Zihniyet Değişmedi: Asrımızın Lut Kavmi ve Bozgunculuğun Yeni Maskeleri

Zihniyet Değişmedi: Asrımızın Lut Kavmi ve Bozgunculuğun Yeni Maskeleri

“Dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna giden, pek azılı düşman iken, kalbinde olana Allah’ı şahid tutan, işbaşına geçince, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeğe çabalayan insanlar vardır. Allah bozgunculuğu sevmez.” Bakara. 204-205.

**********

Tarih yalnızca bir geçmiş değil; insan karakterinin, niyetlerin ve zihniyetlerin bir devri daim hâlinde tekrar ettiği bir ayna gibidir. Aynı zihniyet farklı çağlarda, farklı isim ve kavramlarla yeniden zuhur eder. Bugün yaşadığımız çağ, Lût kavminin zihnî enkazını, “özgürlük”, “hak”, “kimlik” ve “eşitlik” maskeleriyle yeniden dolaşıma sokmuştur.

Batılın Temsili: Ahlâkı Bozmanın Yasallaşması

DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu’nun TBMM çatısı altında yaptığı çağrı, sadece bireysel bir talep değil, ahlâksızlığı kurumsallaştırma ve bozgunculuğu meşrulaştırma projesinin açık bir ilanıdır.
Bir milletin vekili, milletin fıtratıyla savaşır hâle geldiyse, orada temsil değil, tahrip başlamıştır.

Hormonal ilaçlar üzerinden sapkınlıkların desteklenmesi, neslin ifsadı; kürtaj hakkı bahanesiyle ana rahminde cana kıyılması ise doğrudan neslin imhasıdır. Bu ise, Bakara Suresi’nin 205. âyetinde anlatılan o uğursuz zihniyetin çağdaş görüntüsüdür:

> “İktidar elde edince, yeryüzünde bozgunculuk yapmak, ekin ve nesli yok etmek için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.” (Bakara, 205)

Bugün “hak savunuculuğu” kisvesi altında yürütülen bu hareketler, aslında Allah’ın yaratışına savaş açan bir ideolojinin taşeronluğudur. Lût kavminin helâkına yol açan sapkınlık, bugün “cinsel yönelim” diye yaldızlanmış; Allah’ın rahmet emaneti olan çocuklar ve nesil, “beden hakkı” yalanıyla katledilir olmuştur.

Asrın Lût Kavmi: Zihinler Klonlandı, Fitne Tekrarlanıyor

Allah’ın sünnetinde değişme yoktur. Bozguncular her devirde benzer maskelerle, benzer taleplerle ve benzer temsilcilerle ortaya çıkarlar. Kur’ân, bu yüzden kıssaları tekrar tekrar anlatır. Çünkü mesele, tarih bilgisi değil, zihniyet tanımıdır.

Bugün bazı siyasî yapılar ve “temsilciler”, açıkça Lût kavminin batıl zihniyetini güncellemekte, halkın vergileriyle kurulmuş bir Meclis kürsüsünden ahlâksızlığa alan açmaktadırlar. Ve bunu “insan hakkı”, “özgürlük”, “bilimsel gelişim” gibi başlıklarla meşrulaştırmaktadırlar.

Ancak halk bunu görmeli: Bu yapı, bu karakter ve bu tinet hiç değişmedi.
Değişen sadece kıyafet, kavram ve yöntemdir.

İfsad Zihniyetiyle Mücadele: Devlet ve Milletin Ortak Sorumluluğu

Bugün yapılması gereken şey sadece tepki göstermek değil, bu fitneyi doğuran ideolojik altyapıyı, bu sapkın talepleri destekleyen küresel sermayeyi ve bu zihniyetin beslendiği medya, STK ve eğitim damarlarını ciddiyetle analiz etmek ve tedbir geliştirmektir.

Devletin görevi, sadece yollar, köprüler yapmak değil; milletin ahlâkî altyapısını ve fıtrî değerlerini koruyacak politikalar üretmek ve “özgürlük” adı altında sapkınlığın yayılmasına karşı güçlü bir duruş sergilemektir. Milletin görevi ise, kendi içinden çıkan bu batıl temsilcileri ifşa etmek, hak ve hakikat adına safını netleştirmektir.

Kur’an’ı Rehber Almak: Bozgunculara Karşı Tevhid Sancağını Kaldırmak

Kur’ân bize sadece ibadetleri değil, sosyal ve siyasi mücadeleyi de öğretir.
Bakara 204-205. âyetlerde belirlenen o “sahte güzel konuşan”, “kalbinde olana Allah’ı şahit tutan” ama iş başına geçince yeryüzünü bozan kişi; bugünün sahte demokrasi savunucusu, halkçı görünüp halkı zehirleyen siyasetçisi, LGBT’yi meşrulaştıran sivil toplum temsilcisi olabilir.

Her çağın bir Lût kavmi varsa, her çağın bir İbrâhimî duruşu da olmalıdır. Bugün saflar yeniden belirleniyor: Ya yaratılış fıtratının tarafındayız, ya ifsada hizmet edenlerin.

Makale Özeti

Bu makalede, günümüzde bazı siyasetçilerin Meclis kürsüsünden LGBT sapkınlıklarını destekleyen ve kürtaj gibi nesil ifsadını savunan açıklamalarının, Kur’an’da Bakara 204-205. ayetlerde tarif edilen bozguncu zihniyetin çağdaş bir tezahürü olduğu açıklanmıştır. DEM Parti milletvekilinin talebi örnek alınarak, bu tür çıkışların sadece bireysel fikir değil, ahlâksızlığı kurumsallaştırmaya yönelik sistematik bir zihniyet projesi olduğu vurgulanmıştır.
Lût kavminin günümüzde klonlanmış hâllerle tekrar sahnede olduğu, bu zihniyetle hem devletin hem milletin topyekûn bir akıl ve fıtrat mücadelesi vermesi gerektiği anlatılmıştır.
Sonuç olarak, Kur’an rehberliğinde bozgunculara karşı uyanık kalma çağrısı yapılmıştır.

 

Loading

No ResponsesHaziran 2nd, 2025