Az Olan Kaliteli Olsun: Hakikî Ekseriyet Keyfiyettedir

Az Olan Kaliteli Olsun: Hakikî Ekseriyet Keyfiyettedir

> “Kemiyetin, keyfiyete nisbeten ehemmiyeti yok. Asıl ekseriyet, keyfiyete bakar.”
(Bediüzzaman Said Nursî – Mektubat)

Modern dünyada başarı çoğu zaman sayılarla ölçülür:

Ne kadar insana ulaştın?

Kaç takipçin var?

Kaç kişi alkışladı, kaç kişi beğendi?

Ancak Bediüzzaman’ın bu sözü, tüm bu ölçülerin içini boşaltır ve bize gerçek bir ölçü sunar:

> Sayı çokluğu değil, değer büyüklüğü önemlidir.
Kalabalık olmak değil, kaliteli olmak kıymetlidir.

  1. Kemiyet: Sayının Aldatıcı Cazibesi

“Kemiyet”, nicelik yani çokluk demektir. İnsanoğlu her zaman çokluğa özenir:

Kalabalık topluluklara,

Büyük yapılara,

Geniş kitlelere…

Oysa çok olmak her zaman doğru olmak anlamına gelmez. Çünkü:

Ebu Cehil’in ordusu kalabalıktı, ama haksızdı.

Hz. Musa’nın kavmi çoğaldı, ama şükürden uzaklaştı.

Günümüzde de çoğunluğun sürüklendiği fikirler, çoğu zaman hakikatten uzak kalır.

Dolayısıyla sayı, mutlak bir kıymet ölçüsü değildir.

  1. Keyfiyet: Az Ama Öz Olmak

“Keyfiyet” ise nitelik yani kalite demektir. Bu kalite; akılla, ahlakla, imanla, sebatla, ihlâsla ölçülür. Nitelikli bir insan:

Az konuşur ama tesirli olur.

Az görünür ama derin iz bırakır.

Kalabalıkta kaybolmaz, değerle parlar.

İşte hakikî kıymet budur. Bir avuç insan, eğer nitelikliyse, bir millete yön verebilir. Tıpkı:

Bedir’de 313 kişinin, 1000 kişilik orduya galip gelmesi gibi,

Ashab-ı Kehf’in yedi kişiyle çağlara meydan okuması gibi,

İmam Gazali’nin tek başına ümmetin fikrî kaderini değiştirmesi gibi…

  1. Hakikî Ekseriyet: Görünmez, Ama Etkilidir

Bediüzzaman’ın “Asıl ekseriyet keyfiyete bakar” sözü, zannedilenin aksine bir mantık hakikatidir.

Çünkü:

Kalabalıklar fikir üretmez, fikir sahipleri kalabalıkları etkiler.

Hakikat çoğu zaman azınlıktadır, çünkü gerçek, kolay bir yol değildir.

Az ama ihlâslı insanlar, kalabalık ama hissiz insanlardan çok daha fazla iz bırakır.

  1. Bugüne Düşen Ders: Çoğunluk Peşinde Koşma, Değer Peşinde Ol

Sosyal medyada, siyasette, ticarette ve hatta dinî hizmette bile çokluk takıntısı, zamanla kaliteyi eritmektedir.
İnsanlar artık “Kaç kişiye ulaştık?” sorusunu “Kime ne ulaştırdık?” sorusundan daha çok sorar hâle geldi. Bu da hizmetin ruhunu bozmaktadır.

Unutulmamalı ki:

Bir insanın kalbine hakikati ulaştırmak, milyonların ilgisini çekmekten daha kıymetlidir.

Bin kelime konuşmak değil, bir kelimeyle bir hayatı değiştirmek önemlidir.

Allah katında bir müminin ihlâsı, bin kişinin riyâsından üstündür.

  1. Hikmetli Bir Gerçek: Toplumlar Az Ama Kaliteli İnsanlarla Ayağa Kalkar

Tarih boyunca milletleri dönüştürenler kalabalıklar değil, öncüler olmuştur.

Peygamberler çoğunlukla yalnız başladılar.

Âlimler, ilk başta azınlıktaydılar.

Hakikat yolcuları çoğu zaman toplumun kenarında görüldü. Ama onlar tarih yazdı.

Bugün de eğer bir şey değişecekse, bu az ama öz insanlar sayesinde olacaktır. Çünkü “keyfiyet” varsa, Allah’ın inayeti vardır. Kemiyet ise, onun ardından gelir.

SONUÇ ve ÖZET

Çokluk (kemiyet), kalite (keyfiyet) karşısında değer taşımaz.

Asıl başarı, etkili olmak, derinlikli düşünmek ve ihlâslı hareket etmektir.

Kalabalık olmak, haklı olmak demek değildir.

Hakikat tarih boyunca çoğu zaman azların yoluydu.

Gerçek dönüşüm, kaliteli insanlarla başlar.

ÖZET:
Kemiyet, yani çokluk; hakikatin ölçüsü değildir. Asıl kıymet, keyfiyettedir: Az ama ihlâslı, derinlikli, nitelikli olmak. Toplumlar ve hakikatler, kalabalıklarla değil; az ama güçlü fertlerle inşa edilir. Bu yüzden çoğunluk peşinde değil, değerin peşinde koşmak gerekir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 27th, 2025