Adıyaman’dan Bir Ders Daha: Gazze Yardımının Faiziyle Geri İstenmesi Üzerine

Adıyaman’dan Bir Ders Daha: Gazze Yardımının Faiziyle Geri İstenmesi Üzerine

“Adıyaman ders verdi, şimdi ders alma zamanı” demiştik.[1]

Sandıkta tepki göstermek isteyen halkın fevrî bir hareketle yönünü değiştirerek CHP’yi seçmesi bir tercihti. Lakin her tercih, peşinden sonuçlarını da getirir. Ve şimdi, bu tercihin ikinci ve çok daha acı bir dersi yaşanıyor: Gazze’ye gönderilen 10 milyon TL’lik yardımı ‘faiziyle’ geri istemek.

Bu cümleyi okuyan her vicdan sahibi insanın yüreğinde bir sızı oluşmalı. Çünkü bu sadece bir belediye işlemi değil; bir milletin hafızasına, vicdanına ve davasına vurulmuş lekeli bir mühürdür.

Bir Yardımın Ardındaki Ruh

Gazze’ye gönderilen yardım, sadece maddî bir katkı değildir. O, zulüm altında inleyen bir halkın yanında olunduğunun işaretidir. O para, sadece nakit değil; duaların, gözyaşlarının, kardeşliğin, ümmet olma bilincinin bir sembolüdür. Mazlumun elinden tutmanın, zalime karşı saf belirlemenin işaretidir.

Böyle bir yardımı “faiziyle birlikte geri istemek” ise, sadece akılsızlık değil; vicdansızlıktır.

Bu Talep Kime Yapılmıştır, Aslında?

Eğer bir şehir, kendi imkânlarıyla zulüm altındaki kardeşlerine el uzatmışsa, bu onur verici bir iştir. Ama sonra gelen bir yönetim bu yardımı “geri alalım” diyorsa, şu soruyu sormak gerekir:

> Siz bu talebi kime yöneltiyorsunuz?
İsrail’in tanklarının gölgesinde can veren çocuklara mı?
Bir tas çorbayı dört kişiyle bölüşen ailelere mi?
Yoksa, onları yok etmeye çalışan zihniyete mi göz kırpıyorsunuz?

Unutulmamalıdır ki; ümmetin meseleleri siyaset üstüdür. İnsani yardım, oyla ölçülmez; vicdanla yapılır. CHP’li veya AK Partili, bu fark etmez. Bir belediye, insanlığını yardım eliyle gösterdiğinde, bu bir şereftir. O yardımı geri istemekse, bir zillet belgesidir.

Adıyaman, Ders Verdiyse Şimdi Bir Derse Daha Mahkûm Oldu

Seçim günü öfkeyle verilen bir karar, bugün “faiziyle geri istenen bir yardım” rezaletine dönüşmüşse, halk kendi eliyle attığı imzanın neye yol açtığını düşünmelidir.

Bir Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz.
Adıyaman şimdi ikinci kez ısırılıyor.

Öyleyse bu hadise sadece CHP’nin ayıbı değil; bu tercihe bilmeden veya kızgınlıkla onay veren herkesin ortak vebalidir. Ve bu vebal, sadece bu dünyada değil, mahşerde de karşılarına çıkacaktır.

Bu Bir Uyarıdır: Akılla Değil, Vicdanla Hareket Etme Vakti

Bu ibretlik olay bize şunu gösterdi:
Halk, yönetime kızabilir. İktidara kırılabilir. Ama vicdanına küsemez.
Zalime tepki veremeyenler, mazluma da vefasızlık eder hâle gelirlerse, işte o zaman “ümmet” kelimesi sadece bir nostaljiye dönüşür.

Unutulmasın:

Kudüs’e sırt çevirenin yüzü aydınlık olmaz.

Gazze’ye selamı esirgeyen, kendi evine huzuru çağırmaz.

Mazluma taş atan, gün gelir kendi çocuklarının taşlandığını görür.

Sonuç: Bu Yardımı Geri İstemek, Şehrin Ruhunu Zedelemektir

Adıyaman, Türkiye’nin maneviyatıyla bilinen şehirlerinden biridir. Bu şehirden çıkan bir belediye, ümmetin ortak vicdanını parayla ölçmeye kalkarsa, bu sadece yerel değil, tarihî bir lekedir. Belediye binasından önce, kalplerdeki iman terazisi bozulmuş demektir.

Ey Adıyamanlı kardeşim!
Dün bir “ders verdin”, bugün bir “ders alıyorsun”.
Yarın, pişmanlıkların değil, basiretli kararların günü olsun.

Makale Özeti:

Bu makale, Adıyaman’da CHP’nin belediye yönetimine geçmesinin ardından, önceki yönetimin Gazze’ye yaptığı 10 milyon TL’lik yardımın faiziyle birlikte geri istenmesi olayını ele almaktadır. Yardımın geri istenmesi, sadece siyasi değil; ahlakî ve vicdanî bir utanç vesilesi olarak değerlendirilmiştir. Bu durumun, halkın seçimle verdiği kararların nelere yol açabileceği konusunda ibretli bir ders olduğu vurgulanmış, ümmet bilinci ve insani sorumluluk ön plana çıkarılmıştır.

 

[1] https://tesbitler.com/2024/04/06/adiyaman-ders-verdi-simdi-ders-alma-zamani/

 

Loading

No ResponsesHaziran 1st, 2025