Abluka Altındaki Süper Güç: Gazze’yi Unutturmak İçin İsrail-İran Gölgesi”
Abluka Altındaki Süper Güç: Gazze’yi Unutturmak İçin İsrail-İran Gölgesi”
Dünya bugün sahnede dev aktörlerin değil, perde arkasında kurguyu yazan derin yapıların oyununu izlemektedir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da şekillenen siyaset, çoğu zaman görünenden çok daha farklı merkezler tarafından belirleniyor. Bu merkezlerin başında ise hiç şüphesiz Siyonist lobiler gelmektedir. Bu yapılar, sadece siyasi karar alma mekanizmalarını değil, medya, akademi, savunma sanayi ve hatta düşünce kuruluşlarını da kuşatmış durumdadır. Öyle ki, artık Beyaz Saray’da alınan kararlar Washington halkının değil, Tel Aviv’in hayati çıkarlarına göre şekillenmektedir.
İsrail Lobisinin Derin Kökleri
İsrail lobisi, İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD’de güçlenmiş, 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra ise adeta ABD siyasetinin kalbine yerleşmiştir. Bu lobiler, sadece İsrail’in savunulması için değil, aynı zamanda onun tüm hamlelerini meşrulaştırmak, itiraz edenleri susturmak ve küresel kamuoyunu manipüle etmek için çalışmaktadır.
Bugün ABD Kongresi’nde alınan pek çok kararın altında bu lobilere bağlı grupların yönlendirmesi yatmaktadır. Yahudi asıllı milyarderlerin finanse ettiği medya kuruluşları, İsrail karşıtı her söylemi “antisemitizm” yaftasıyla bastırmakta, adalet ve insan hakları gibi değerler ise yalnızca çıkarla örtüştüğünde gündeme gelmektedir.
Gazze Soykırımı ve Kurgulanan Gündem
İsrail’in Gazze’de yürüttüğü kanlı saldırılar, insanlık tarihinin en karanlık soykırımlarından biri olarak kayıtlara geçmektedir. Kadın, çocuk, yaşlı demeden siviller hedef alınmakta; altyapı, hastane ve okullar kasten vurulmakta; açlık ve susuzluk silah olarak kullanılmaktadır. Ancak Batı medyası bu vahşeti örtbas etmek için adeta seferber olmuş durumda.
Tam da bu ortamda, dikkatleri başka yöne çekmek için bir “büyük olay” gerekiyordu. Ve bu sahne İran’la gerilim üzerinden şekillendirildi. İran’a karşı kurgulanan hava saldırısı, misilleme tehdidi ve küresel savaş senaryoları, Gazze’de yaşanan trajediyi arka plana itmek için kullanıldı. Bu, sadece bir tesadüf değil, bilinçli bir yönlendirmeydi. Gündem ustalıkla değiştirildi, kamuoyu başka bir tehditle meşgul edildi.
Gazze Yerine Tahran: Kimin Oyunu, Kimin Hesabı?
İsrail-İran gerginliği, yıllardır süren bir vekâlet savaşının parçası gibi görünse de, bu gerginliğin zamanlaması manidardır. Gazze’deki soykırımın uluslararası alanda artan tepkilerle karşılanmaya başladığı bir dönemde, İran hedef tahtasına yerleştirilerek yeni bir “düşman” inşa edilmiştir. Bu strateji, İsrail’in kurbanı değil, mağduru oynayarak meşruiyet kazanmasını ve Gazze’deki suçlarının gölgede kalmasını sağlamaktadır.
Bu yöntem, tarih boyunca pek çok kez uygulanmıştır. “Yangın çıkar, sonra dikkat dağıtıcı başka bir yangın çıkar ki ilk yangının hesabı sorulmasın.” Siyonist akıl, bu konuda hayli tecrübelidir.
İbretlik Hakikat: Asıl Abluka Nerede?
Bugün dünyada asıl abluka altında olan yer sadece Gazze değil, bizzat Amerika’dır. Demokrasi kılıfı altında, başka bir ülkenin çıkarları için kendi halkının iradesini dahi bastıran bir yönetim anlayışı hâkimdir. Beyaz Saray’da oturan başkanlar, görünürde süper güç liderleri olsa da, perde arkasında senaryoyu yazanların onayı olmadan tek bir kelime dahi edemezler.
Bu yüzden “ABD’nin İran’ı vurması”, “İsrail’in kendini savunması”, “Batı’nın Gazze’ye suskunluğu” gibi kavramlar ancak bu açıdan anlaşılabilir. Gerçekte mesele, mazlum bir halkın çığlığını susturmak, zalimi aklamak ve dünya kamuoyunu başka bir meşguliyetle uyutmak meselesidir.
Sonuç ve Hikmetli Özeti
Zalim, zulmünü örtmek için gürültü çıkarır; adil olan ise sessizce sabreder ve Allah’a tevekkül eder. Gazze’de dökülen her kan, dünya sisteminin sahte adaletini ortaya çıkarmaktadır. Ve her yeni savaş senaryosu, asıl savaşın kalplerde, vicdanlarda ve hakikat terazisinde olduğunu göstermektedir.
Zaman, hak ile batılın yeniden netleştiği, aldatıcı gündemlerin arkasındaki gerçek yüzlerin ifşa olduğu bir zamandır. Her müminin görevi, bu hakikati görmek, göstermek ve zulmün değil, adaletin yanında saf tutmaktır.
Makale Özeti:
İsrail lobileri ABD’nin siyasi, askeri ve medya gücünü uzun yıllardır kontrol etmektedir.
Gazze’deki soykırım, dünya kamuoyunda tepki toplamaya başlayınca, dikkatleri dağıtmak için İran’la gerilim gündeme taşınmıştır.
İsrail-İran çatışması, Gazze’deki vahşeti unutturmak ve İsrail’i mağdur göstermek için kurgulanmış olabilir.
Bugün asıl kuşatma altında olan, Gazze kadar ABD’nin kendi karar mekanizmalarıdır.
Müminin görevi, hakikati perdeleyen oyunları fark etmek ve hak tarafında sebatla durmaktır.