Lezzetin İçindeki Zehir

Lezzetin İçindeki Zehir

“Âkıbeti görmeyen, bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyat-ı insaniye, akıl ve fikre galebe ettiğinden ehl-i sefaheti sefahetten kurtarmanın çare-i yegânesi; aynı lezzetinde elemi gösterip hissini mağlup etmektir.”
Şualar

Hazır Tatların Ardındaki Gizli Elemler

İnsanoğlu fıtrat olarak lezzeti sever, acıdan kaçar. Fakat çoğu zaman lezzetin ardındaki zararı, acının ardındaki hikmeti göremez. Çünkü:

> “Âkıbeti görmeyen, bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzetlere tercih eder.”
(Şualar, Bediüzzaman Said Nursî)

Bu vecize, sadece bir ahlakî öğüt değil; psikolojik, sosyolojik ve hatta tarihî bir teşhistir. Çünkü insanlık tarihi, geçici lezzetlere aldanıp ebedî saadetleri feda edenlerin trajedileriyle doludur.

  1. Hazır Lezzet Tuzağı: Hissin Galebesi

İnsanın fıtratında hazza meyil vardır. Ama bu meyil, akıl ve vicdan terazisinden geçirilmediğinde, insanı anlık heveslerin esiri yapar.
Bu yüzden bir dirhem hazır lezzet, çoğu zaman ilerideki bir batman hayrı gölgede bırakır.

Bir genç, geçici bir haz için iffetsizliğe düşer; sonra yıllarca pişman olur.

Bir memur, kolay kazanç için harama bulaşır; sonra onurunu yitirir.

Bir toplum, nefsin arzusuna kapılıp ahlaki çözülmeyi yaşar; sonra çöküş başlar.

Çünkü his, akla galebe çalmıştır. O anki lezzet, ilerideki acıyı örter. İnsan “şimdi”yi yaşar ama “sonra”yı unutur.

  1. Lezzetin İçindeki Elem: Risale-i Nur’un Reçetesi

Bediüzzaman, bu hastalığın tedavisini açıkça koyar:

> “Ehl-i sefaheti sefahatten kurtarmanın tek yolu; aynı lezzetin içinde elemi göstermektir.”

Yani kişiye;

Zinada gizli pişmanlığı,

Gıybetin doğurduğu kalbî kararmayı,

İsrafın ardından gelen yoksunluğu,

Faizin doğurduğu ruhî huzursuzluğu
lezzet anında göstermek…

Bu farkındalık; aklı, hissin esaretinden kurtarır.

  1. Modern Çağın Hastalığı: Anlık Tatminin Köleliği

Bugünün insanı, tıpkı bir şeker hastası gibi, acı gerçekleri bilse bile, tatlıyı yemeye devam eden bir irade zayıflığı içindedir.

“Biraz zevk alayım, sonra tövbe ederim” mantığı, tövbenin değil gecikmiş pişmanlığın kapısını aralar.

“Dünyaya bir kere geldik” sloganı, aslında dünyadan da âhiretten de nasipsiz gitmenin habercisidir.

“Kimseye zararım yok” bahanesiyle yapılan her günah, aslında insanın kendi ruhunu çökertmesidir.

Risale-i Nur, bu çağın buhranlarına karşı hem aklı ikna eder, hem kalbi tedavi eder, hem hissi zapt eder. Çünkü sadece ne yapılması gerektiğini değil, neden yapılması gerektiğini de anlatır.

  1. Hakiki Lezzet: Âkıbet Odaklı Yaşam

Asıl saadet, sadece bugünü değil, yarını da düşünen aklın peşinden gitmektir. Çünkü:

Harama anlık dokunmak kolaydır,

Ama helalin huzuru, vicdanı besler.

Günaha giden yol geniştir,

Ama sonunda darlık ve boğuntu vardır.

Salih ameller zahiren meşakkatlidir,

Ama sonunda ruhun gül bahçesine açılır.

🌿 Özet:

İnsan, çoğu zaman geçici bir haz uğruna ebedî saadetini tehlikeye atar.

His, akıl ve fikre galip geldiğinde, sefahat yolu cazip görünür.

Risale-i Nur, günahın içindeki gizli elemi fark ettirerek kişiyi bu yanlıştan kurtarır.

Hazır lezzetler; ilerideki elemlerin habercisidir.

Hakiki lezzet, akıbeti gözeten, sabır ve istikamette saklı olandır.

 

Loading

No ResponsesHaziran 22nd, 2025