Bir Çekirdeğe Sığan Kâinat: İlahi Programın Tohumları

Bir Çekirdeğe Sığan Kâinat: İlahi Programın Tohumları

“Eşyanın neticeleri, nesilleri, tohumları; ileride gelecek mevcudatın programlarını, fihristelerini tazammun ettiklerinden elbette evamir-i İlahiyenin bir küçük mecmuası olduğunu bildiriyorlar. Mesela bir çekirdek, bütün ağacın teşkilatını tanzim edecek olan programları ve fihristeleri ve o fihriste ve programları tayin eden o evamir-i tekviniyenin küçücük bir mücessemi hükmünde denilebilir. ”
Mektubat

İnsan, kâinata ibret nazarıyla baktığında, her şeyde bir hikmet, her zerrede bir maksat, her varlıkta bir gayeye yöneliş görür. Bu bakış, sadece maddi değil, aynı zamanda manevi bir şuurun eseridir. Zira eşyanın en küçük parçası bile, sadece kendisiyle sınırlı değildir. Her tohum, her çekirdek, her zerre; kendisinden daha büyük bir varlığın nüvesini taşır, geleceğin fihristesini ve planlarını içinde saklar. Tıpkı bir bilgisayarın devasa programını taşıyan küçücük bir USB bellek gibi…

Bediüzzaman Said Nursî’nin ifadesiyle, “eşyanın neticeleri, nesilleri, tohumları; ileride gelecek mevcudatın programlarını, fihristelerini tazammun ettiklerinden elbette evamir-i İlahiyenin bir küçük mecmuası olduğunu bildiriyorlar.” Bu cümle, yaratılışın özünde bir ilahi yazılım, bir ilahi emirler külliyatı olduğunu anlatır. Bir çekirdek, sadece bir ağaç değildir; o, bir ağacın geleceği, şekli, meyvesi, dalları, yaprakları ve hatta o meyveden doğacak binlerce diğer ağacın da mühendislik planıdır.

Bu hakikat, bize birkaç önemli dersi birden veriyor:

  1. Zerrede Tecelli Eden Sonsuz Kudret

Bir çekirdeğin içine koca bir ağacı sığdırmak, sıradan bir olay değildir. Bu, sonsuz bir kudretin, nihayetsiz bir ilmin, kusursuz bir hikmetin eseridir. Bu kadar harika bir planlamayı, böylesi bir sanatla içine gömen kudret, elbette eşyanın arkasında daimî ve mutlak bir yaratıcıyı gösterir.

  1. Tohumun Diliyle Konuşan Emirler

Tohumlar konuşmaz, ama hal dilleriyle bir şey söylerler: “Ben kendimden değilim. Beni buraya koyan bir emir, beni çalıştıran bir irade, beni tanzim eden bir kudret var.” Çekirdeğin içindeki potansiyel, ancak bu evamir-i tekviniye ile izah edilebilir.

  1. İnsan da Bir Tohumdur

İnsan da bu noktada ayrı bir tohum gibidir. Ruhunun içinde ebediyet arzusu vardır. Vicdanında sonsuzluğu hisseder. Bu hisler, onun geçici dünya için yaratılmadığını, içindeki ilahi programa göre ebedî bir âleme namzet olduğunu bildirir.

  1. Küçüğe Dair Büyük İbret

Bugün bir tohuma değer vermeyen, onu ezer geçen insan, aslında bir ağacı katletmiştir. Küçük gibi görünen bir şey, büyük sonuçlara gebedir. Bu yüzden, hayatın her anı, her eylemi, her tercihi bir tohumdur. Kim hangi tohumu atarsa, ileride onun meyvesini toplayacaktır.

Netice:

Bu küçük varlıklar, kudretin büyüklüğünü, ilmin kuşatıcılığını, hikmetin derinliğini ve tevhidin parlak delillerini gözler önüne serer. Bir tohumun içinde ağacı görmek, bir insanın içinde ebedî bir hayatın ışığını fark etmek gibi bir farkındalıktır. Yani eşyada basitlik yoktur; her şey bir emirler mecmuası, bir yaratılış programı, bir ilahi niyetin maddi ifadesidir.

Özet:

Bu makalede, bir tohumun veya çekirdeğin yalnızca maddi bir yapı değil, aynı zamanda ileride yaratılacak sistemlerin fihristesi olduğu anlatılmıştır. Bu küçük varlıkların, İlahi emirlerin tezahürü ve kudretin birer göstergesi olduğu anlatılmış, insanın da bu yaratılış hakikatlerinden ibret alarak ebedî bir gayeye yönelmesi gerektiği ifade edilmiştir. Küçük görünen şeylerin arkasında büyük mânâlar ve neticeler bulunduğu unutulmamalıdır.

 

Loading

No ResponsesHaziran 27th, 2025