Kalbin ve Aklın Rehberi: Risale-i Nur’un Eşsiz Mektebi
Kalbin ve Aklın Rehberi: Risale-i Nur’un Eşsiz Mektebi
“Risale-i Nur, imanî meseleleri lüzumu derecesinde izah etmiş. Risale-i Nur’un hocası, Risale-i Nur’dur. Risale-i Nur, başkalarından ders almaya ihtiyaç bırakmıyor. Herkes istidadı nisbetinde kendi kendine istifade eder. Aklınız her bir meseleyi tam anlamasa da ruh, kalp ve vicdanınız hissesini alır. Ne kadar istifade etseniz büyük bir kazançtır.”
Sözler. Konferans
Zamanın ihtiyacı, insanın ihtiyacıdır. Her çağ, kendine özgü bir manevi karanlık ve imani buhranla gelir. Bediüzzaman Said Nursî, bu hakikati çok önceden görerek, “Bu zamanın cihadı, manevi cihaddır. Kalemle, fikirle, marifetle olur” demiştir. İşte Risale-i Nur, bu çağın hastalıklarına ilaç olan, aklı tatmin ederken kalbi doyuran, ruhu tedavi eden bir hakikat mektebidir.
Risale-i Nur’un Hocası: Risale-i Nur
Birçok eser, başka kaynaklardan destek alarak okunur. Fakat Risale-i Nur, kendi kendini açıklayan, kendi içinden cevherler fışkıran bir hazine gibidir. Said Nursî’nin “Risale-i Nur’un hocası, Risale-i Nur’dur” sözü, bu külliyatın nasıl bir iç bütünlüğe sahip olduğunu göstermektedir.
Bu eserler, herhangi bir tarikata, şahsa ya da zamana bağlı kalmadan, doğrudan Kur’an’dan beslenen bir sistem sunar. Onun için Risale-i Nur, bir kişinin değil; bir devrin, bir milletin ve hatta insanlığın dersidir. Çünkü iman, zamanla değişmeyen, fakat zamanın şartlarında daha çok açıklanmaya muhtaç olan bir hakikattir.
Aklın Anlamasa da Kalbin Anlar
Her insanın ilmi ve idraki farklıdır. Ancak Risale-i Nur, sadece zeki ve yüksek tahsilli kişilere hitap etmez. En sade bir köylüden en derin bir mütefekkire kadar herkes bu eserlerde kendine göre bir hisse alabilir. Bediüzzaman’ın “Aklınız her meseleyi tam anlamasa da kalbiniz, ruhunuz, vicdanınız hissesini alır” sözü, bu hakikati veciz bir şekilde ifade eder.
İşte bu yönüyle Risale-i Nur, bir bilgi kaynağından çok daha fazlasıdır. O, ruhun gıdası, vicdanın aynası, kalbin pusulasıdır.
İstifade Kadardır Kazanç
Risale-i Nur’dan alınan her hisse, sahibine dönüşü olmayan bir kazanç olarak döner. Çünkü imanî meseleler, sadece teorik bilgi değil; aynı zamanda hayatı anlamlandıran, sabrı güçlendiren, tevekkülü pekiştiren, kalbe huzur veren gerçeklerdir.
Bu yüzden bu eserleri okurken, her şeyi anlamaya çalışmak değil; anladığını hazmetmek önemlidir. Bediüzzaman’ın dediği gibi: “Ne kadar istifade etseniz, büyük bir kazançtır.” Zira bu kazanç; ne banka hesabında görünen, ne dünyada ölçülen türdendir. Bu kazanç, ebedî sermayedir.
Risale-i Nur: Bir Dershane, Bir Mektep, Bir Rehber
Bugünün insanı; bilgiye boğulmuş ama hakikatten uzak kalmıştır. Kalpler tatminsiz, ruhlar yorgun, fikirler dağınık… Böyle bir zamanda Risale-i Nur; sadeliğiyle ama derinliğiyle, sessizliğiyle ama tesiriyle, kalbi inşa eden bir dershanedir.
O, sadece bir kitap değil, bir hayattır. Okudukça insanı dönüştüren, düşündüren, ağlatan ama aynı zamanda umutlandıran bir kaynaktır. Her okuyucu, bu dershanenin hem talebesi hem de muhatabıdır.
ÖZET
Bu makalede, Risale-i Nur’un bağımsız, kendine yeterli ve zaman üstü yapısı ele alınmıştır. Bediüzzaman’ın “Risale-i Nur’un hocası, Risale-i Nur’dur” sözüyle bu külliyatın kendi içindeki bütünlüğü ve öğretici yönü anlatılmıştır. Herkesin istidadına göre istifade edebileceği bu eserlerin, kalp, ruh ve vicdan üzerinde yaptığı etki ön plana çıkarılmıştır. Sonuç olarak Risale-i Nur’un, sadece bir kitap değil, çağın ihtiyacına cevap veren bir iman ve marifet mektebi olduğu ifade edilmiştir.