Fitne-i Âhirzaman: Çalkalanan Dünya ve Nurun Umudu

Fitne-i Âhirzaman: Çalkalanan Dünya ve Nurun Umudu

Bu âhirzaman çok çalkalanıyor… Bediüzzaman Said Nursî’nin tesbitiyle, zamanın son demleri içindeyiz. Sanki koca bir deniz kabarmış, fırtına öncesi bir sessizlik değil, fırtınanın tam ortasındayız. Yer yerinden oynuyor; mazlumlar feryat ediyor, zalimler ise adalet kisvesiyle zulüm kusuyor.

Bediüzzaman Hazretleri, bu fitne zamanını “garip ve acib şeylerin doğacağı” bir dönem olarak tarif ederken, sadece maddi felaketleri değil, aynı zamanda akıl ve kalplerdeki ifsadı da nazara veriyor. Evet, bu zaman sadece silahlarla değil; fikirle, medya ile, eğitimle, teknolojiyle de insanlığı kıskaca alan bir devirdir.

Fakat bu zifiri karanlık içinde bir nurdan da söz eder Bediüzzaman. Her şeyin hâkimi olan Kadir-i Mutlak’ın, bulutlarla kaplı bir gökyüzünü bir anda berraklaştırıp güneşi gösterdiği gibi, bu zulüm ve karanlık içinde dahi Hakk’ın ve hikmetin zuhur edeceği bir kapı aralanır.

Bu satırlarda, gökyüzündeki rahmetsiz bulutların izalesi; kalplerdeki dalaletin, ümmetin üzerine çöken gafletin, baştakilerin akıl ve iman yoksunluğunun da bir gün Allah’ın rahmetiyle silineceğine olan imanı görüyoruz. Bu, pasif bir teslimiyet değil; dua ile, mücadele ile, sabırla gelen bir diriliş umududur.

Çünkü bu zamanın en büyük cihadı; “imanı kurtarmak ve Kur’an’a hizmet etmektir.” Zulmetin arttığı vakitlerde bir mumun bile önemi artar. İşte bu yüzden Risale-i Nur, bu zamanın manevî kandili olmuştur.

Yine Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi: “Başta bulunanların başlarına akıl ve kalplerine iman” gelirse, işte o zaman bu fırtınalı deniz durulur, çalkalanan âlem sükûnete kavuşur.

Zira toplumun ıslahı, yönetenlerin ıslahıyla; yönetenlerin ıslahı ise, halkın imanî uyanışıyla başlar.

Özet:

Bu makale, Bediüzzaman Said Nursî’nin âhirzamanla ilgili tesbitleri ışığında, yaşadığımız karmaşık ve fitne dolu dönemin manevî çözüm yollarını ele alır. Maddî ve manevî zulmetin arttığı bu dönemde, Allah’ın rahmetine sığınarak umut, iman ve mücadele ile yeniden bir dirilişin mümkün olduğunu anlatır. Toplumların ıslahının, bireysel kalbî arınma ve baştakilerin hidayetiyle mümkün olacağı ifade edilir. Bu çalkantılı zamanda, Kur’an ve iman hizmeti en büyük dayanak olarak gösterilir.

 

 

Loading

No ResponsesHaziran 18th, 2025