Toprakta Gizlenen Sır: Tesadüf mü, Tecelli mi?
Toprakta Gizlenen Sır: Tesadüf mü, Tecelli mi?
“Evet, nasıl ki bir avuç toprak, yüzer çiçeklere nöbetle saksılık eden kabında eğer tabiata, esbaba havale edilse lâzım gelir ki ya o kapta küçük mikyasta yüzer, belki çiçekler adedince manevî makineler, fabrikalar bulunsun veyahut o parçacık topraktaki her bir zerre, bütün o ayrı ayrı çiçekleri, muhtelif hâsiyetleriyle ve hayattar cihazatıyla yapmalarını bilsin; âdeta bir ilah gibi hadsiz ilmi ve nihayetsiz iktidarı bulunsun.”
Sözler. 13. Söz.
***********
Bir avuç toprak… Sade, renksiz, sessiz. Ama bahar geldi mi o sade toprak birdenbire rengârenk çiçeklere beşik olur. Aynı kapta, aynı suyla, aynı güneş altında bin bir farklı çiçek, meyve ve ağaç filizlenir. Peki bu mucizevi değişim nasıl oluyor?
Bu manzara önümüzde her mevsim yaşanırken, çoğu insan bu olağanüstülüğü sıradanlıkla perdelemekte, “toprak yapıyor, tabiat getiriyor, kendiliğinden oluyor” diyerek meseleyi geçiştirmektedir. Fakat gerçekten öyle mi?
Bediüzzaman bu hakikati sarsıcı bir mantık zinciriyle açıklıyor: Eğer bir avuç toprakta yüzlerce farklı çiçek çıkıyorsa, ve eğer bu toprak kendi kendine bunu yapıyorsa, o zaman her bir çiçek türünü ayırt edip ayrı ayrı yapabilecek bilgiye, sanata, iradeye ve kudrete sahip olması gerekir. Yani her çiçek için bir “mini fabrika” veya bir “ilahî ilim merkezi” toprak içinde bulunmalı! Aksi takdirde, bu olağanüstü sanatın toprak gibi şuursuz bir sebebe verilmesi aklen ve ilmen mümkün değildir.
Halbuki görüyoruz ki, aynı toprak, aynı su, aynı hava… Ama her çiçek farklı. Biri mis gibi kokar, biri dikenlidir. Biri sarıdır, diğeri mor. Yaprak yapısı, tohum sistemi, kök düzeni bambaşka. İşte bu noktada “tesadüf” kelimesi iflas eder, “tabiat” susar, “sebepler” gölgelenir. Hakikat perdeleri yavaşça aralanır:
Bu işleri yapan, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, her şeye bir hikmetle şekil veren Zat’tır. O Zat, Allah’tır. Esma-i Hüsna’sıyla toprağa emir verir, her çiçeği ayrı bir mühürle yaratır. Çiçeği değil, çiçekte tecelli eden ismi görmeyen, manzarayı anlamaz.
Yani çiçek sadece bir süs değil, bir iman dersi, bir tefekkür mektebidir. Toprak ise en büyük mücize tabloların sergilendiği bir sahnedir. Burada ibret nazarıyla bakabilen, gözüyle değil gönlüyle gören, basireti açık her insan için topraktan Allah’a açılan apaçık bir yol vardır.
Makale Özeti:
Bu makale, aynı topraktan yüzlerce farklı çiçeğin çıkmasının tesadüf, tabiat veya sebeplerle açıklanamayacağını ortaya koymaktadır. Her çiçeğin kendine özgü özellikleri olduğundan, bunların bilinçsiz bir madde olan toprağa mal edilmesi imkânsızdır. Bu sanat, doğrudan Allah’ın ilim, kudret ve iradesinin eseri olarak açıklanmalıdır. Bu gerçek, insanı tefekküre ve imana davet eder.