Cam Parçasına Elmas Feda Edilir mi?

Cam Parçasına Elmas Feda Edilir mi?


يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا

bahsinde denilmiş ki: Bu asrın bir hâssası şudur ki hayat-ı dünyeviyeyi, hayat-ı bâkiyeye bilerek tercih ettiriyor. Yani kırılacak bir cam parçasını, bâki elmaslara bildiği halde tercih etmek bir düstur hükmüne geçmiş.”
Tarihçe-i Hayat.281

Zamanın Cehâleti ve Dünya Sevdası Üzerine Bir Tebliğ
Bile Bile Aldanmak

İnsanlık tarihi boyunca pek çok yanılgıya düşülmüştür. Fakat bu asrın, yani içinde yaşadığımız çağın en dehşetli hastalığı, aldanmayı bile bile tercih etmek olmuştur. Eskiden insanlar, ebedî hayatı bilmedikleri için dünya zevklerine yönelirlerdi. Şimdi ise biliyorlar, ama buna rağmen fani olanı bâki olana tercih ediyorlar.

Bu tercih, basit bir gaflet değil; köklü bir zihniyet bozulmasıdır. Cam parçası olduğunu bile bile dünyevî menfaatlere sarılmak, elmas değerindeki uhrevî hakikatleri göz ardı etmek; sadece akılsızlık değil, aynı zamanda kalbin iflasıdır.

Cam Nedir? Elmas Nedir?

Cam: Parlayan ama kolayca kırılan dünya hayatıdır. Şöhret, servet, makam, geçici hazlar… Hepsi göz alıcıdır ama ömürle sınırlıdır.

Elmas: Sönmeyen, çürümeyen ve kalıcı olan hayat-ı bâkiyedir. Ebedî saadet, Allah’ın rızası, cennet ve cemâlullahtır.

Ve insan, bu çağda camın parıltısına aldanıp elması yere atan bir varlık hâline gelmiştir. Ekranlar, reklâmlar, ideolojiler, sosyal medya… Hepsi, dünyayı allayıp pullayarak hayatı sadece buradan ibaretmiş gibi göstermeye çalışıyor.

Dünya Zehri Bal Gibi Sunuluyor

Bu çağda, dünya sevgisi sadece bir tercih değil, sistematik bir şekilde pompalanan bir hayat felsefesi hâline gelmiştir. İnsanlar sabah kalktığında, akşam yatağa girene kadar, hep aynı mesajla bombardımana tutuluyor:

> “Dünya senin için, bu hayat bir kere, keyfine bak!”

Bu mesajın etkisiyle insanlar, fani lezzetleri ebedî lezzetlere tercih ediyor. Halbuki Kur’ân açıkça uyarıyor:

> “يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ”
“Onlar dünya hayatını âhirete tercih ederler.” (İbrahim Suresi, 3)

Ve bu tercih, sadece bireysel bir hata değil, bir toplum hastalığı hâlini alıyor.

Asrın İmtihanı: İradesiyle Camı Seçen İnsan

Bediüzzaman’ın ifadesiyle bu asırda insanlar, camın kırılacağını bildikleri halde onu elmasa tercih ediyorlar. Bu, sıradan bir gaflet değil, irticâî bir cehalet, yani geriye dönüş:

Akıldan kalbe,

Hakikatten hevâya,

Ebedden ana düşüş…

İnsan, böylece ne kadar bilen bir varlık olsa da, istemediği hakikate körleşebilen bir varlığa dönüşüyor. Nefsinin hoşuna gitmeyeni reddediyor, işine gelmeyeni inkâr ediyor.

Bu Oyunu Kim Kurdu?

Bu zihinsel aldanışın arkasında, sadece insanın nefsi değil; materyalist felsefe, seküler eğitim, hedonist medya gibi modern dünyanın sistematik yönlendirmeleri de var. İnsan bu oyunun farkına varmadıkça, hep cam peşinde koşacak ve elmasın değerini ancak mezar taşında anlayacak.

Hakiki Kurtuluş: Tercihi Doğru Yapmak

Mü’min, bu çağda en büyük cihadı kendi nefsinde verir. Camın cazibesine karşı elmasın kıymetini fark etmek, bir uyanış meselesidir.

Elmas sessizdir, cam ise çın çın öter.

Elmas saklanır, cam vitrinlerde parlar.

Elmas sabır ister, cam aceleciyi kandırır.

Bu çağda bahtiyar odur ki, hayat-ı bâkiyenin ışığında, hayat-ı dünyeviyeyi anlamlandırır. Ve nefsine her gün hatırlatır:

> “Ben ebediyet için yaratıldım. Cam değil, elmas arıyorum!”

Makale Özeti:

Bu çağın en büyük hastalığı, fani dünya hayatını, ebedî hayata bilerek tercih etmektir.

Dünya hayatı, bir cam parçası gibi kırılgan; ahiret hayatı ise elmas gibi değerlidir.

Günümüz insanı, medya ve ideolojilerin etkisiyle bile bile dünya sevdasına kapılıyor.

Bu tercih, sadece bireysel bir zaaf değil; çağın ruhuna sinmiş bir hastalıktır.

Kurtuluş ise, elmas olan ahireti, cam olan dünyaya tercih etmekten geçer.

 

 

Loading

No ResponsesHaziran 1st, 2025