Ezmânın Gölgesinde Parlayan Nurlar: Ezvâc-ı Tâhirâtın Dinî Vahye Hizmetteki Hikmetli Vazifesil
Ezmânın Gölgesinde Parlayan Nurlar: Ezvâc-ı Tâhirâtın Dinî Vahye Hizmetteki Hikmetli Vazifesil
“Zat-ı Risalet’in akvali gibi ef’al ve ahvali ve etvar ve harekâtı dahi menabi-i din ve şeriattır ve ahkâmın me’hazleridir. Şıkk-ı zâhirîsine sahabeler hamele oldukları gibi hususi dairesindeki mahfî ahvalâtından tezahür eden esrar-ı din ve ahkâm-ı şeriatın hameleleri ve râvileri de Ezvac-ı Tahirat’tır ve bilfiil o vazifeyi îfa etmişlerdir. Esrar ve ahkâm-ı dinin hemen yarısı, belki onlardan geliyor. Demek bu azîm vazifeye, birçok ve meşrepçe muhtelif Ezvac-ı Tahirat lâzımdır.”
Mektubat
Peygamberlik, sadece vahyi tebliğ etmekten ibaret değildir. Aynı zamanda onu yaşamak, hayatın her anına uygulamak ve ümmete numune olmakla da tamamlanır. Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (s.a.v.) sözleri (akvâli) kadar, fiilleri (ef’âli), hâlleri (ahvâli) ve günlük hayattaki davranışları (etvâr ve harekâtı) da dinin kaynağı, şeriatın temelidir. Bu yönüyle, Efendimiz’in hayatının her yönü bir sünnet, bir örneklik, bir mîrastır.
İşte bu noktada Bediüzzaman Said Nursî, son derece derin ve hikmetli bir noktaya işaret eder:
“Zât-ı Risalet’in akvali gibi ef‘al ve ahvâli ve etvâr ve harekâtı dahi menabi-i din ve şeriattır… Şıkk-ı zâhirîsine sahabeler hamele oldukları gibi… hususî dairesindeki mahfî ahvalâttan tezahür eden esrar-ı din ve ahkâm-ı şeriatın hameleleri ve râvileri de Ezvâc-ı Tâhirattır.”
- Sünnetin İki Yüzü: Zâhirî ve Bâtınî Rivayet
Sünnetin bir yönü açıktır: Cemaat önünde yapılan konuşmalar, hutbeler, gazveler, fetvalar… Bu yön, sahâbîler tarafından titizlikle nakledilmiştir.
Ancak Efendimiz’in (s.a.v.) özel hayatı, aile içi davranışları, gece ibadetleri, mahrem hâlleri de dinin ayrı bir yönünü oluşturur. Bu yön ise sadece ve sadece Ezvâc-ı Tâhirât tarafından görülmüş ve aktarılmıştır.
Bu durum bize gösterir ki, Resûlullah’ın hanımları sıradan eşler değil; vahyin ev içi taşıyıcıları, şeriatın iç dünyasını beyan eden râvileridir. Onlar olmasaydı, Peygamber Efendimiz’in özel hâlleri, aile hayatındaki ölçüleri ve mahrem ahkâm bilinemezdi.
- Ezvâc-ı Tâhirât: Kadının Dinde Taşıyıcı Rolü
Hz. Âişe (r.a.) başta olmak üzere Ezvâc-ı Tâhirât, sadece birer eş değil, aynı zamanda ilim taşıyıcıları, fıkhî ölçülerin kurucuları, ahlâkî normların nakledicileri olmuşlardır. Nitekim Hz. Âişe, 2.210 hadis rivayet etmiştir ve kadınların dinî hakları, temizlik, ibadet ve aile hukuku konularında vazgeçilmez bir kaynaktır.
Bediüzzaman’ın “esrar ve ahkâm-ı dinin hemen yarısı onlardan geliyor” sözü, onların bu eşsiz yerini veciz şekilde özetler. Bu da şunu gösterir: Kadın, dinin sadece muhatabı değil; aynı zamanda kurucu ve muhafaza edici bir unsurudur.
- Çok Evliliğin Hikmeti: Vahyin Çeşitliliğe İhtiyacı
Bediüzzaman’ın “bu azîm vazifeye birçok ve meşrepçe muhtelif Ezvâc-ı Tâhirat lâzımdır” ifadesi, Efendimiz’in çok evliliğine getirilen ithamlara en net cevabı sunar. Bu evlilikler, nefsânî değil, ilmî ve dinî zaruretlerin bir neticesidir.
Farklı yaş, anlayış, kabiliyet ve mizaca sahip hanımlar, Efendimiz’in farklı yönlerini gözlemlemiş ve ümmete bu yönleri nakletme vazifesini üstlenmiştir. Bu, bir kadro oluşturmak gibidir. Her biri ayrı bir pencere olmuş, ümmete Resûlullah’ın hayatını ve ahkâmını başka bir boyutla yansıtmıştır.
- Zamanımıza Düşen Pay: Sünneti Anlamada Tamlık
Günümüz Müslümanları olarak bizler, sünneti sadece sahabelerden değil, Ezvâc-ı Tâhirat’tan gelen rivayetlerle de tanırız. Onlar olmasaydı:
Resûlullah’ın gece ibadetini,
Aile içi muhabbet ve şefkat ölçülerini,
Temizlik, mahremiyet, kadınlarla ilgili ahkâmı
anlayamazdık.
Bu da gösterir ki dini tam anlamak, hem sahabenin dış rivayetini, hem de Ezvâc-ı Tâhirat’ın iç rivayetini birlikte okumakla mümkündür.
Özet:
Bu makalede Bediüzzaman Said Nursî’nin, Efendimiz’in (s.a.v.) özel hayatındaki sünnetlerinin taşıyıcısı olarak Ezvâc-ı Tâhirât’a verdiği değerli role dikkat çekilmiştir. Dinin sadece dışa dönük değil, özel ve mahrem boyutunun da olduğunu; bu yönün ise Peygamber hanımları tarafından aktarıldığını anlatmıştır. Sahabe dini nasıl yaymışsa, Ezvâc-ı Tâhirât da onu içerden şekillendirmiştir. Bu, kadınların dindeki ilim ve hikmet taşıyıcılığına dair en güçlü delildir. Aynı zamanda Resûlullah’ın çok evliliğinin ilahî bir hikmete dayandığını da açıkça ortaya koyar. Dinî bütünlük, ancak bu iki yönün beraber okunmasıyla sağlanır.