Küçük Şeylerin Ardındaki Büyük Kudret
Küçük Şeylerin Ardındaki Büyük Kudret
“Küçük şeyler büyük şeylerle merbuttur
Sivrisinek gözünü halkeyleyendir mutlaka, güneşi hem Kehkeş’i halkeylemiş.
Pirenin midesini tanzim edendir mutlaka, manzume-i şemsiyeyi nazmeylemiş.
Gözde rü’yet, midede hem ihtiyacı dercedendir mutlaka, sema gözüne ziya sürmesi çekmiş, zemin yüzüne gıda sofrası sermiş.”
Sözler. Lemaat
İnsan, çoğu zaman büyüklere hayran kalır, küçükleri ise önemsiz sanır. Oysa varlık âlemine dikkatle bakıldığında görülür ki, en küçük şeyler dahi büyük hakikatlerle bağlantılıdır. Bu bağ, sadece fizikî değil, aynı zamanda manevîdir. Bir sivrisineğin gözü, bir pire midesi veya insanın görme kabiliyeti… Bunlar o kadar hassas bir sanatla yaratılmıştır ki, ancak sonsuz bir kudret ve ilim sahibi olan Allah’a ait olabilir. Aynı Zât, Kehkeşan sistemini de tanzim eden Zât’tır.
Büyüklük ve Küçüklük Zihnîdir, Sanat İlâhîdir
Bir pirenin midesi ile güneş sisteminin düzeni arasında ne alâka var diyebiliriz. Fakat dikkatle bakıldığında görülür ki, her ikisinde de mükemmel bir ölçü, yerli yerinde bir tanzim, gayeye yönelik bir yapı vardır. Bu ise gösterir ki her iki varlık da aynı sanatkârın elinden çıkmıştır. O halde kudretin tecellisi büyüklükle küçüklükten bağımsızdır; mesele kudretin bizzat kendisindedir.
Sanatta Küçük-Büyük Yoktur, Kudret Tecellisi Vardır
Bir çiçekle bir dağ, bir su damlasıyla bir okyanus… Her biri kendi çapında bir sanat harikasıdır. Sanat, sadece büyük şeylerde tezahür etmez; esas ustalık küçük şeylerdeki incelikte gizlidir. Sivrisineğin gözü mikroskobik bir hassasiyetle yaratılmışken, yıldız sistemleri de devasa bir nizamla şekillendirilmiştir. Her ikisinde de ortak olan şey, mutlak bir kudretin tecellisidir.
Zahirde Fark, Hakikatte Birlik
İnsanın gözündeki görme kabiliyeti ile semaya ışık verilmesi, midedeki ihtiyaç ile yeryüzündeki gıdanın örtüşmesi; tüm bunlar aradaki hikmetli bağlantıları gözler önüne serer. Bu bağlantılar gelişi güzel değil, ilahi bir kast ve iradeyle düzenlenmiştir. İnsan ihtiyaç duysun diye yeryüzü nimetlerle doldurulmuş, göz görebilsin diye semaya ışık sürülmüştür. Bu da gösterir ki küçük ihtiyaçlar büyük tedbirlerle karşılanmıştır.
Tevhid Nazarı: Parçaları Bütünle Buluşturur
Parçaya bakıp bütünü görebilmek, tevhid nazarıdır. Bir atomun düzeninden kainatın düzenine ulaşmak, Allah’ın her yerde tek bir isimle tecelli ettiğini fark etmek; bu nazarın ürünüdür. Göz, mide, pire, sinek… Hepsi kendi âleminde birer “küçük âlem”dir. Ve bu küçük âlemler, büyük âlemlerin aynasıdır. Onlara dikkatle bakan, tüm varlıkta aynı kudreti, aynı hikmeti, aynı sanatı temaşa eder.
ÖZET:
Bu makale, varlıkların büyük-küçük ayrımıyla değerlendirilmemesi gerektiğini, çünkü her varlıkta aynı ilahi kudretin ve hikmetin tecelli ettiğini vurgular. Bir sivrisineğin gözü ile güneş sistemi arasındaki ortaklık, her ikisinin de aynı Yaratıcı tarafından yapılmış olmasıdır. Küçük detaylardaki mükemmellik, sebeplerle izah edilemeyecek kadar derindir. Bu da bize tevhid nazarıyla bakmayı, küçük şeylerdeki büyük manaları görebilmeyi öğretir.