Küre-i Arz Yuvarlaktır: Kur’ân’ın Nazarıyla Yerkürenin Hikmeti
Küre-i Arz Yuvarlaktır: Kur’ân’ın Nazarıyla Yerkürenin Hikmeti
“Küre-i arzın kürevî olduğuna dair bir âyet var mı ve hangi surededir?”
Şualar
Giriş: Modern Bilim mi Daha Yeni, Yoksa Kur’ân mı?
Modern astronomi, dünyanın yuvarlak olduğunu ancak son birkaç yüzyılda kesin biçimde isbat edebilmiştir. Oysa Kur’ân, 1400 yıl önce nazil olan ayetleriyle bu hakikate işari (dolaylı) ve hikmetli biçimde temas etmiş; insanın dikkatini, yerin şekli ve hareketi üzerine çekmiştir. Kur’ân’ın bu ifadeleri, sadece bilimsel keşifleri değil, aynı zamanda insan idrakinin terakkîsini de teşvik etmiştir.
- Kur’ân’da Kürevîliğe İşaret Eden Ayetler
- a) “Dahâ” Fiili: Yuvarlaklık ve Yayılma
> “Ve’l-arda bade zâlike dehâhâ.”
(“Yeri de bundan sonra döşedi.”)
[Nâziât Suresi, 30]
Buradaki “dehâhâ” fiilinin Arapça’daki kökü “dahv”, deve kuşunun yumurtasını yuvasına yerleştirmesi, ya da yuvarlaklaştırarak yaymak anlamlarına gelir. Bazı müfessirler bu ayeti “yerin döşenmesi, insan için yaşanabilir hâle getirilmesi” şeklinde anlamış olsa da, dil açısından “küre şeklinde yayılmış, yumuşatılmış ve döndürülmüş” manaları da taşır.
Özellikle klasik lügatlerde “dahâ” kelimesi, yuvarlaklık ve dönüşü hatırlatan bir anlam alanına sahiptir. Dolayısıyla bu ayet, yerin yuvarlak ve dönen bir yapıya sahip olduğuna işaret eden en açık beyanlardan biridir.
- b) “Yükevviru” Fiili: Gece ve Gündüzün Yuvarlaklık İçinde Dönüşümü
> “Geceyi gündüzün üzerine sarar, gündüzü de gecenin üzerine sarar.”
“يُكَوِّرُ ٱلَّيْلَ عَلَى ٱلنَّهَارِ وَيُكَوِّرُ ٱلنَّهَارَ عَلَى ٱلَّيْلِ”
[Zümer Suresi, 5]
Bu ayette geçen “yükevviru” fiili, Arapçada “küre şeklinde sarmak”, türban sarmak gibi bir şeyi yuvarlak şekilde çevrelemek anlamına gelir. Gece ile gündüzün birbirini küre şeklinde sarması ancak dünyanın döner ve yuvarlak olmasıyla mümkündür. Bu, gece ve gündüzün peş peşe bir düzenle yeryüzünü dolaşmasıyla gerçekleşir.
Bu ifade, Kur’ân’ın küresel dönüşü ve zaman döngüsünü ifade eden olağanüstü bir lisan kullandığını gösterir.
- c) “Sütunlar Üzerine Değil” İfadesi
> “Allah, gökleri gördüğünüz gibi direksiz olarak yükseltti.”
[Ra’d Suresi, 2]
“Göğü direksiz yükselttik.”
[Lokmân Suresi, 10]
Yerkürenin boşlukta duruyor olması, dönmesi ve herhangi bir fizikî destek olmadan uzayda askıda kalması, modern fiziğin ancak son yüzyılda izah edebildiği bir meseledir. Kur’ân, yerin boşlukta dönen bir kütle olarak direksiz varlığını sürdürebileceğine 14 asır önce dikkat çekmiştir.
- Tefsirî Yorumlar: Kur’ân’ın İleri Görüşü
İşârî tefsirlerde, özellikle Bediüzzaman Said Nursî gibi müfessirler bu ayetlerdeki hikmetli işaretlere dikkati çekerler. Şuâlar adlı eserinde, Kur’ân’ın “küre-i arzın aklı ve idare merkezi” olduğu ifadesiyle, dünyanın kürevî yapısına da dolaylı bir göndermede bulunur:
> “Kur’ân-ı Hakîm bu zemin kafasının aklı ve kuvve-i müfekkiresidir. Eğer Kur’ân çıkarsa arz divane olur, başını bir seyyareye çarpar.”
(Şuâlar)
Bu mecazî ifade, dünyanın hem merkezî bir akılla idare edildiğini, hem de kürevî yapısıyla kozmik dengeye bağlı olduğunu anlatır.
- Bilimsel Delillerle Kur’ân’ın Buluştuğu Nokta
Dünyanın kutuplardan basık, ekvatordan şişkin küremsi yapısı; “geceyi gündüze, gündüzü geceye sarması” gibi ayetlerle örtüşmektedir.
Yerçekimi ve dönme hareketi, Kur’ân’daki “dehâhâ” fiili ve “yükevviru” kullanımıyla paralellik gösterir.
Uzaydan çekilen görüntüler, Kur’ân’ın 7. yüzyılda haber verdiği şekilsel döngüleri açıkça doğrular.
- Hikmet ve İbret: Dönüşen Bir Dünya, Sabit Bir Hakikat
Kur’ân’ın işaret ettiği bu hakikatler, bize sadece dünyanın şeklini öğretmek için değil; dönüşü, zamanın akışını, değişimin hikmetini kavramamız için verilmiştir.
Yerküre dönüyor. Gece gündüze, kış bahara dönüşüyor. İnsan da dönüşüyor: çocukluktan ihtiyarlığa, gafletten hakikate…
Ama bu dönüşüm içinde sabit kalan bir şey vardır: Hikmet ve tevhit hakikati.
Dünyanın kürevî olması, onun tesadüfî bir kaya parçası değil; bir ilim, irade ve hikmet eseridir.
Sonuç: Kur’ân, Kainatın Dilini Konuşur
Kur’ân, sadece inanç değil, idrak kitabıdır. Yerkürenin şekli gibi bir hakikati bile, dolaylı ama şaşırtıcı bir açıklıkla nazara vermesi, onun hem çağlar üstü hem de ilme yön veren bir kitap olduğunun açık delilidir.
Kur’ân’ın lisanıyla şunu diyebiliriz:
“Ey insan! Yeryüzünün dönen, düzenli ve dengeli bir yuvarlak olduğunu bil. Ama bil ki, senin kalbin de öyle dönmekte. Onu Hakk’a yönelt ki istikamet bulasın.”
Özet:
Bu makalede, Kur’ân’da dünyanın kürevî (yuvarlak) olduğuna dair ayetler olan Nâziât 30, Zümer 5 ve Ra’d 2 gibi işaretler incelenmiştir. “Dahâ”, “yükevviru” gibi kelimeler dil ve tefsir açısından değerlendirilmiş, Bediüzzaman gibi müfessirlerin yorumlarıyla desteklenmiştir. Bilimsel deliller de bu Kur’ânî işaretlerin doğruluğunu teyit etmektedir. Sonuçta, Kur’ân’ın sadece inanç değil, hikmet ve ilim kitabı olduğu ve dünyanın şekline dair asırlar önce beyan ettiği bu işaretlerin, tefekkürle okunması gerektiği anlatılmıştır.