Allah yeter

Allah yeter

“Dost istersen Allah yeter. Evet, o dost ise her şey dosttur.

   Yârân istersen Kur’an yeter. Evet, ondaki enbiya ve melâike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder.

   Mal istersen kanaat yeter. Evet kanaat eden, iktisat eder; iktisat eden, bereket bulur.

   Düşman istersen nefis yeter. Evet kendini beğenen, belayı bulur, zahmete düşer; kendini beğenmeyen, safayı bulur, rahmete gider.

   Nasihat istersen ölüm yeter. Evet ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve âhiretine ciddi çalışır.
Mektubat

Hayatın Pusulası: İnsanın En Temel İhtiyaçları ve Cevapları
Mektubat’taki bu mübarek satırlar, insanın hayat yolculuğundaki en temel arayışlarını ve bu arayışların en kesin cevaplarını beş maddede özetliyor. Her biri, hem mantıkî hem de hikmetli birer düstur niteliğinde. Bu ifadeler, dış dünyada aranan tatmini insanın iç dünyasında ve manevi alemde bulabileceğini gösteriyor.

  1. Dost Arayışı: En büyük Dost Olan Allah
    İnsan sosyal bir varlıktır ve her zaman bir dost arayışı içindedir. Ancak bu arayış, bazen hayal kırıklıklarıyla sonuçlanabilir. Gerçek dostluğun tanımı, karşılıksız sevgi, sadakat ve güven üzerine kuruludur. Bu tanıma en uygun olan, her durumda yanınızda olan ve hiçbir zaman terk etmeyen Allah’tır. Metin, “o dost ise her şey dosttur” diyerek, bu gerçeği çarpıcı bir şekilde ifade eder. Allah’ı dost edinen kişi, kâinattaki tüm varlıklarla bir bağ kurar. Dağlar, denizler, kuşlar ve bitkiler ona yabancı gelmez, aksine Rabb’in sanatı olarak görülür ve dostluğa dönüşür. Bu, insanın yalnızlık hissini kökten çözen bir idraktir.
    2. Yâran (Sohbet Arkadaşı) Arayışı: Kur’an-ı Kerim Yeter
    Yâran, sadece sıradan bir arkadaş değil, sohbetiyle insana yol gösteren, onu aydınlatan bir arkadaştır. Kur’an-ı Kerim, sadece bir okuma kitabı değil, aynı zamanda canlı bir sohbettir. O, insanın hayal dünyasını genişletir, onu geçmiş peygamberlerin ve meleklerin dünyasına götürür. Onların yaşadığı olayları (vukuatları) seyrederek, tefekkür ederek onlarla bir nevi ünsiyet (yakınlık) kurarız. Bu, zaman ve mekânın ötesine geçen, ruhu besleyen ve yalnızlığı gideren bir yâranlıktır. Kitap okumak, insanı kalabalıkların gürültüsünden uzaklaştırır; Kur’an okumak ise insanı meleklerin ve peygamberlerin manevi atmosferine taşır.
    3. Mal Arayışı: Kanaat ve İktisat Yeter
    Modern dünyanın en büyük hastalığı, bitmek bilmeyen “mal hırsıdır.” İnsan, daha fazlasına sahip oldukça mutlu olacağına inanır. Ancak metin, bu yanılgıyı yıkar. Gerçek malın kanaat olduğunu söyler. Kanaat, tembellik değil, elindekinin kıymetini bilmek ve onunla yetinebilmektir. Kanaat eden, israf etmez, yani iktisat eder. İktisat eden ise elindeki imkanların bereketlenmesini sağlar. Bir avuç buğdayı israf etmeden kullanan kişi, bir depoyu israf ederek tüketen kişiden daha zengindir. Çünkü bereket, malın çokluğunda değil, faydasındadır. Bu, mantıkî bir denklem sunar: Kanaat → İktisat → Bereket → Zenginlik.
    4. Düşman Arayışı: Nefis Yeter
    İnsan genellikle dışarıda düşman arar. Ancak en büyük düşman, insanın kendi içindedir: Nefsi. Özellikle “kendini beğenmek” (ucub), nefsin en tehlikeli tuzağıdır. Kendini beğenen, kibir ve gurura kapılır, bu da onu “belaya ve zahmete” düşürür. Çünkü kibirli insan hata yapmaktan ders çıkarmaz, başkalarını dinlemez ve eninde sonunda yalnız kalır. Oysa “kendini beğenmeyen,” yani acizliğini ve kusurlarını idrak eden kişi, tevazu ile hareket eder. Bu tevazu onu “safaya” (huzur ve neşe) kavuşturur ve İlahi rahmete ulaştırır. Kendi kusurlarını görmek, insanın kendini düzeltmesi için en büyük motivasyondur.
    5. Nasihat Arayışı: Ölüm Yeter
    Hayatın koşuşturması içinde insan, en büyük gerçeği unutma eğilimindedir: Ölümü. Ölüm, en etkili nasihattir. Ölümü düşünen insan, dünyanın geçici zevklerine (hubb-u dünya) olan bağlılıktan kurtulur. Dünya hayatının kısa bir misafirlik olduğunu anlar ve asıl ebedi hayat olan ahiretine ciddi bir şekilde hazırlanmaya başlar. Ölüm düşüncesi, insana zamanın ve hayatın değerini öğretir, onu boş işlerden alıkoyar ve asıl gayeye yöneltir.

Özet
Bu makale, Mektubat’ta yer alan beş temel düsturu ele alarak, insanın hayatındaki en büyük arayışlarına cevaplar sunmaktadır. Buna göre; Dost arayan kişiye Allah’ın yeterli olduğu, O’nu dost edinince her şeyin dost olacağı belirtilir. Sohbet arkadaşı isteyen için Kur’an’ın kâfi geldiği, onunla peygamberler ve meleklerle manen ünsiyet edilebileceği anlatılır. Mal arayan için kanaatin yeterli olduğu, çünkü kanaatin iktisada ve bereketin anahtarı olduğu ifade edilir. Düşman isteyen için nefsin en büyük düşman olduğu, kendini beğenmenin belaya, alçakgönüllülüğün ise huzura götürdüğü anlatılır. Son olarak, nasihat arayan için ölümün en büyük vaiz olduğu, onu düşünmenin dünya sevgisinden kurtardığı ve ahirete yönelttiği belirtilir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 27th, 2025