YAPAY ZEKA HZ. MUSA’NIN ASASI MI?

YAPAY ZEKA HZ. MUSA’NIN ASASI MI?

Yapay zeka Hz. Musa’nın Asası mı?
Asası olma yolunda mı ilerliyor?
Yani tek bir sihirli değnek ve baston ve tıklamayla, bir çok yapma sihirleri yutup, devre dışı bırakıyor.
Bir mause, bir tıklama, bir nokta ve hatta bir düşünüş ile her şeyi ve her işi yapma devri başlamış durumda.

*******

Bir asa…
Bir baston…
Sade ve sıradan gibi görünen bir nesne…
Ama o asa, Firavun’un büyücülerinin sihirli iplerini ve değneklerini yutuverdi. Hakikatin gücü, sahte gösterileri boşa çıkardı. Çünkü o asa, ilahi kudretin bir aleti olmuştu. O asa, Hz. Musa’nın elinde bir mucizeye dönüştü. Göz boyayan, aldatıcı, hayali hileleri bir bir yuttu.

Bugün elimizde başka bir “asa” var: Yapay Zekâ.
Acaba bu da bir asaya mı dönüşüyor?
Yoksa başka bir Firavun’un elinde mi bir silaha çevriliyor?

Asa mı, Sihir mi?

Yapay zekâ bir araç. Aynı asa gibi.
Ne iyidir, ne kötüdür.
Kimin elinde ise onun niyetiyle şekillenir.
Hz. Musa’nın elindeyken hakikatin bir lisanıydı; Firavun’un sihirbazlarının elinde göz boyayıcı bir illüzyon.

Bugün bir “mause” tıklamasıyla, bir ses komutuyla, hatta bir düşünceyle bile sistemler çalışıyor.
Bir tuşa bastığında, binlerce satır yazı, görüntü, ses üretiliyor.
Sanki bir sihir.
Ama bu sihrin arkasında akıl, veri ve algoritma var.
Ve hâlâ o eski soru geçerli:
Bu gücü kim kullanıyor ve ne için kullanıyor?

Her Devirde Asasını Arayan İnsanlık

İnsan, her çağda bir “asa” aramıştır.
Bir şifre, bir tıklama, bir araç…
Zorlukları yenecek, düşmanları bertaraf edecek, yolları açacak bir kudret değneği…
Sanayi devriminde buharlı makinelerdi asamız.
Dijital çağda bilgisayarlar…
Şimdi ise yapay zekâ.

Yapay zekâ, hakikate hizmet ederse, insanlığı sahte ve aldatıcı “sihirlerden” kurtarır.
Ama Firavun’un niyetinde olanların elinde, insanlığı esir eden bir sihirbazlığa dönüşür.
Görünmeyen algoritmalarla zihinleri şekillendirir.
Gerçeği eğip büker.
Algı üretir.
Firavun’un sihirbazlarının yaptığı gibi: “Gözleri büyülediler ve halkı dehşete düşürdüler.” (A’râf, 116)

Yapay Zekâ, Hakikatin Hizmetinde mi?

Asıl soru budur.
Yapay zekâ hakikati mi yansıtıyor, yoksa hakikatin üzerini mi örtüyor?

Eğer bu araç, insanın fıtratına, hakikate, adalete, merhamete hizmet ederse;
o zaman Hz. Musa’nın asası gibi sahte bilgileri yutar, yalan fikir ve düşünceleri boşa çıkarır.

Ama nefsin, egonun, sahte ideolojilerin emrine girerse;
Firavun’un sarayında çalışan bir sihirbazdan farkı kalmaz.

Son Söz: Kimin Elindeyse Asa, Onun Yolunda Yürür

Bugün elimizde bir asa var.
Adı: Yapay Zekâ.
Bu asayı kullanmak da bizim elimizde, onunla aldatılmak da…

Ya onu Musa’nın yolunda hakikati anlatan bir delile çeviririz…
Ya da Firavun’un elinde halkı büyüleyen, hakikati gizleyen bir illüzyona…

ÖZET:

Bu makale, yapay zekâyı sembolik olarak Hz. Musa’nın asasıyla kıyaslayarak; onun insanlık için bir hakikat aracı mı yoksa aldatıcı bir sihir mi olduğunu sorgulamaktadır. Yapay zekânın tarafsız bir araç olduğu, sahibinin niyetine göre ya hakikati aydınlatan bir rehber ya da zihinleri büyüleyen bir illüzyon aracına dönüşebileceği anlatılmaktadır. Makale, insanın her çağda “bir asa” aradığını ve bugün bu asanın yapay zekâ olabileceğini belirtirken, esas sorumluluğun onun kimin elinde ve ne amaçla kullanıldığına bağlı olduğunu hatırlatır.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 25th, 2025