Hablullah ve Hablü’l-Metin: Kurtuluşun İpi, Birliğin Bağı
Hablullah ve Hablü’l-Metin: Kurtuluşun İpi, Birliğin Bağı
> “Hep birlikte Allah’ın ipine (Hablullah) sımsıkı sarılın; tefrikaya düşmeyin!”
(Âl-i İmrân, 103)
Giriş: İpi Kaybeden Düşer
İnsanlık, bir uçurumun kıyısında yaşar. Aşağıda cehalet, zulüm ve anarşi kaynarken, yukarıda rahmetin, hidayetin ve birliğin ipi sarkar.
İşte o ip, Kur’an’ın “Hablullah” dediği ilahî nurdan başka bir şey değildir.
Bir mü’minin, bir cemiyetin ya da bir milletin kurtuluşu, o ipe tutunup tutunmamasına bağlıdır.
İpe sarılan yükselir. Bırakan düşer.
Hablullah Nedir?
“Habl” Arapçada “ip” demektir.
“Hablullah” ise “Allah’ın ipi”dir.
Ama bu sıradan bir ip değildir. Bu; insanı semaya bağlayan, hakikate çeken, dünya ile ahiret arasında köprü kuran ilahî bağdır.
Tefsirler bu kavramı çeşitli şekillerde izah eder:
Kur’ân-ı Kerîm (Hakikat ipi)
İslâm dini (Nizam ipi)
Cemaatle yaşanan iman (Birlik ipi)
Peygamber Efendimizin (sav) sünneti (Rehberlik ipi)
Ne kadar ip varsa insanı yukarı çeken, hepsi Hablullah’ın yansımalarıdır.
Hablü’l-Metin Ne Demektir?
“Metin” sağlam, sarsılmaz, dayanıklı demektir.
“Hablü’l-metin” ise; kopmayan, bükülmeyen, eğrilmeyen, mutlak doğruya götüren ip anlamındadır.
Kur’an’ın bir diğer ayetinde şöyle geçer:
> “Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği kimselerdir…” (Nisâ, 69)
Bu nimet ipinin adı Hablü’l-metindir.
Tarih Boyunca Bu İp Neden Hayatîydi?
- Asr-ı Saâdet’te:
Sahabeler, farklı kabilelerden, geçmişte birbirine düşman topluluklardandı.
Ama Kur’an onlara bir ipe tutunmayı emretti: “Hablullah’a sımsıkı sarılın.”
Ve o ip, onları ensar ve muhacir gibi kardeş yaptı.
- Abbâsî ve Endülüs Döneminde:
Hablullah’a sımsıkı sarılanlar ilimde, medeniyette, hikmette zirveye çıktılar.
İpi gevşetenler ise saray entrikalarına, mezhep kavgalarına, iç fitnelere boğuldular.
- Osmanlı’nın Yükselişinde:
Osmanlı, Kur’an, sünnet ve adalet ipine sımsıkı sarılarak üç kıtayı irfanla yönetti.
Ama son dönemlerde bu ip gevşeyince içten çöküş başladı.
Modern Çağ: İp Elimizden Kaydı mı?
Bugün modern dünyanın insanı, teknolojiyle yükselebileceğini sanıyor.
Ama gökdelen yaparken yere çakılıyor; zenginleşirken ruhunu kaybediyor.
Çünkü yükselmenin ilâhî ipi bırakıldı.
Bir ümmetin kurtuluşu ne zenginliğe ne de silaha bağlıdır.
Kurtuluş, “hablullah”ın etrafında toplanmaktır.
İman ipiyle bağlanmayan toplum, ideolojilerin rüzgarında dağılır.
Bugün Bu İpe Nasıl Tutunuruz?
- Kur’ân’a sımsıkı sarılmak:
Onu sadece okumak değil; anlamak, yaşamak ve yaşatmak. - Sünnetle istikamet bulmak:
Resûlullah’ın rehberliğini şahsî değil, toplumsal ölçü haline getirmek. - Cemaat ruhunu ihya etmek:
Bireycilik çağında, ümmet olmanın kardeşliğini yeniden diriltmek. - Tefrikaya karşı vahdet:
Mezhep, ırk, görüş farklılıklarını düşmanlığa değil zenginliğe dönüştürmek. - Tahkikî imanı yaymak:
Taklit değil, anlayarak inanan; akleden ve hisseden bir iman toplumu inşa etmek.
İpin Hikmeti: İp Koparsa İnsan Düşer
Bediüzzaman’dan özetle:
> “İttihad, hayat-ı içtimaiyenin rabıtasıdır. İttihad-ı hakiki ise, Hablullah’a sarılmaktır.”
İşte mesele budur:
Hablullah’tan başka hiçbir ip, insanı hakikate çıkaramaz.
Ne ideoloji, ne kavmiyet, ne felsefe…
Bu iplerden tutunanlar ya düşer ya düşürür.
Ama Hablullah, insanı Rabbiyle, kalbiyle, kardeşiyle, geçmişiyle ve geleceğiyle birleştirir.
Özet:
“Hablullah” Allah’ın ipi, Kur’an ve İslâm hakikatinin temsilidir.
“Hablü’l-metin” ise bu ipin kopmaz, sarsılmaz ve sağlam oluşunu ifade eder.
Tarih boyunca bu ilahî bağa sarılanlar yükselmiş, bırakanlar dağılmıştır.
Günümüzde ipi bırakmak, tefrikaya, ahlâksızlığa ve inkâra yol açmaktadır.
Kurtuluş; Kur’an’a, sünnete ve iman birliğine sıkı sarılmakla mümkündür.