Tevhid Kolaylıktır, Şirk İse İmkânsızlıktır
Tevhid Kolaylıktır, Şirk İse İmkânsızlıktır
“Bütün eşya bir tek zata verilse, bu kâinatın icadı ve tedbiri, bir ağaç kadar kolay ve bir ağacın halkı ve inşası, bir meyve kadar suhuletli ve bir baharın ibdaı ve idaresi, bir çiçek kadar âsân ve hadsiz efradı bulunan bir nev’in terbiyesi ve tedbiri, bir fert kadar müşkülatsız olur. Eğer şirk yolunda esbab ve tabiata verilse bir ferdin icadı, bir nevi belki neviler kadar ve bir çiçeğin hayattar ibdaı ve teçhizi bir bahar, belki baharlar kadar ve bir meyvenin inşa ve ihyası bir ağaç, belki yüz ağaç kadar ve bir ağacın icadı ve inşa ve ihya ve idare ve terbiye ve tedbiri kâinat kadar, belki daha ziyade müşkül olur.”
Şualar
İnsan aklı, bir meseleyi çözerken sadeleştirmeye çalışır. Karmaşıklıktan, dağınıklıktan kaçınır. Neden? Çünkü hakikat, fıtratla uyumludur. Gerçeklik basit değilse bile tutarlıdır. İşte bu hakikat, kâinatın işleyişinde de kendini gösterir: Birlik varsa kolaylık vardır, çokluk varsa karmaşa ve imkânsızlık doğar.
Bediüzzaman Hazretleri, bu derin gerçeği veciz bir şekilde şöyle ifade eder:
> “Bütün eşya bir tek zata verilse, bu kâinatın icadı bir ağaç kadar kolay olur. Eğer şirk yolunda sebeplere verilirse, bir ferdin yaratılması kâinat kadar zor olur.”
Birlik Hikmettir, Çokluk Abestir
Bir bahçede her çiçek farklı bir bahçıvana ait olsa; biri gülleri, biri laleleri, biri menekşeleri yapsa… Her sabah başka bir bahçıvan gelip çiçekleri düzenlemeye çalışsa, bahçede düzen mi kalır? Renkler uyumlu olur mu? Zamanında açar mı her çiçek?
Hayır. Çünkü çokluk karışıklık getirir. Her akıl bilir ki, uyumun olduğu yerde tek el vardır, tek irade vardır, tek idare vardır.
İşte bu nedenle:
Kâinatta milyarlarca yıldız birbirine çarpmadan dönüyorsa,
Bir çiçek açarken içindeki sistem gözle bile zor görülüyorsa,
Anne rahminde bir damla sudan insan meydana geliyorsa,
Bu ancak tek bir Zât’ın sonsuz kudretiyle mümkündür. Çünkü birlik kolaylıktır, çokluk ise imkânsızlık doğurur.
Şirk, İmkânsız Bir İhtimaldir
Düşünün:
Eğer her çiçeğin yaratılması ayrı bir ilaha ait olsa; bir tek çiçeğin içindeki yaprakları, renkleri, kokusu ve zamanlamasını farklı güçler belirlese, o zaman çiçek ne olurdu?
Bir meyvenin şekli ayrı, tadı ayrı, çekirdeği ayrı ilahlara verilse; ya tat bozulur, ya şekil tutmaz, ya da hiç oluşmaz.
Eğer bir insanın gözü, bir ilaha; kalbi başka bir ilaha; aklı ise başka birine ait olsa – bu insan ne görür, ne düşünür, ne de yaşar.
İşte şirk, bu kadar mantıksız ve imkânsız bir yolculuktur.
Tevhid: Kâinatın Gerçek Yüzüdür
Bir meyve, bir ağaçtan kolay çıkar.
Bir ağaç, tek bir bahçıvanla daha kolay büyür.
Bir şehir, tek bir belediyeyle daha düzenli yönetilir.
Bir devlet, tek bir hükûmetle daha iyi işler.
Aynı şekilde, bu kâinat da, tek bir Hâlık’ın (Yaratan’ın) eseridir.
Çünkü:
Bütün varlıklar birbirine bağlıdır.
Her şey birbiriyle konuşur, işbirliği yapar.
Güneşle yaprak, suyla toprak, rüzgârla polen, gözle ışık arasında muhteşem bir uyum vardır.
Bu uyum, tek bir ustanın mühendisliğiyle mümkündür.
Özet:
Bu makale, kâinatın kolaylıkla ve düzenle var edilmesinin yalnızca tevhid (bir tek Allah’a iman) ile mümkün olabileceğini anlatmaktadır. Her şeyin tek bir zat tarafından yapıldığına iman edildiğinde; yaratılış, idare ve hikmet kolay ve uyumlu olur. Ancak şirk, yani yaratmayı sebeplere ve çoklu güçlere vermek; bir çiçeği bile yaratmayı imkânsız hale getirir. Sonuç olarak, tevhid hem aklen hem de vicdanen en doğru ve en kolay yoldur; şirk ise hem mantıksız hem de imkânsızdır.