Bir Bahar Mucizesi: Ferdin ve Nev’in İhyası Üzerine Hikmetli Bir Bakış

Bir Bahar Mucizesi: Ferdin ve Nev’in İhyası Üzerine Hikmetli Bir Bakış

“İhya-yı nev, ihya-yı fert gibidir 

   Mevt-âlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sinek, nasıl onun ihyası kudrete ağır gelmez.

   Şu dünyanın mevti de ihyası da öyledir. Bütün zîruh ihyası onda fazla nazlanmaz.”
Sözler. Lemaat

İnsan, hayatın akışı içinde büyük hadiseler karşısında bazen dehşete düşer. Kıyamet, ölüm, yeniden diriliş gibi kavramlar zihinlerde büyür, ürkütür. Ancak kainata ibretle bakıldığında, bu büyük hadiselerin misallerinin her an gözler önünde cereyan ettiğini görürüz. Bediüzzaman Said Nursî’nin Lemaat adlı eserinde geçen şu kısa cümle, derin bir hakikatin anahtarıdır:
“İhya-yı nev, ihya-yı fert gibidir.”
Yani bir türün, bir milletin ya da kainatın yeniden diriltilmesi; bir ferdin, bir sineğin yeniden ihyası kadar kolaydır Allah’ın kudreti için.

İlkbahar: Sessizlikten Dirilişe

Kış boyunca hayat izlerini kaybetmiş, adeta ölmüş bir sinek… Soğuk ve donuk bir uykuda. Lakin baharın gelişiyle birden canlanıverir. O mevt-âlûd (ölü gibi) hali yerini canlılığa, harekete, hayata bırakır. Bu mucizevi dönüşümde ne bir zorlama vardır, ne de kudrete bir ağırlık… Aynı şekilde, yeryüzünün bütünü de kışın ölümünü yaşar: kurumuş ağaçlar, susmuş nehirler, çekilmiş yapraklar, sessizleşmiş ovalar… Ama baharla birlikte milyonlarca canlı aynı anda dirilir.

Bu dev ihya hareketi, bize ahiretteki dirilişin akıl dışı ya da uzak olmadığını haykırır. Her yıl milyarlarca canlıyı aynı anda yoktan var eden bir kudret, elbette ölmüş insanları da diriltmeye kadirdir.

Ferdin Dirilişi: Küçük Bir Kıyamet

Bir sineğin canlanması, bir çekirdeğin çatlayarak ağaca dönüşmesi, bir insanın uykudan uyanması… Bunların her biri küçük çaplı bir ihyadır. Bu küçük mucizeler bize gösterir ki, ferdin diriltilmesi bir kudret meselesi değildir; O’na göre kolay ve süreklidir. O halde bir insanı ahirette yeniden yaratmak, onun suretini ve şahsiyetini tekrar iade etmek, baharda bir yaprağı yeniden yaratmak kadar basittir ilahî kudret için.

İşte burada “nev”in (türün, toplumun, insanlığın) dirilişiyle “fert”in (bireyin) dirilişi arasında fark kalmaz. Her ikisi de O’nun nazarında eşittir. Zira kudretin karşısında büyüklük-küçüklük farkı yoktur.

Toplumsal ve Ruhsal İhya

Bu hakikat sadece biyolojik ihyayı anlatmaz. Aynı zamanda toplumların, milletlerin ve kalplerin de dirilişine işaret eder. Maneviyattan uzaklaşan bir fert ya da çöküşe geçmiş bir toplum, mevt-âlûd bir hale gelir. Ancak hakikatle, marifetle, imanla karşılaştığında tıpkı sinek gibi canlanır. Ruhlar harekete geçer, fikirler uyanır, gönüller dirilir.

Bu yüzden ihya sadece fiziki değildir. Asıl diriliş; imanla, ilimle, ahlakla ve hakikatle olur. Bu da kudretin değil, iradenin tercihidir. Allah, kudretiyle diriltir ama kul, iradesiyle yaşar. Baharın gelmesi bir rahmettir; ama tohum, kendini toprağa vermedikçe baharın nimetinden faydalanamaz.

Sonuç

İnsana düşen, bu kevnî ayetleri ibretle okumaktır. Kainat kitabındaki her bahar, yeniden dirilişin sessiz bir ilanıdır. Bir sineğin kıştan çıkışı kadar kolaydır insanın da mahşerde dirilmesi. Ne ferdin, ne nev’in ihyası Allah için zor değildir. Kudret, her şeyi ihata etmiştir. Mesele, bu kudretin delillerine göz kapamamak ve ibretle bakmaktır.

Özet

Bu makalede, Bediüzzaman Said Nursî’nin “İhya-yı nev, ihya-yı fert gibidir” ifadesinden yola çıkılarak, kainattaki bahar dirilişinin ahiret inancına delil olduğu anlatılmıştır. Kışta ölmüş gibi görünen bir sineğin dirilmesiyle, tüm insanlığın dirilmesi arasında kudret açısından fark olmadığı anlatılmıştır. Aynı zamanda ruhsal ve toplumsal dirilişin de iman, hakikat ve irade ile mümkün olduğu ifade edilmiştir. Diriliş, Allah’ın kudretiyle; yaşamak ise insanın iradesiyledir.

 

 

Loading

No ResponsesHaziran 16th, 2025