Kalem Tutan Parmaklara Kurşun: Filistinli Öğrencilerin Sessiz Şehadeti

Kalem Tutan Parmaklara Kurşun: Filistinli Öğrencilerin Sessiz Şehadeti

7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden İsrail saldırılarında 16 binden fazla Filistinli öğrenci hayatını kaybetti. Onlar okula gitmek istiyordu, mezara gittiler. Ellerine kalem tutuşturulması gereken yaşta, kefen sarıldı. Sıralarında bilgiyle buluşmaları gerekirken, bedenleri toprağa emanet edildi. Bu, sadece bir katliam değil; geleceğin planlı ve sistematik bir imhasıdır.

Eğitim; bir milletin var olma iradesidir. Okuyan bir çocuk, özgürlük hayal eder. Düşünür, sorar, hak arar. İşte bu yüzden ilk hedef hep çocuklar olur. Çünkü geleceği yok etmek, toprak işgalinden daha etkilidir. Sadece şu rakamlar bile, insanlığın vicdanını ayağa kaldırmaya yeter:

16.802 öğrenci hayatını kaybetti.

26.000’den fazla öğrenci yaralandı.

361 öğrenci gözaltına alındı.

Ders kitapları bombaların altında kaldı. Oyuncaklar paramparça oldu. Masumiyet, sınıf tahtasına değil, toprağa yazıldı.

Çocuklar Ölürse Gelecek Susar

Filistinli çocuklar sadece kurşunla değil, aynı zamanda suskunlukla öldürülüyor. Dünya, bu kadar büyük bir trajediye sessiz kaldıkça; katiller daha da cesaretleniyor. Savaş uçakları, okulları hedef alıyor; sonra “yanlışlık” deniliyor. Ama bu “yanlış” her seferinde doğrudan çocukları buluyor.

Bu çocukların ölümü, sadece Filistin’in değil, insanlığın kalbine isabet etmiş bir kurşundur. Çünkü bir çocuğun ölümü, bütün dünyanın yetim kalması demektir.

Kalemin Düşmanı Kurşun Değil; Sessizliktir

Filistinli çocuklar yaşasaydı belki doktor olacaktı, belki öğretmen, belki sadece iyi bir insan. Şimdi onlar cennetin gülleridir, ama dünya toprağında yerleri boş. Üstelik bu boşluk; vicdanla, adaletle, insanlıkla dolmazsa daha da büyür.

Kalemi yere düşen bir çocuğa, bombayla karşılık vermek; savaş değil, vahşettir. Okula giden bir çocuğun hedef alınması; güvenlik gerekçesi değil, gelecek düşmanlığıdır. Çünkü katiller biliyor ki, okuyan bir Filistinli, özgür bir Filistin demektir.

Bu Salt Bir İstatistik Değil, Sessiz Bir Feryattır

Bugün Filistin’de her şehit edilen çocuk, insanlığın göğe yükselen sorusudur:

> “Bu kadar masum, bu kadar çok çocuk neden öldü ve neden kimse durdurmadı?”

Bu rakamlar, birer sayısal veri değil; hayatın yarım kalan hikâyeleridir. Belki biri Kur’an ezberleyecekti, biri ailesine ekmek getirecekti, biri yıldızlara bakıp hayal kuracaktı. Ama şimdi yıldızlar onların şahitliğine ağlıyor.

Vicdanın Son Sınavı: Çocuklara Reva Görülen Bu Zulme Ne Diyeceğiz?

Bediüzzaman Said Nursî der ki:

> “Zalimler için yaşasın cehennem.”

Ama sadece zalimler değil; onların zulmüne sessiz kalanlar da bu ahlaki yıkımın ortağıdır. Bu yüzden bugün, insanlık ikiye ayrılıyor:

Zulme karşı çıkanlar,

Zulme alışanlar.

Bu çağ, belki de tarihte ilk defa bu kadar açık bir şekilde masumlarla zalimleri birbirinden ayırıyor. Tereddüt edenler, tarafsız kalanlar, sessizce izleyenler; aslında tercihini yapmış oluyor.

Sonuç ve Mesaj:

Filistinli 16 binden fazla öğrencinin ölümü, sadece bir savaşın yan etkisi değil; bir milletin geleceğini yok etme planının parçasıdır. Bu çocuklar, okulda öğrenmek için yaşamak isterken, ölümle tanıştırıldı. Her biri bir âyetin şahitliğinde toprağa girdi.

Ama unutulmamalı ki:

> Kalemler kırılabilir, ama hakikat yazılmaya devam eder.
Çocuklar vurulabilir, ama hakikat asla susturulamaz.

Özet:

Bu makale, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten itibaren Gazze ve Batı Şeria’da gerçekleştirdiği saldırılarda 16 binden fazla Filistinli öğrencinin hayatını kaybetmesini konu alır. Eğitim hakkı elinden alınan bu çocukların sadece fiziken değil, aynı zamanda sessizliğe gömülerek yok edilmeye çalışıldığı anlatılır. Çocukların ölümüyle bir halkın geleceği hedef alınmakta; bu durum ise sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın vicdanını sınayan bir felaket olarak değerlendirilir. Makale, sessiz kalmanın da bir tür suç ortaklığı olduğunu hatırlatır ve bu zulme karşı kalemle, sözle, vicdanla dur demeyi bir insanlık görevi olarak sunar.

 

Loading

No ResponsesHaziran 27th, 2025