Zerrede Tecelli Eden Kudret: Havadan Gelen İlahi Mühür

Zerrede Tecelli Eden Kudret: Havadan Gelen İlahi Mühür

“Evet, havanın her bir zerresi, her bir zîhayatın cismine, her bir çiçeğin her bir meyvesine, her bir yaprağın binasına girip işleyebilir. Halbuki onların teşkilatları ayrı ayrı tarzdadır, başka başka nizamatı var. Bir incir meyvesinin fabrikası, faraza çuha makinesi gibi olsa bir nar meyvesinin fabrikası da şeker makinesi gibi olacaktır ve hâkeza… O binaların, o cisimlerin programları birbirinden başkadır. Şimdi şu zerre-i havaiye, bütün onlara girer veya girebilir ve gayet hakîmane ve üstadane yanlışsız olarak işler, vaziyetler alır. Vazifesi bittikten sonra kalkar, gider. “
Sözler. 30. Söz

İnsanoğlu büyük hakikatleri ararken çoğu kez gözünü göğe, dağlara, yıldızlara diker. Oysa en büyük hakikatlerden biri, burnumuzun ucundaki zerrelerde gizlidir. Şimdi dikkatle bak: Bir hava zerresi, minicik bir parçacık, görünmez bir misafir… Ama o görünmezlik içinde görünmeyeni gösteren bir işaret levhasıdır.

Zerrelerin Sessiz Secdesi

Bir hava zerresi, bir çiçeğin ta en iç tabakasına girer; sonra bir böceğin solunumuna karışır; bir çocukta ciğer olur, bir meyvede tat. Her seferinde farklı bir yapıya girer ama asla karıştırmaz. Ne narı incir zanneder, ne ciğeri yaprakla karıştırır. Her yerde tam yerini bulur ve görevini eksiksiz yapar.

Sahi, bu nasıl bir isabetsizliktir?

Eğer o zerrede ilimsiz, şuursuz, kör bir tesadüf olsaydı, bir nar meyvesine girdiğinde portakal üretirdi. Ama hayır! Zerre şaşırmaz, sapmaz, saptırmaz. Çünkü onun arkasında, onu yönlendiren bir Kudret-i Sâni, bir İlmin sahibi, bir Hakîm-i Mutlak vardır.

Kudretin Parmak İzi: Havadaki Hikmet

Bir makine düşünün: Çuha üretmek için ayarlanmış. Aynı makineyle şeker yapılamaz. Ama hava zerresi, hem çuha gibi lifli bir meyvede, hem kristalize şeker gibi taneli bir meyvede aynı ustalıkla çalışır. Zira onun kendisi değil, üzerinde çalışan kudret esas faildir.

İşte burada tecrübi ilim susar, fıtrat ilmi konuşur. Çünkü bu kadar karmaşık programları ayırt eden, her yapıya uygun şekilde davranan şuursuz bir parçacığın, bir Rabb-i Rahîm’in emrine bağlı çalışmasından başka izahı kalmaz.

Her Zerrede Bir İman Dersi

Bediüzzaman, burada zerrenin işleyişi üzerinden çok büyük bir sırrı ifşa ediyor: Küçükte görünen, büyüğün anahtarıdır. Hava zerresiyle Cenab-ı Hakk’ın ilim, hikmet ve kudret sıfatları tecelli ediyor. Ve o zerre, adeta bir iman dersi okutuyor:

> “Ey insan! Ben şuursuzum ama işimi şaşırmam. Çünkü ben, seni de beni de yaratan sonsuz bir kudretin emrindeyim. Ben görevimi bilir ve giderim. Peki ya sen? Senin içine bırakılan ruh zerresi, acaba neyle meşgul?”

Özet

Bu makalede, bir hava zerresinin farklı canlı ve nesnelerde ayrı ayrı programlara uygun şekilde kusursuz çalışması anlatılmış; bunun ancak İlahi bir kudret, ilim ve irade ile açıklanabileceği vurgulanmıştır. Zerrelerin şaşmaz işleyişi, Allah’ın birliğine, hikmetine ve rububiyetine işaret eder. Bu basit gibi görünen ama sonsuz hikmetler taşıyan olay, insanın imanını derinleştiren ve tefekkürünü artıran bir ders niteliğindedir.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 31st, 2025