İman ve Asayiş: Kalplerde Kurulan Emniyet Devleti
İman ve Asayiş: Kalplerde Kurulan Emniyet Devleti
> “Acaba idarece ve asayişi muhafazaca, bin imanlı adam mı yoksa on dinsiz serseri mi daha kolaydır?
Evet iman, güzel seciyeler vermekle hem merhamet hissini hem zarar vermekten sakınmak meylini verir.”
(Tarihçe-i Hayat, s.223)
Asayişin Temeli: Kalplerde Kurulu Vicdan Ordusu
Devletin en büyük vazifesi nedir? Şehirleri korumak mı? Sınırları mı? Hayır… En büyük ve en zor koruma, insanın iç âleminde başlar. Eğer bir fert, kalbinde vicdanını ve aklında Allah korkusunu taşıyorsa, o kişiyi bin polis değil, bir ayet terbiye eder. İşte iman, insanı içten inşa eden böyle bir nurdur.
Bugün nice toplumlar, zenginlik içinde ama huzursuz; teknolojiyle donanmış ama korku içinde. Çünkü asayiş sadece kamerayla, devriye ile, yasayla sağlanmaz. Asayiş, kalpten başlar. Ve kalbi emniyet altına alan tek şey: hakiki imandır.
Dinsiz Serseri: Dışarıdan Korumak Yetmez
Bediüzzaman’ın “on dinsiz serseri” ifadesi sadece sayısal bir kıyas değil, bir zihniyet tasviridir. Dinsizliğin sonucu olan sefahat, menfaatçilik ve sorumsuzluk; toplumun damarlarına sızan bir zehirdir. Böyle bir kimse, kanun görmediği sürece suçtan kaçınmaz. Çünkü onu durduran bir iç fren mekanizması yoktur.
Oysa imanlı bir insan, Allah’a hesap verme duygusuyla yaşar. Kimsenin görmediği yerde dahi edebini, ölçüsünü kaybetmez. Çünkü onun kalbinde “Allah görüyor” yazılı bir vicdan nöbet tutmaktadır.
İman: İçtimai Hayatın En Büyük Güvencesi
Bugün huzuru sağlamak için devletler milyarlarca doları güvenlik sistemlerine harcıyor. Fakat insanlar hâlâ birbirine güvenmiyor. Çünkü asıl güven, insanın iç âleminde kurulmadıkça dış tedbirler sınırlı kalır. Oysa iman:
Ahlakı temellendirir.
Merhameti canlı tutar.
Haksızlıktan sakındırır.
Kul hakkını dokunulmaz yapar.
İşte bu yüzden imanlı bin kişi, asayiş açısından sorunsuz bir toplum teşkil eder. Bir güven toplumu oluşur. Polis bile huzur içinde görev yapar.
Vicdanı Terbiye Etmeyen Sistemler Yıkılmaya Mahkûmdur
Tarih boyunca görüldü ki, iman ve ahlâk temeli olmayan toplumlar, önce içten çürür, sonra çöker. En büyük tehlike dışarıdan değil, kalplerdeki boşluktan gelir. Bugünün en modern şehirlerinde bile suç oranları artıyorsa, bunun sebebi ne teknolojinin eksikliği ne de yasaların yetersizliğidir. Sebep: imanın zayıflığı, ahlâkın çözülmesidir.
Sonuç: Her Kalpte Bir Emniyet Kuvveti Kurulmalı
İman sadece cennete gitmenin değil, dünyayı cennete çevirmenin de anahtarıdır. Her bireyin kalbinde Allah’a imandan doğan bir sorumluluk duygusu, bir merhamet hissi ve bir kendini gözeten vicdanı varsa, o toplumda suç azalır, huzur artar, emniyet kökleşir.
Asayiş, kılıçla değil; kalpten gelen adaletle, vicdanla, imanla sağlanır.
Makale Özeti:
İman, insanı içten terbiye eden ve ona zarar vermekten sakınmayı öğreten bir kuvvettir.
Asayiş sadece dış tedbirlerle değil, kalplerdeki vicdan ve Allah korkusuyla sağlanır.
Dinsiz bir toplumda asayiş sürekli tehdit altındadır; imanlı bireylerden oluşan toplumda ise huzur ve güven kökleşir.
Gerçek emniyet, bireyin iç âlemine iman yoluyla yerleştirilen vicdanî denetimle mümkündür.