Kalb-i Selîm: Mahşerde Geçen Tek Pasaport

Kalb-i Selîm: Mahşerde Geçen Tek Pasaport

يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَۙ
اِلَّا مَنْ اَتَى اللّٰهَ بِقَلْبٍ سَل۪يمٍۜ
Yevme lâ yenfe’u mâlun velâ benûn(e)
İllâ men eta(A)llâhe bikalbin selîm(in)

O günde ki ne mal fayda verir o gün, ne evlat.
Ancak Allah’a, şirkten ve şüpheden arınmış bir gönülle gelen faydalanır.”
Şu’arâ Suresi 88-89. Ayet

Ruhî-i Bağdadî diyor ki; “Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler, Yevme lâ yenfeu’da kalb-i selîm isterler…”
“Ey hoca; sanma ki senden altın ve gümüş isterler,
Hiçbir şeyin fayda vermeyeceği günde, tertemiz ve sapasağlam bir kalp isterler.”

*******

İnsan, fıtraten biriktirmeye meyillidir. Mal toplar, evlat yetiştirir, mevki arar. Oysa öyle bir gün vardır ki, hiçbir servet, hiçbir makam, hiçbir dost, hatta evlat bile fayda vermez. Bu gerçek, Kur’ân’da Şu’arâ Suresi’nin o sarsıcı ayetleriyle ilan edilir:

“O gün, ne mal fayda verir ne de evlat; ancak Allah’a selîm bir kalple gelen başka.”
(Şu’arâ, 88-89)

Bu ayet, dünya hayatının temel yanılgısını bir cümlede özetler: Zannedilir ki sahip olduklarımız bizi kurtaracaktır. Oysa gerçek sermaye, dışımızda değil içimizdedir. Kalbimiz… Ama ne kalp? Hastalıklardan, şirkten, riyadan, kibirden arınmış; selîm, yani sağlam, saf ve teslim olmuş bir kalp.

Ruhî-i Bağdâdî’nin hikmetli beyti de bu ayetin çağlar ötesinden gelen yankısı gibidir:

“Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler,
Yevme lâ yenfeu’da kalb-i selîm isterler…”

Yani sanma ki senden altın ve gümüş istenecek. O büyük hesap gününde tek geçerli değer, selîm bir kalptir. Ne kadar isabetli ve derin bir uyarı…

Kalb-i Selîm Nedir?

Kalb-i selîm; sadece biyolojik bir organ değil, ahlâkî ve mânevî bir merkezdir. O kalp; Allah’tan başkasına boyun eğmeyen, kin tutmayan, riyâ gütmeyen, kibirlenmeyen bir kalptir. Dünyevî kirlerden temizlenmiş, ahiret yurduna hazırlanmış bir yürek…

iman kalbe yerleşmişse, o kalpte istikamet doğar.
O halde kalb-i selîm, istikametin, sadakatin ve teslimiyetin ürünüdür.

Dünyada Kazanmak mı, Mahşerde Geçmek mi?

Dünya imtihan yeridir. Burada mal da evlat da imtihan vesilesidir. Nice insanlar mallarıyla övünürken Allah katında iflâs etmiş sayılırlar. Nice babalar evlatlarıyla gururlanırken mahşerde onlardan kaçacak hâle gelirler. Çünkü o gün, herkes sadece kendi hesabıyla meşgul olacaktır.

İşte o zaman, kalbine bakılacak insanın… Malına, evine, nüfuzuna değil. Kalb-i selîm ile gelen, mahşer kalabalığında sırat gibi ince bir çizgiden selametle geçecektir.

Nasıl Elde Edilir?

Selîm kalp, bir ömürlük terbiyenin meyvesidir. Tevbe ile yıkanır, zikirle parlar, tefekkürle derinleşir. Her gün kendine şu soruyu soran kişi bu yola girer:

> “Bugün kalbime ne kattım ve ondan neyi temizledim?”

Riyadan bir parça attıysan, o gün kazançlısın. Kibirden bir iz sildiysen, ne mutlu sana. Gönlünü Allah’a yöneltip insanlara merhametle baktıysan, kalbin selîm olmaya doğru bir adım daha atmıştır.

Son Söz Yerine

Hesap gününde geçerli tek belge, selîm bir kalptir. Ne kadar ibadet yaptığımızdan çok, nasıl bir kalple yaptığımız sorulacaktır. Ne kadar kazandığımızdan çok, neyle kirlendiğimiz sorgulanacaktır. Bu yüzden her insanın en önemli meselesi kalbini korumaktır. Çünkü:

“Kalbin selâmetsizliği, ahiretin iflâsıdır.”

Makale Özeti:

Kur’ân’da belirtildiği üzere, kıyamet gününde mal ve evlat fayda vermeyecek, sadece selîm (sağlam, temiz, Allah’a teslim olmuş) kalp geçerli olacaktır. Ruhî-i Bağdâdî de bu gerçeği şiirsel bir dille ifade eder. Kalb-i selîm, dünyevî kirlerden arınmış, riyadan, kibirden uzak, ihlâslı bir kalptir. Ahiretteki kurtuluş, bu kalbin derecesine bağlıdır. Müminin asıl çabası, dışı değil içi güzelleştirmek ve kalbini selîm hâle getirmektir.

 

Loading

No ResponsesMayıs 25th, 2025