Her Gözde Tecelli Eden Sonsuz San’at
Her Gözde Tecelli Eden Sonsuz San’at
“Her ferdin san’at itibariyle kıymetdar olması, sonsuz bir zenginlikle gayr-ı mütenahî hazinelere mâlik olan zâta mahsustur.
Kur’an Tefsiri Risale-i Nur’dan
– Her Bir Göz, Ezelî Bir Sanatkârın Mührüdür –
Bir göz… Kimi zaman bir kertenkeleye, kimi zaman bir kuşa, bazen de insana aittir. Fakat dikkatle bakıldığında her biri apayrı bir tezyinat, eşsiz bir işçilik ve sonsuz bir sanat ihtiva eder. İşte bu manzara, yalnızca bir yaratılış değil, aynı zamanda ilahi bir sanat galerisi gibidir.
Farklı hayvanlara ait göz fotoğrafları, sadece biyolojik bir organı değil, Allah’ın “Musavvir” isminin ihtişamını, “Bedi’” sıfatının tecellisini ve yaratılışta asla tekrara düşmeyen bir kudreti gözler önüne seriyor. Her bir göz, farklı şekliyle, rengiyle, yapısıyla; kendine has bir mühür gibi yaratılmış. Bu kadar çeşit, bu kadar zenginlik, bu kadar güzellik ancak sonsuz bir ilim, irade ve kudretin eseri olabilir.
Sanat Eseri Mi, Tesadüf Mü?
Her ferdin gözündeki bu sanat, tesadüfün ürünü olabilir mi? Elbette hayır. Çünkü bir sanat eseri, sanatkârını fısıldar. Ressamı olmayan tablo, ustası olmayan saat düşünülemeyeceği gibi, gözü yaratan, ona görme kabiliyeti veren ve her türde ayrı ayrı şekillendiren bir Sanatkâr-ı Ezelî vardır. Bu da bize gösterir ki:
> “Her ferdin sanat itibariyle kıymetdar olması, sonsuz bir zenginlikle gayr-i mütenahî hazinelere mâlik olan Zât’a mahsustur.”
Yani bu çeşitlilik ve ihtişam, sadece ilahi bir kudretle izah edilebilir.
Bir Gözle Açılan Kapı
İnsan gözünü açar, baktığı her şeyde Allah’ın sanatını görürse; kalbi uyanır, ruhu aydınlanır. Ama aynı göz gafletle bakarsa, o zaman bu büyük sanatın üzeri örtülür ve insan bakarken bile göremez hale gelir. İşte Risale-i Nur’un yaptığı tam da budur: bakılan her şeyi, Allah’ı tanıtan bir ayna hâline getirmek. Gözü hakikate çevirmek.
Eğer insan, bir hayvanın gözündeki detaya hayretle bakar da, onu yaratanı düşünmezse; o hayreti boşa harcamış olur. Oysa bu bakış, kişiyi marifetullah’a, yani Allah’ı tanımaya götürmelidir. Gözdeki san’atı gören, görülmeyen Sanatkârı tanır.
Her Göz Bir Kitap Gibidir
Her göz, adeta bir ilahi kitap gibidir. Satırları yoktur ama desenlerinde hikmet vardır. Harfleri yoktur ama şekliyle tevhidi anlatır. Her gözde bir mana, bir maksat, bir kasıt, bir gaye vardır. Ve bütün bunlar bize der ki:
> “Ey insan! Sen sadece göz değil, bizzat baştan ayağa ilahi bir sanatsın. Kendini ve diğer mahlûkatı boş ve tesadüf eseri sanma. Her biriniz, Allah’ın sanat atölyesinde özel olarak işlenmiş birer sanat harikasısınız.”
Sonuç ve Özeti
Her mahlûkun gözü, Allah’ın yaratma sanatının eşsiz bir tecellisidir. Bu gözlerdeki çeşitlilik, sonsuz bir zenginliğin ve gayr-i mütenahî hazinelerin delilidir. Her bir fert, sanat itibariyle kıymetlidir. Çünkü onları yaratan zat, sonsuz kudret, ilim ve irade sahibidir.
Özetle:
Her bir göz farklı, eşsiz ve hikmetlidir.
Bu farklılıklar, Allah’ın sanatının büyüklüğünü gösterir.
Tesadüf, böylesi detaylı ve dengeli bir yaratılışı açıklayamaz.
Her bir canlı, Allah’ı tanıtan bir kitap gibidir.
İnsan, bu gözlerle sadece görmek değil, gördüğünü okumakla da mükelleftir.
> “Her göz, Rabbini gösteren bir san’at mührüdür.”
– Kur’an Tefsiri Risale-i Nur’dan