Zulmün Gölgesinde İnsanlık: Asrın Cürmü ve Nuh’un Duası
Zulmün Gölgesinde İnsanlık: Asrın Cürmü ve Nuh’un Duası
- Gözlerin Gördüğü Ama Kalplerin Kör Olduğu Bir Zaman
Dünya, iki milyona yakın masumun açlıkla, bombalarla, susuzlukla ve sessizlikle kıvrandığı bir imtihanın tam ortasında.
Ve bu imtihan sadece Gazze’nin değil; insanlığın, vicdanın ve inancın imtihanıdır.
Bir yanda çaresiz bebeklerin ağlayışları, bir yanda işgal uçaklarının alçak uçuşları…
Gözler görüyor, kameralar kaydediyor, uydular izliyor ama dünya susuyor.
Bu suskunluk artık tarafsızlık değil; bu, ortaklıktır.
- Asrın Cürmü Meşhudu: Seyredilen Soykırım
Bu çağın en kara lekesi, göre göre yaşanan bir soykırımdır.
Hiçbir terör, hiçbir bahane, hiçbir strateji;
Kadınların, çocukların, yaşlıların diri diri toprağa gömülmesini açıklayamaz.
Çünkü ortada sadece bir saldırı değil, bir inkâr ve imha planı vardır.
Bu, sadece Filistin’in değil; adaletin, hakkın ve merhametin topyekûn hedef alınmasıdır.
Kur’an’da Hz. Nûh’un duası tam da bu çağa seslenir gibi yankılanır:
> “Nûh dedi ki: “Rabbim! Yeryüzünde dolaşan bir tek kâfir bile bırakma!”
“Bırakacak olursan, onlar senin kullarını yoldan çıkarırlar ve ancak kendileri gibi ahlâksız, günahkâr ve azılı kâfir nesiller yetiştirirler.”
“Rabbim! Beni, anne-babamı, mü’min olarak evime girenleri, bütün mü’min erkeklerle mü’min kadınları bağışla! Zâlimlerin ise ancak helâkini artır! Köklerini kurut!” Nuh. 26-28
Bu dua, bir bedduadan çok, hakkın zalime karşı feryadıdır.
Çünkü bu tür kâfirler yalnızca küfre saplanmaz; gelecek nesilleri de ifsat eder, yozlaştırır, karartır.
- Hayvanlar Bile Böyle Yapmazken…
İşin acı tarafı şu ki, bu çağdaki vahşet; hayvanlar âleminde dahi görülmeyen bir tür alçaklık gösteriyor.
Hiçbir hayvan, başka bir hayvanı aç bırakmak için kuşatma altına almaz.
Hiçbir hayvan, yavrularını ağlatmak için bilinçli olarak su kaynaklarını bombalamaz.
Ama insan suretindeki canavarlar, Gazze’nin üzerine bunu yapıyor.
Ve dünya, bu canavarlığa koca bir “sessizlik heykeli” gibi bakıyor.
Susmak, seyretmek, bu çağın en büyük günahlarından biridir artık.
- Kapanmayan Yaralar ve Kapanmayan Hesaplar
Gazze’de açlıkla kıvranan çocuğun midesi boş,
Ama kalbi dolu:
> Doludur korkuyla, merakla, sorularla:
“Baba neden yemek yok?”
“Anne neden hep siren çalıyor?”
“Ben neden hiç oyuncağımı alamadım?”
Bu sorulara cevap verecek ne bir lider, ne bir kurum, ne de bir düzen kaldı.
Fakat bu sessizlik Allah katında suskun değildir.
> Zalimlerin her bombası, göklere yazılmış bir davadır.
Her mazlumun gözyaşı, arş-ı alaya bir yalvarıştır.
Ve her mazlum çocuğun ölümü, kıyametin yaklaşmasına bir adım daha yaklaştırır insanlığı.
- Nuh’un Duasına Bugün Ne Kadar Yakınız?
Hz. Nûh’un duası bir ümidsizlikten değil, bir hakikat tesbitinden doğmuştu:
“Kâfirler yeryüzünde oldukça, ıslah değil ifsad ederler.”
Bugün bu cümle, sadece bir geçmiş peygamberin değil, bugünün tüm mazlumlarının ortak duası haline gelmiştir.
Ve bu dua bir yerde şunu da ima eder:
> Ey zalim! Eğer sen durmazsan, Rabbin seni durduracaktır.
Ey ümmet! Eğer sen susarsan, o dua seni de hedef alacaktır.
Sonuç: Bu Sessizliğin Bedeli Ağır Olacak
Asrın bu açık cürmü karşısında sessiz kalan her insan, her sistem, her toplum; tarih önünde değil, ilahi adalet önünde mahkûm olacaktır.
Zulüm mazlumları yok edemez, ama zalimleri helâke götürür.
Gazze’de bombalanan sadece binalar değil; insanlık onurudur.
Ve her geçen gün bu onur biraz daha yerle bir ediliyor.
Bu çağda, Nûh’un duası yeniden okunmalı;
Ve her vicdan, o duanın mazlum tarafında durmalı.
Özet:
Bu makalede, Gazze’de yaşanan vahşetin boyutları, insanlığın suskunluğu ve Kur’an’daki Hz. Nûh’un duası açısından değerlendirilmiştir. Gözler önünde yaşanan bu açık zulmün, hayvanlar dünyasında bile rastlanmayan bir vahşet olduğu, bu sessizliğin ise zulme ortaklık anlamı taşıdığı anlatılmıştır. Nûh’un duasının, bu çağın zalimlerine karşı bir uyarı, mazlumlara karşı ise bir umut olarak yeniden anlaşılması gerektiği ifade edilmiştir. Sonuç olarak, bu sessizlik ilahi adaletin karşısında uzun süre sessiz kalmayacaktır.