DİJİTAL DÜNYADA İSLÂMÎ HİZMETİN YENİ YÜZÜ: HIZ MI, HAKİKAT Mİ?

DİJİTAL DÜNYADA İSLÂMÎ HİZMETİN YENİ YÜZÜ: HIZ MI, HAKİKAT Mİ?
Sür’at kemâlin değil, belki zevalin sebebidir.

Giriş: Yeni Asrın Yeni Vasıtaları

İslâmî hizmetler bugün artık kitaptan ekrana, kürsüden YouTube’a, dersten yapay zekâya, kağıttan dijital uygulamaya taşınmış durumda. Bu dönüşüm, zorluklarla beraber büyük imkânlar da sunuyor. İnsanlar bir tıkla Kur’an dinleyebiliyor, bir yapay zekâya fıkhî soru sorabiliyor, sosyal medyada tebliğ edebiliyor. Ne var ki bu sür’atli gidişat içinde derinlik, samimiyet ve hakikate sadakat gölgede kalabiliyor.

Bir Yol Ayrımı: Hızlı Olan mı, Hakikate Dayanan mı?

Bugün YouTube’da “en çok izlenen” içerik, “en çok fayda sağlayan” anlamına gelmiyor. Sosyal medyada “trend” olan her mesaj, “hakikati yansıtan” olmuyor. Dijital çağın en büyük tuzağı, “gösteri” ile “gerçek” arasındaki farkı silikleştirmesidir.

Popüler olanı mı üretelim, doğru olanı mı?

Kısa vadeli dikkatleri mi çekelim, kalıcı tesirler mi bırakalım?

Bu sorular, dijital çağda İslâmî hizmetin merkezine oturmalıdır.

Sür’at Çağı mı, Sırât-ı Müstakîm mi?

Kur’ân-ı Kerîm’in rehberliği daima istikamet, hikmet ve basiret üzerinedir. Ama bugünün dijital dünyasında hız çoğu zaman tefekkürün yerine geçmiştir. Paylaşılan bir “hikmetli söz”, gerçekten idrak edilmeden sadece ‘beğeni’ almak için paylaşılır hâle gelmiştir.

Çünkü hız arttıkça derinlik azalır; derinlik azaldıkça, şekil kalır, ruh kaybolur.

Dijitalde Keyfiyet mi, Kişi Sayısı mı?

Nice mecralar milyonlara ulaşırken; içeriği nitelikten uzak, sahih ilimden kopuktur. Halbuki kalite, keyfiyet, az da olsa tesirli, sahih ve sadık içeriklerle mümkündür.

Zira, bir dirhem elmas, bir batman cam parçasından kıymetlidir.

Bugün cam parıltılarıyla doldurulmuş dijital âlemde, elmas gibi sadık ve sahih içerik üretmek, hakikate bağlı kalmanın bir gereğidir.

Yapay Zekâ ve Otomasyonla Dindarlık Olur mu?

Yapay zekâ ile meal okuyan, hadîs sorgulayan, Risale-i Nur özetleten bir çağdayız. Ancak kalp ve akıl, algoritmalarla değil; tefekkür ve teslimiyetle olgunlaşır. Zekâ, hikmeti doğurmaz; ilim, ancak ihlâs ile kemal bulur.

İslâmî hizmette teknolojiyi araç, hikmeti ise esas yapmak gerekir. Aksi takdirde dijital çağ, soğuk bilgi depolarına döner; içinde ruhsuz mesajlar yankılanır.

Popülerlik mi, Hakikat mi?

Bugün birçok kişi sosyal medya üzerinden din anlatıyor; ancak bazısı kendi popülaritesini artırmayı, hakikati taşımaktan daha çok önemsiyor. Halbuki Kur’an’da bu uyarı net:

> “Onlar Allah’ın kelâmını az bir bedel karşılığında sattılar.” (Bakara, 174)

Bugünün “bedeli” beğenilmek, takip edilmek, izlenmek olabilir. Ama asıl önemli olan, Allah’ın rızasını kazanmak ve hakikatin hakkını vermektir.

Çözüm: Dijital Hikmetin Üç Temeli

  1. Sadâkat: Kur’an’a, sünnete, sahih kaynaklara bağlılık.
  2. Samimiyet: Niyetin Allah rızası olması, gösterişten uzak durmak.
  3. Selâmet: Üslupta vakar, içerikte hikmet, dilde hikmetli denge.

Sonuç: Zamanın Vasıtası Değil, Hakikatin Hizmetkârı Olalım

Dijital çağda tebliğ yapmak mümkündür, ama şartı vardır: Hakikate sadakat, hikmete uygunluk, suret değil, sîret üretmek… İslâmî hizmetin ruhu, biçimde değil; niyette, hikmette ve sadâkatte saklıdır.

Dijital çağ, bir sınav çağıdır. Bu çağda mesele; hızlı olanı değil, doğru olanı tercih etmektir. “Az ve öz” olan hakikat, “çok ama boş” olan görüntüden üstündür.

Makale Özeti:

Dijital çağda İslâmî hizmetler yaygınlaştı; YouTube, sosyal medya, yapay zekâ gibi araçlar hız kazandı. Ancak hız ve popülerlik, çoğu zaman derinlik ve hakikatin önüne geçti. İslâmî içerik üretiminde lafzî bolluktan çok hikmetli nitelik, beğenilmekten çok ihlâs, gösterişten çok sadâkat önemlidir. Bu çağda Kur’anî çizgide kalmak için, araçlara değil hakikate odaklanmak gerekir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 18th, 2025