Esma-i Hüsnâ’nın Sonsuz Tecellisi: Kâinatın Yeniden Yazılan Mektubu
Esma-i Hüsnâ’nın Sonsuz Tecellisi: Kâinatın Yeniden Yazılan Mektubu
“Cenab-ı Hakk’ın esma-i hüsnasının hadd ü hesaba gelmez enva-ı tecelliyatı var. Mahlukatın tenevvüleri, o tecelliyatın tenevvüünden geliyor. O esma ise daimî bir surette tezahür isterler. Yani nakışlarını göstermek isterler. Yani nakışlarının âyinelerinde cilve-i cemallerini görmek ve göstermek isterler. Yani kâinat kitabını ve mevcudat mektubatını ânen fe-ânen tazelendirmek isterler. Yani yeniden yeniye manidar yazmak ve her bir mektubu, Zat-ı Mukaddes ve Müsemma-yı Akdes ile beraber, bütün zîşuurların nazar-ı mütalaasına göstermek ve okutturmak iktiza ederler. ”
Mektubat
GİRİŞ: Kâinat, İlahi İsimlerin Sonsuz Tefekkürü İçin Açılmış Bir Sergidir
Kâinat sadece maddi bir varlıklar yığını değildir. Her bir varlık, bir mana taşıyıcısı, bir isim aynası, bir mektup, bir ayine hükmündedir.
Ve bu eşsiz düzen, Allah’ın Esma-i Hüsnâsının (güzel isimlerinin) sonsuz ve daimi tecellilerinin sonucudur.
Bediüzzaman Said Nursî, bu hakikati veciz bir şekilde şöyle özetler:
> “Cenab-ı Hakk’ın esma-i hüsnasının hadd ü hesaba gelmez enva-ı tecelliyatı var. Mahlukatın tenevvüleri, o tecelliyatın tenevvüünden geliyor.”
Yani varlıkların çeşitliliği, esmaların çeşit çeşit yansımalarının sonucudur.
Bir çiçekte Rahman ismi tecelli ederken; bir karıncada Hakîm, bir yıldızda Celîl, bir damlada Latîf ismi okunur.
Bu makalede, Allah’ın isimlerinin tecellileriyle varlıkların nasıl anlam kazandığını, nasıl her an tazelendiğini ve bu tazelenişin bize ne anlatmak istediğini hikmetli bir şekilde ele alacağız.
- Esma-i Hüsnâ Nedir ve Neden Tecelli Eder?
Esma-i Hüsnâ, Cenab-ı Hakk’ın zatî ve fiilî sıfatlarını yansıtan güzel isimleridir. Bu isimler:
Yalnızca bilgi olarak değil,
Kâinatta fiilen tezahür eden hakikatler olarak karşımıza çıkar.
📌 Örnek:
Rezzâk ismi → rızık dağıtımında,
Şâfi ismi → şifanın verilmesinde,
Adl ismi → adalet terazilerinde,
Hâlık ismi → her yaratılmış zerrede tecelli eder.
Yani bu isimler yalnızca söylenmekle kalmaz, her an yeni bir yaratılışla fiilen kendini gösterir.
- Mahlukatın Çeşitliliği, Esma’nın Yansımalarının Zenginliğidir
Neden bu kadar farklı varlık var?
Neden milyarlarca canlı türü, neden her bir insanda farklı yüz, farklı ses, farklı kader?
Çünkü:
> “Mahlukatın tenevvüleri, o tecelliyatın tenevvüünden geliyor.”
Her varlık, bir ya da birkaç ismin tecellisidir. O hâlde yaratılmışların bu kadar çeşitli olması, Allah’ın isimlerinin sonsuzluk ve zenginliğine işaret eder.
📌 Temsili Hikmet:
Bir ressam, yalnızca tek renkte tablo yapmaz. Her rengin farklı tonuyla sanatı konuşur.
İşte Allah, her mahlûku farklı bir isim rengine büründürerek yaratır.
- Her Esma, Tezahür Etmek ve Seyredilmek İster
Bediüzzaman, esmalar için “cilve-i cemalini göstermek ister” ifadesini kullanır. Bu mecazi anlatım şunu ifade eder:
Esma, sadece yaratmaz; anlamlandırır, gösterir, tefekküre davet eder.
Allah’ın esması bir güzelliği, bir hikmeti, bir sanatı açığa çıkarır. Bu açığa çıkış da boşuna değil, gösterilmek ve okunmak içindir.
📌 Kur’ânî Temel:
> “O her an bir yaratış içindedir.” (Rahman, 29)
Bu da gösteriyor ki, Allah sadece bir defa yaratmamıştır. Her an yeniden, yeniden yazar, yaratır, yeniler.
- Kâinat, Esma’nın Tazelenen Bir Kitabıdır
Bediüzzaman şöyle der:
> “Yani kâinat kitabını ve mevcudat mektubatını ânen fe-ânen tazelendirmek ister.”
Her gün farklı bir gökyüzü,
Her an değişen hücreler,
Her saniye başka bir düşünce,
Her nefeste farklı bir ruh hâli…
Bunlar hep aynı yaratıcı kalemin, yeniden yeniye yazdığı bir hikmet destanıdır.
Kâinat kitabı her an okunmaya değer şekilde tazeleniyor. Çünkü yazarı ezelî ve ebedî bir ilim sahibi.
- Bu Tazelenen Mektuplar Kime Yazılıyor?
Bediüzzaman’ın ifadesiyle:
> “Her bir mektubu Zat-ı Mukaddes ve Müsemma-yı Akdes ile beraber, bütün zîşuurların nazar-ı mütalaasına göstermek ve okutturmak iktiza eder.”
Yani bu mektup sadece var olmak için değil, okunmak için yazılıyor.
Ve okuyacak olanlar da zîşuur, yani akıl ve kalp sahibi insanlar.
📌 Sorumluluğumuz:
Her çiçek bir esma aynasıysa,
Her kar tanesi bir kudret mektubuyken,
Biz ne kadarını okuyoruz?
Ne kadar hayranlıkla seyredip tefekkür ediyoruz?
Kâinat mektubu önümüzde açık… Ama mürekkebini hikmet, harflerini esma, satırlarını kudret yazmış.
SONUÇ: Kâinattaki Her Şey Bir İsimden Haber Veriyor
Her şey değişiyor, tazeleniyor, ama asıl değişmeyen şey şudur:
Her şey Allah’ı anlatıyor.
Her mahlûk bir ismin dili,
Her olay bir esmanın sahnesi,
Her varlık bir sıfatın resmi…
Ve bu sürekli tecelligâh olan kâinat, Cenab-ı Hakk’ın isimlerini, sonsuz bir sanatla sergiliyor.
ÖZET:
Allah’ın Esma-i Hüsnâsı sonsuzdur ve her biri kâinatta daimi olarak tecelli etmektedir.
Mahlukatın çeşitliliği, bu isimlerin farklı farklı yansımalarının sonucudur.
Bu tecelliler yalnızca yaratmak için değil, görmek ve göstermek, okumak ve okutmak içindir.
Kâinat, her an tazelenen bir ilahi mektup gibidir; akıl ve kalp sahiplerine hitap eder.
Her bir varlık, Allah’ın bir ismine ayna tutmakta ve bizi tefekkür, hayranlık ve kulluğa davet etmektedir.