerri yaratmakla aslında hayır yollarını açmaktadır. Şer görünümündeki pek çok hadise, manevî terakki, sabır, dua ve af gibi nice rahmetlere kapı açar.

  1. Hikmetli Bir Gerçek: İmtihan Dünyasında Seçim Kulundur

Bu dünya bir imtihan sahnesidir. Seçenekler sunulmuştur:

İyilik ve kötülük,

Hayır ve şer,

Hak ve batıl…

İnsana da irade verilmiştir ki seçsin. Allah da bu seçimi yaratır. İşte imtihanın sırrı buradadır. Yoksa insan sadece iyi olanı seçmek zorunda bırakılsaydı, bu imtihan değil mecburiyet olurdu.

SONUÇ ve ÖZET

Allah kötülüğü yaratabilir ama kötülüğü işlemez.

Şerri yaratmak, şer değil; onu tercih etmek şerdir.

Yaratılan her şey bir hikmet içindir.

İnsan kötülüğü seçerse, o fiilden sorumludur.

Kötülükler de hayır doğurabilir; sabır, dua, tevbe gibi…

ÖZET:

Bediüzzaman’ın ifadesiyle, kötülüğün yaratılması kötü değildir. Çünkü yaratmak Allah’a, işlemek insana aittir. Şer, Allah’ın yaratma fiilinde değil; insanın tercihinde ortaya çıkar. Dolayısıyla sorumluluk Allah’ın değil, kulun iradesindedir. Bu da kader inancını bozmadan, adaleti ve imtihan sırrını muhafaza eder.

 

Loading

No ResponsesHaziran 27th, 2025