Vahyin Safiyeti, İlhamın Gölgesi: Kelâm-ı İlâhîye Dair Derin Bir Tefekkür

Vahyin Safiyeti, İlhamın Gölgesi: Kelâm-ı İlâhîye Dair Derin Bir Tefekkür

“Vahiy gölgesizdir, safidir, havassa hastır. İlham ise gölgelidir, renkler karışır, umumîdir. Melâike ilhamları ve insan ilhamları ve hayvanat ilhamları gibi çeşit çeşit hem pek çok envalarıyla denizlerin katreleri kadar kelimat-ı Rabbaniyenin teksirine medar bir zemin teşkil ediyor.
ediyor.

لَوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِكَلِمَاتِ رَبّٖى لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ اَنْ تَنْفَدَ كَلِمَاتُ رَبّٖى

âyetinin bir vechini tefsir ediyor anladı.”
Şualar

İnsan, kâinatın anlamını ve kendi varlığının gayesini anlama arayışında en çok bilgi kaynağına muhtaçtır. Bu bilginin en yücesi, en doğrudan olanı ise vahiydir. Vahiy; Allah’tan doğrudan gelen, araya gölge, perde, karışıklık girmeyen saf bir nurdur. O, peygamberlerin gönlüne indirilen, hak ile bâtılın birbirine karışmadığı tertemiz bir ilâhî hitaptır.

Buna karşılık ilham, daha alt mertebede bir bilgi kaynağıdır. İlham da Hakk’tandır, ancak çoğu zaman araya nefis, hissiyat, mahlûkiyetin gölgesi girer. Bu nedenle ilham:

Renkli ve gölgelidir,

İnsan, melek ve hayvanlara kadar çeşitlidir,

Dereceleri farklıdır,

Hakikatin tamamını değil, bir yönünü gösterir.

Tıpkı berrak ve sâkin bir gölde gökyüzünü net görmek ile dalgalı bir denizde kırık ve bulanık yansımaları görmek gibidir. Vahiy, gökteki hakikatin saf yansımasıdır; ilham ise o yansımanın dalgalarda kırılması gibidir.

Bediüzzaman Hazretleri, bu farkı açıklarken ilhamın çok çeşitli olmasıyla Allah’ın kelimelerinin sonsuzluğunu da birleştirir. Kur’an’ın şu ayeti bu gerçeğe işaret eder:

> “Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa, Rabbimin kelimeleri bitmeden deniz tükenirdi.”
(Kehf, 109)

Bu ayet, Allah’ın sonsuz kelimelerinin yani manalarının, hükümlerinin, ilhamlarının, tecellilerinin, emrinin ne kadar sınırsız ve derin olduğunu bildirir. İşte ilham da bu deniz gibi tükenmeyen kelimelerin farklı mahlûkatta tezahür etme biçimidir. Vahiy ise, bu denizden gelen en saf ve doğrudan çağlayandır.

Bu nedenle, vahiy peygamberlere mahsustur ve onu insanlar taklit edemez. İlham ise evliya ve salih kullara, hatta hayvanlara kadar farklı şekillerde gelebilir. Ama asla vahyin kesinliği ve bağlayıcılığına ulaşamaz. Bu farkı bilmek, hak ile zannı ayırmak için çok önemlidir. İlhamla amel edilir; ama din inşa edilmez. Din, sadece vahiy ile sabittir.

Özet:

Bu makalede, vahiy ile ilham arasındaki temel farklar açıklanmıştır. Vahyin saf, doğrudan ve peygamberlere özel bir hitap olduğu, ilhamın ise gölgeli, dereceli ve umumî bir bilgi olduğu ifade edilmiştir. İlhamlar, Allah’ın kelimelerinin çokluğuna ve rahmetinin çeşitliliğine işaret eder. Ancak hakiki dinin kaynağı vahiydir, ilham ise kişiseldir ve bağlayıcılığı yoktur. Ayette geçen “deniz mürekkep olsa kelimeleri yetmezdi” ifadesiyle bu sınırsızlık tasvir edilmiştir. Böylece insan, doğru bilgiye ulaşmak için vahye sarılmalı, ilhamı ise hikmetli ama sınırlı bir pencere olarak görmelidir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 15th, 2025