İnsanın Kıymeti Himmeti Kadardır: Zihin, Fikir ve Maksat Üzerine Derin Bir Muhasebe
İnsanın Kıymeti Himmeti Kadardır: Zihin, Fikir ve Maksat Üzerine Derin Bir Muhasebe
“İnsanın zihni ve lisanı ve sem’i cüz’î ve teakubî oldukları gibi fikri ve himmeti dahi cüz’îdir. Ve teakub tarîkıyla yalnız bir şeye taalluk eder ve meşgul kalır.
Hem de insanın kıymet ve mahiyeti, himmeti nisbetindedir. Himmetin derecesi ise maksat ve iştigal ettiği şeyin nisbetindedir.”
Muhâkemat. 103
Zihin Bir Aynadır, Ama Küçük Bir Ayna
İnsan zihni, kâinatı kuşatacak kadar geniş değildir. Akıl, lisan ve işitme gibi yeteneklerimiz cüz’îdir; yani sınırlı, parçalı ve teakubî işler. Bir anda bütün hakikatleri ihata edemez; ancak bir konudan diğerine geçerek yol alır. Bu sınırlılık, insana acizliğini ve tevazuunu öğretir.
Fakat bu sınırlı zihin, doğru yönlendirilirse büyük neticelere ulaşabilir. İşte burada “himmet” devreye girer.
Himmet: Kalbin İstikameti, Zihnin Pusulası
Himmet, bir meseleye verilen dikkat, değer ve dahili yönelimin adıdır. Bir insan neye gönlünü verir, zihnini ve vaktini neyle meşgul ederse, onun kişiliği de, kıymeti de o şeyle ölçülür.
Eğer birinin bütün gayreti dünyevî menfaatler, geçici zevkler ya da şöhret ve servet gibi aldatıcı hedeflerse; onun mahiyeti de bu aldanış kadar sathî ve değersiz olacaktır.
Fakat eğer bir insanın himmeti, hakkı bilmek, hakikati yaymak, insanlığa fayda sağlamak, Allah’a yakınlaşmak gibi yüce gayelere yönelirse, o kişi kendi kıymetini ebediyet terazisinde yükseltmiş olur.
Meşguliyetin Mahiyeti, Mahiyetin Meşguliyetidir
İnsan zihni aynı anda pek çok şeyi düşünemez. Bu yüzden Bediüzzaman, zihnin “teakubî” yani sıralı olarak düşündüğünü ifade eder. Bu da demektir ki, insan ancak bir şeye yoğunlaştığında verimli olabilir.
O hâlde, zihni neyle dolduracağımız çok mühimdir. Gafletle, boş işlerle, nefsanî arzularla dolu bir meşguliyet, hem kalbi karartır hem de zihni yorar. Oysa hakikatle, marifetle, ibadetle ve hayırla dolu bir meşguliyet; insanı yüceltir, arındırır ve kemale erdirir.
Zihinsel Zenginlik, Maksat Zenginliğidir
Bediüzzaman, insanın kıymetini himmetine, himmetini ise maksadına bağlar. Yani:
Maksat küçükse, himmet küçülür.
Himmet küçükse, fikir sönükleşir.
Fikir zayıfsa, insanın mahiyeti de basitleşir.
Bugün insanlık, bilgi çağının ortasında himmet zaafı yaşıyor. Zihinler dolu ama gayeler yavan. Fikirler çok ama hakikat az. Bu, maksatsızlığın neticesidir. Çünkü maksatsız bilgi, pusulasız bir gemi gibidir; yönü yok, ufku yok, varacağı limanı yoktur.
Sonuç: Neye Himmet Ettiysen, O’sun
Bu derin ve hikmetli bakış bize şunu öğretir: İnsanın değeri, onun zihnindeki ve kalbindeki en büyük meşguliyetin değeriyle ölçülür. Sen Allah’a yakınlık istiyorsan, zihin ve kalp rotanı O’na çevir. Hakikati arıyorsan, himmetini hakikate ver. İnsanlık için fayda istiyorsan, fikrini insanlığa ada.
Bir ömür, neye adandıysa onunla anılır. Zihin bir aynadır; içine koyduğun şey, hayatının sureti olur.
Makale Özeti
Bu makale, Bediüzzaman’ın “İnsanın kıymeti, himmeti nisbetindedir” hakikatine dayanarak, insan zihninin sınırlı yapısını ve yöneldiği şeyle kıymetlendiğini anlatır. Zihinsel faaliyetlerin ancak bir maksada yöneldiğinde anlamlı hâle geldiğini, gayesiz meşguliyetlerin insanı değersizleştirdiğini anlatır. Netice olarak, insanın şahsî kıymetini belirleyen en önemli unsur, kalbin ve zihnin neyle meşgul olduğudur.