Perdelerin Ardındaki Kudret: Sebepler, Tevhid ve Ehadiyet

Perdelerin Ardındaki Kudret: Sebepler, Tevhid ve Ehadiyet

“Evet, izzet ve azamet isterler ki esbab, perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. 

    Tevhid ve ehadiyet isterler ki esbab, ellerini çeksinler tesir-i hakikiden. “
Şualar

İnsanın nazarında her şey bir sebebe bağlı görünür. Güneş ısıtır, yağmur bitkiyi büyütür, doktor şifa verir, kalem yazı yazar. Fakat bu görünürdeki sebep-sonuç zinciri, hakikatte sonsuz kudretin örtüsünden ibarettir. Çünkü izzet ve azamet, yani Allah’ın yüceliği ve ihtişamı, doğrudan tecelliye izin vermez; sebepler perde olur. Ama tevhid ve ehadiyet, yani Allah’ın birliği ve doğrudan tecellisi, bu perdelerin tesir sahibi olmasını reddeder.

Bu hakikat, şu iki veciz cümleyle mükemmel özetlenmiştir:

> “Evet, izzet ve azamet isterler ki esbab, perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında.
Tevhid ve ehadiyet isterler ki esbab, ellerini çeksinler tesir-i hakikiden.”

İzah edelim:

  1. İzzet ve Azamet Yönüyle:

Allah doğrudan müdahale ettiğinde gaflet ehli insanlar kibirlenir, haddini bilmez, isyan eder. Allah, azamet ve büyüklüğüyle kullarını imtihan ederken, kudretini örtüp sebepler vasıtasıyla işler yapar. Bir çocuk doğar, biz ebeveyn deriz. Bir ağaç meyve verir, biz toprağa ve suya bakarız. Halbuki bunların hepsi perdedir.
Tıpkı padişahın doğrudan hizmet etmemesi gibi; izzet ve azamet bunu gerektirir.

  1. Tevhid ve Ehadiyet Yönüyle:

Ancak iman gözüyle bakıldığında, sebeplerin yalnızca birer araç, asıl tesirin Allah’tan olduğu anlaşılır. Yani bir yaprağın düşmesinden bir insanın hayat bulmasına kadar her şeyde, doğrudan Allah’ın iradesi ve kudreti vardır. Çünkü bir tek elma ağacı değil, bütün ağaçlar ve tüm kâinat beraber çalışmadan, tek bir elma bile yapılamaz.

Bu nedenle, sebepleri sadece perde olarak görmek, hakikî imanın bir şubesidir. Zira sebepler tesir etmez, sadece İlâhî kudretin işlemesine mecra olurlar. Gerçek şifa Allah’tandır, rızık O’ndandır, hayat ve ölüm O’nun emriyledir. O halde insan; zahiri sebeplerin arkasındaki İlâhî eli fark etmeli, izzet perdesi altında gizlenen Rahmet Sultanı’nı tanımalıdır.

Özet:

Allah’ın azameti ve izzeti, kudretini doğrudan değil, sebepler eliyle göstermesini gerektirir. Fakat tevhid ve ehadiyet ise, bu sebeplerin aslî tesiri olmadığını, her şeyin doğrudan Allah’ın kudretiyle olduğunu bildirir. Sebepler yalnız birer perdedir; hakikatte iş gören yalnız Allah’tır. İmanlı bakış, sebeplerin arkasındaki kudreti tanır ve bu da kişiyi şirke düşmekten, gaflete kapılmaktan kurtarır.

 

Loading

No ResponsesHaziran 20th, 2025