KODLARIN İHYASI, MEDENİYETİN İNŞASI: İSLÂM’IN RUH YAZILIMINA DÖNÜŞ
KODLARIN İHYASI, MEDENİYETİN İNŞASI: İSLÂM’IN RUH YAZILIMINA DÖNÜŞ
“Kimlik, şuur kodlarının yazılımıdır. Kod bozulunca, benlik silinir.”
Giriş: Medeniyet Bir Yazılımdır
Her medeniyetin temeli bir inanç, bir hakikat ve ona bağlı bir şuur kodlamasıdır. Batı medeniyeti aklı kutsal kıldı, maddeyi yüceltti; ruhu dışladı. İslâm medeniyeti ise vahyi esas aldı, estetikle şekillendirdi, insanı eşref-i mahlûkat olarak merkezine koydu.
Bugün insanlık yalnız teknolojik değil, kimliğe yönelik bir çöküşün içindedir. Zira kodlar bozulmuştur. Bu kodlar; sadece teknoloji değil, milletin ruh yazılımıdır. Kaybolduğunda, insan nereye ait olduğunu da, ne için yaşadığını da unutmuştur.
- İslâm Medeniyeti = Vahyin Estetikle Kurduğu Dünya
İslâm medeniyeti, sadece camilerden, saraylardan ibaret bir mimarî değil; Kur’ân merkezli bir ruh iklimidir.
Adaletiyle yönetir,
Hikmetiyle öğretir,
Şefkatiyle sarar,
Sanatla ruhu inceltir.
Kur’ân, hayata hükmeden bir emir kitabı değil; hayatı inşa eden bir ilim, irfan ve estetik kaynağıdır. Estetik, yalnız sanat değil, yaşamın Kur’ânî bir dengede sunulmasıdır. Bu yönüyle İslâm medeniyeti, vahyin estetikle vücut bulmuş hâlidir.
- Şuur Kodları = Bir Milletin Ruh Yazılımı
Bir milletin diriliği; tankla, topla değil; şuur kodlarıyla, ruh yazılımıyla mümkündür. Bunlar:
Tevhid şuurudur.
Adalet anlayışıdır.
Emanet bilincidir.
Ahlâk sistemidir.
İlim ve hikmete bakışıdır.
Bu kodlar, tarihte Endülüs’ü doğurmuş, Bağdat’ı ilim merkezine çevirmiş, Osmanlı’yı üç kıtada adaletle yaşatmıştır.
- Kodlar Bozuldu: Kimlik ve Gaye Kayboldu
Modernizm, şuur kodlarımızı bozdu:
“Ben kimim?” sorusunun cevabı yok.
“Niçin varım?” suali boşlukta.
“Kime aidim?” sorusu silikleşti.
Kimlikler yüzeysel, değerler taklit, hedefler hazza endeksli…
Böyle bir çağda medeniyet yalnız harabe değil, gönüllerde yıkılmış bir şehirdir. Zira artık bina değil, bilinç yıkılmıştır. Bu ise tam bir zihinsel esarettir.
- Risale-i Nur: Kod Tamir Kitabıdır
Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur ile çağın bozulmuş şuur kodlarını Kur’ânî hikmetle yeniden inşa eden bir müceddiddir. Risale-i Nur:
Tevhid kodunu yeniden işler.
Haşir yazılımını akıl merkezli temellendirir.
Nübüvveti hikmetle sunar.
Adalet, şefkat, sabır ve tevekkül gibi değerleri, modern zihne tanıtır.
En önemlisi: imanı, şuurla bütünleştirerek “ruhun yeniden kodlanmasını” sağlar.
Bugün Risale-i Nur, sadece bir tefsir değil, bir şuur tamir laboratuvarıdır.
- Yapılması Gereken: Kodları İhyâ, Medeniyeti İnşâ
Medeniyetin tamiri, binalarla değil, bilinçlerle mümkündür. Bunun için:
Kur’ân’la ruh yeniden kodlanmalı,
Risale-i Nur’la iman tahkik edilmeli,
Eğitim sistemi fıtrata uygun yeniden şekillenmeli,
Sanat ve medya, ruhu besleyen mecralara dönüşmeli,
Tebliğ, sadece anlatmak değil; yaşanmış hakikati göstermek olmalı.
Yani, önce şuur kodları ihyâ, sonra medeniyet inşâ edilmelidir.
Sonuç: Kodlar Bozuldu, Ama Yeniden Yazılabilir
Bir bilgisayar çöker; ama dosyaları kurtaran bir yedek varsa, her şey baştan yazılabilir. Bugün insanlık çöktü; ama İslâm medeniyetinin vahiy yedeği, Risale-i Nur’un hikmet dili hâlâ elimizde.
Şimdi mesele: Bu kadim kodları yeniden tanımak, öğrenmek, yaşamak ve gelecek nesillere aktarmaktır. Çünkü medeniyet, kodlarla doğar, şuurlarla yaşar.
Makale Özeti:
İslâm medeniyeti, vahyin estetikle inşa ettiği bir dünya düzenidir. Bu medeniyetin temeli olan şuur kodları bozulduğunda, kimlikler silinir, gayeler unutulur. Bugün yaşanan kimlik bunalımı ve kültürel çözülme, ruh yazılımının bozulmasının sonucudur. Risale-i Nur, bu şuur kodlarını yeniden inşa eden bir “kod tamir kitabı”dır. Kur’ân’a dönüşle, imanî temellerin tahkimiyle ve eğitim, sanat, medya gibi alanların ihyasıyla medeniyet yeniden ayağa kalkabilir. Yapılması gereken, kodları ihya ederek medeniyeti yeniden inşa etmektir.