Mazlumdan Zalim Doğarsa: Tarih Tekerrür Eder mi?

Mazlumdan Zalim Doğarsa: Tarih Tekerrür Eder mi?

Tarihin en karanlık sayfalarından biri, hiç kuşkusuz II. Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanyası’nın Yahudilere uyguladığı sistematik zulümdür. Toplama kampları, fırınlar, açlık, aşağılanma ve insanlık dışı muamele… Dünya bu zulmü unutmasın diye müzeler inşa edildi, filmler yapıldı, anma günleri ilan edildi.

Fakat bugün, o müzelerde gözyaşı döken bazı ellerin, aynı acıyı Filistinli çocuklara yaşatması, tarihî bir ironiden öte, bir insanlık trajedisidir.
Bir alçaklık, bir denaet ve bir şenaettir.

Aynaya Bakmayı Reddetmek

Bir milletin yaşadığı acı, onu daha merhametli, daha adaletli, daha insaflı yapmalıydı. Fakat görünen o ki, İsrail yönetimi geçmişte maruz kaldığı zulmü bir ibret vesikası olarak değil, bir meşrulaştırma gerekçesi olarak okumayı tercih etmiştir.

Bugün Gazze’de, yardım almak için tel örgülerin arkasında bekletilen insanlar; açlık, aşağılanma ve baskı ile imtihan edilen bir halk var. Ve onların karşısında, makineli tüfekli askerleriyle, alaycı el hareketleriyle gülen başka bir halk… Bu tablo, Nazi kamplarını andırmakla kalmıyor, zulmün miras yoluyla intikal edebileceğini de gözler önüne seriyor.

Mazlumluk Kalıcı Bir Kimlik Değildir

Mazlum olmak, ebedî bir merhamet kazanımı değildir. Zulme karşı durmayan mazlum, zamanla zalimleşebilir. İsrail’in bugün yaptığı da budur: Kendi mazlumluğunu maske gibi kullanarak, bir halkın en temel haklarını gasbetmekte; bombalarla, abluka ile, aşağılama ile onları sindirmeye çalışmaktadır.

Oysa gerçek mazlum, mazlum kalmaz; zalimleşmemek için dua eder. Çünkü geçmişte yaşananlar, başkalarına aynısını yapmak için değil, aynısını yapmamak için bir hatırlatmadır.

Gazze: İnsanlığın Vicdan Testi

Gazze bugün sadece bir şehir değil; medeniyetin, insanlığın ve vicdanın test merkezidir. İsrail askerlerinin yardım bekleyen sivillere yaptığı alaycı hareketler, sadece Filistinlilere değil, bütün insanlığa yapılmış bir hakarettir.

Video kayıtları, sosyal medyada büyük bir infial oluşturdu, ama mesele sadece görüntüler değildir. Asıl görüntü, insanlığın geldiği yerin yansımasıdır. İsrail yönetimi, kendisine yapılanları değil, yaptığı zulmü unutacaktır. Ama tarih unutmaz.

İlahi Adalet ve Tarihin Tokadı

Kur’an-ı Kerîm, Yahudilerle ilgili şu cümleyi kaydeder:

> “Fitne çıkarmaya çalışırlar, halbuki Allah fitne çıkaranları sevmez.” (Bak.Maide, 64)

Tarih boyunca peygamberleri öldüren, kitaplarını tahrif eden ve kendini “seçilmiş ırk” olarak gören bu anlayış; zaman zaman cezalandırılmış, yeryüzünden sürülmüş ve yalnızlaştırılmıştır. Bugün yaşananlar da bu bozgunculuğun yeni bir cezası olabilir mi?

Çünkü her zulüm, gecikmiş bir ilahi adaletin kapısını aralar. Ve her mazlumun ahı, bir gün taşları ve ağaçları bile dile getirir.

Özet:

Bu makale, İsrail’in Gazze’de sivillere uyguladığı zulmü, tarihî ve vicdanî boyutlarıyla ele almaktadır. Yahudilerin Nazi zulmünden geçmelerine rağmen bugün aynı zulmü Filistinlilere yaşatması, onları haklı değil daha da zalim kılmaktadır. Tel örgüler, askerî aşağılama, açlık ve aşağılanma; bir halkın yaşadıklarından ders almadığını ve adeta aynı kaderin başka bir halk üzerinde tekrarlanmasına neden olduğunu göstermektedir. Mazlumluk, zalimleşmeye bahane değildir; aksine bir ahlak sorumluluğudur. Ve bu sınavda, İsrail yönetimi sınıfta kalmıştır.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 29th, 2025