Kardeş Kavgası, Pusudaki Düşmanın Bayramıdır.
Kardeş Kavgası, Pusudaki Düşmanın Bayramıdır.
– İran, PJAK, Çin ve Küresel Savaş Stratejileri Üzerine Hikmetli Bir Tahlil
Tarih, içten çökertilen milletlerin yıkılış hikâyeleriyle doludur. Bugün İran, geçmişte başkalarının başına gelenleri kendi üzerinde yaşamaya başlamıştır. İçeriden kemirilen bir beden gibi, kendi bünyesindeki unsurlar tarafından tehdit altında olan bir ülke haline gelen İran, hem iç savaş ihtimaliyle hem de dış müdahale tehlikesiyle karşı karşıyadır. Görünen o ki, büyük güçler İran üzerinden yeni bir “bölgesel dizayn”a girişmekte, bu yolla Çin’in damarlarını kesmeye çalışmaktadır.
- Çin’in Kollarını Budamak: ABD’nin Jeopolitik Hamlesi
ABD’nin İran’a yönelik stratejisi sadece bir bölgesel sorun değil, küresel enerji dengeleriyle alakalıdır. Çin, dünya üzerindeki enerji ihtiyacının önemli bir kısmını Orta Doğu’dan sağlamaktadır. İran ise bu akışta hem enerji sağlayıcısı hem de Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesinde kritik bir durak noktasıdır. ABD’nin İran üzerindeki baskısı ve kışkırtmaları, bu hattı sabote etme, Çin’in ekonomik yükselişine set çekme çabasıdır.
Bu açıdan, İran’ı doğrudan vurmak yerine, onu içeriden çürütmek daha düşük maliyetli ama etkili bir yöntemdir. PJAK gibi grupların sahaya sürülmesi, İsrail’in bu operasyonlara destek vermesi ve içerideki istihbarat sızmaları, İran’ı kendi toprakları içinde “düşmana karşı” alarm durumuna getirmiştir.
- İran İçin En Büyük Tehdit: Dışarıdan Değil, İçeriden
İran bugün ajan kaynıyor. Yüzeyde güçlü duran Devrim Muhafızları’nın içinde bile dış istihbarat ağlarının çöreklenmiş olması ihtimali ciddi bir ulusal güvenlik krizidir. Her ne kadar askeri güçle PJAK gibi yapıların üzerine yürünse de, asıl sorun zihinsel ve stratejik körlüktür. İran’ın içindeki mezhep farklılıkları, etnik gerilimler ve dış destekli silahlı unsurlar, ülkeyi bir “iç işgal” sürecine sokmuştur.
Bu durum sadece İran’a değil, tüm bölgeye yayılabilecek bir fitnedir. Çünkü içeriden zayıflatılan her İslam ülkesi, aslında ümmetin ortak bedeninde açılmış bir yaradır.
- PJAK ve İsrail: Düşmanın Elini Güçlendiren İhanet Zinciri
PJAK ve PAK gibi yapılar, görünürde Kürt halkının haklarını savunduğunu iddia etse de, fiiliyatta İsrail ve bazı Batılı odakların taşeronu haline gelmiştir. İran’a karşı silahlanan bu unsurlar, Tel Aviv’in güvenlik politikalarına hizmet ederken, İran’ın iç istikrarını tehdit etmekte ve bölgede etnik bir çatışma zemini oluşturmaktadır. Ne hazindir ki, PJAK’ın destek verdiği İsrail, Gazze’de kadın, çocuk ve yaşlı demeden herkesi katlederken; onların arkasında saf tutanlar, aslında kendi elleriyle bölgelerini ateşe vermektedir.
- Kaderin Cilvesi: Sürgün Edenin Sürgünü
İsrail’in Gazze’deki zulmü, milyonları yersiz yurtsuz bırakırken; bu zulme destek verenlerin de tarihin cilvesiyle benzer bir sürgünle yüzleşmeleri kaçınılmazdır. Çünkü kader, mazlumun duasını geri çevirmez. Bugün Gazzelileri evinden edenlerin kendi gelecekleri de, ihanetle bölünmüş, iç savaşla yıpranmış ve sonunda kendi yurtlarından sürülmüş bir millet olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Zulümle abad olunmaz; bu tarihî ve ilahî bir hakikattir.
- Kardeş Kavgasının Bedeli: Pusuya Yatmış Sırtlanlar
İnternette bir resimde birbiriyle kavga eden iki geyikten birine arkadan bir çıta saldırır. Ancak buna rağmen onlar birbiriyle kavga etmeye devam ederler.
İşte bu görselde olduğu gibi, iki kardeş boynuzlarını birbirine takmışken, arkadan gelen çıtanın pençesiyle yıkılmak kader olur. Bugün İran’da, Irak’ta, Suriye’de ve hatta Türkiye’de yaşanan etnik ve mezhebi kavgalar, ümmeti birbirine düşürmekten başka bir işe yaramıyor. Oysa dış düşman, bu kavgaları bir istihbarat laboratuvarı gibi kullanarak pusuda bekliyor. Ümmet uyanmadıkça, “kardeşin kardeşi vurduğu bir çağda”, düşmanın kazanmadığı hiçbir savaş kalmayacaktır.
Sonuç ve Özet:
ABD’nin İran üzerindeki baskısı, Çin’e ulaşan enerji damarlarını kesmek içindir. İran ise içeriden sızdırılmış ajanlar, PJAK gibi örgütler ve mezhep çatışmalarıyla zayıflatılmakta. İsrail’in dolaylı desteklediği bu unsurlar, Gazze’yi yıkan ellerle iş birliği içindedir. Kardeş kavgasının sonunda, her iki taraf da sırtlanlara yem olurken, düşman izleyip kazanmaktadır. Bu yüzden bölgedeki tüm halkların, “kim düşman, kim kardeş” ayrımını doğru yaparak birlikte hareket etmesi bir zaruret haline gelmiştir. Yoksa her biri ayrı ayrı tarihin kara sayfalarına gömülecektir.
Özet:
ABD, İran üzerinden Çin’e enerji akışını kesmek istiyor.
İran, içeride ajanlarla ve dış destekli gruplarla içten çökertiliyor.
PJAK ve PAK gibi yapılar, İsrail’in bölgesel taşeronları haline geldi.
Gazze’yi yıkanlarla iş birliği yapanlar, aynı akıbeti yaşamaya adaydır.
Kardeş kavgaları, düşmanı sevindirmekten başka işe yaramaz.
Ümmetin kurtuluşu, birlik ve ferasetle mümkündür.
İbret alın ki, aynı tuzağa her nesil tekrar düşmesin.