Samimiyetin Kerameti: Şahs-ı Manevînin Gücü

Samimiyetin Kerameti: Şahs-ı Manevînin Gücü

> “Evet, velayetin kerameti olduğu gibi niyet-i hâlisenin dahi kerameti vardır.
Samimiyetin dahi kerameti vardır.
Bâhusus lillah için olan bir uhuvvet dairesindeki kardeşlerin içinde ciddi, samimi tesanüdün çok kerametleri olabilir.
Hattâ şöyle bir cemaatin şahs-ı manevîsi bir veliyy-i kâmil hükmüne geçebilir, inayata mazhar olur.”
(Tarihçe-i Hayat, 188)

Gizli Bir Kuvvet: Samimiyet

Zaman zaman kerametleri konuşuruz. Harikulade olayları, olağanüstü halleri… Lakin Bediüzzaman Said Nursî’nin bu cümlesiyle yüzleşince anlarız ki, en büyük keramet bazen gizli, sessiz ve gözle görülmez bir yerde saklıdır: Niyetin halisliğinde ve samimiyetin özünde.

Günümüzde insanlar büyük işler yapmak istiyor; büyük konuşmalar, büyük projeler, büyük etiketler… Fakat çoğu zaman samimiyet eksik, niyet bulanık, uhuvvet yapmacık. İşte bu noktada “halis niyetin kerameti” devreye girer. Çünkü Allah, niyete bakar. İnsanlar zahire, Allah ise kalplere nazar eder.

Velilik Tek Başına, Cemaat Birlikte Veliy-i Kâmil Olur

Bediüzzaman’ın işaret ettiği esaslardan biri de şudur:

> “Bir cemaatin şahs-ı manevîsi bir veliyy-i kâmil hükmüne geçebilir.”

Yani bu zamanın yükünü bir tek fert kaldıramaz. Bu zaman cemaat zamanıdır. Ferdi dindarlıklar, ferdi istikametler bir noktaya kadar tesirlidir. Ama samimi, ihlaslı, lillah için bir araya gelen müminler, birlikte bir veli gibi, hatta bir kutup gibi, Allah’ın inayetine mazhar olabilirler.

Şahısların makamı geçici olabilir. Ama şahs-ı manevî; yani cemaatin oluşturduğu manevi kimlik, sadakatle, ihlasla, kardeşlikle beslendikçe Allah’ın nusretine mazhar olur.

Tesanüd: Dayanışmanın Kerameti

Bugün İslam ümmeti dağınık. Herkes bir başına bir şeyler yapmaya çalışıyor. Oysa asıl keramet, tesanüddedir: Birbirine dayanmakta, yükü paylaşmakta, duada buluşmakta, birlikte yürümektedir. Tıpkı küçük taşların birleşip bir kale duvarı oluşturması gibi.

Eğer cemaat içinde samimiyet varsa, eğer bu birlik menfaat değil, muhabbet üzerine kurulmuşsa, o zaman o toplulukta:

Kalpler birleşir,

Dualar güçlenir,

Yardım ilahî olur.

Bu, görünmeyen bir keramettir ama en etkili olandır.

Uhuvvet: Allah İçin Kardeş Olmak

Samimiyetin kerameti bireyi yüceltirken, uhuvvetin kerameti cemaati yüceltir. Çünkü Allah için kardeş olanlar arasında melekler kanat gerer. İhlas varsa, rekabet olmaz. Samimiyet varsa, kibir barınmaz. Tesanüd varsa, şeytanın araya girmesi zorlaşır.

Bediüzzaman’ın müellif olduğu bu satırlar aslında bir zaman tüneli gibidir. Dünyevi hırslarla yozlaşan, birbirine düşman kesilen, kardeşini kıskanan bir ümmete, yeniden samimi niyet, temiz kalp, ihlaslı birliktelik reçetesi sunar.

Bugünün Derdi: İhlas, Samimiyet ve Birlik Eksikliği

Bugünün müminleri çok konuşuyor, ama az dinliyor. Çok plan yapıyor ama az dua ediyor. Birlikten söz ediyor ama kalpten değil, hesaptan konuşuyor.

Oysa bir cemaatin Allah için bir araya gelmesi, egoizmden sıyrılarak Allah rızasında birleşmesi, görünüşte sıradan bir hareket olsa da, manevî âlemde büyük sonuçlar doğurur. İşte bu samimiyetin kerametidir.

Sonuç ve Özet

Risale-i Nur’da ifade edilen bu veciz cümle; niyetin, samimiyetin, ihlasın ve uhuvvetin manevi gücünü ve kerametini ortaya koyar.

Samimi niyetler, tıpkı evliyanın kerametleri gibi Allah tarafından destek görür.

Birbirine Allah için dayanan müminler, birlikte bir veliyy-i kâmil gibi büyük hayırlara vesile olabilirler.

İhlas, uhuvvet ve tesanüd; bu zamanın en büyük eksikliği ve aynı zamanda en büyük reçetesidir.

Makale Özeti:

Halis niyetin ve samimiyetin de velayet gibi kerametleri vardır.

Lillah için bir araya gelen müminlerin oluşturduğu cemaat, veliyyi kâmil gibi Allah’ın inayetine mazhar olabilir.

Tesanüd ve uhuvvet içindeki samimiyet, görünmeyen ama güçlü bir manevi kalkandır.

Bugünün ümmetinin en büyük ihtiyacı, samimilik, kardeşlik ve ihlaslı birlikteliktir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 2nd, 2025