Kaderin Hikmeti, Kısmetin Huzuru

Kaderin Hikmeti, Kısmetin Huzuru

“Her şey kaderle takdir edilmiştir. Kısmetine râzı ol ki, rahat edesin.”
Bu veciz söz, bir ömürlük iç huzurun anahtarıdır. Çünkü insanın kalbini kemiren, zihnini yoran, ruhunu ezen çoğu sıkıntı, kaderi anlamamaktan ve kısmete razı olmamaktan doğar.

Kader: İlahi İlmin Tecelligâhı

Kader, Allah’ın her şeyi ezelde bilmesi ve her şeyin ölçüsünü tayin etmesidir.
O bir zorlayıcı el değil, bir ilmî takdirdir.
İnsanın iradesini yok saymaz; aksine, iradesinin nereye varacağını ezelî ilmiyle bilip yazandır.

Kader; sadece büyük olayların değil, küçük detayların da ilahî planla yürüdüğünü öğretir.
Bir damla suyun yağmura dönüşmesi,
bir yaprağın yere düşmesi,
bir sözün bir kalbe değmesi…
Hepsi kaderin ilmî haritasında yer bulur.

Kısmet: Rızkın ve Nasibin Gerçeği

Kısmet, insana düşen nasiptir.
Her insanın rızkı, eceli ve hayat takvimi bellidir.
Kimse kimsenin nasibini yiyemez.
Hiç kimse, kendisine yazılandan fazlasını alamaz, eksik de bırakılmaz.

Bunun farkında olan bir kul, başkalarının sahip olduklarına göz dikmez.
Kendi payına düşene razı olur,
nimetin kıymetini bilir,
eksik gördüğüne sabırla, fazla gördüğüne şükürle yaklaşır.

Rıza: Huzurun Sırrı

Kısmetine razı olmak, kaderi anlamanın zirvesidir.
Rıza, insanın hem kalbini hem aklını teslim etmesidir.

Başına geleni olduğu gibi kabul eden, “Bu da geçer yâ Hu” diyen, her şeyin arkasında bir hayır arayan kişi, en zor şartlarda bile iç huzurunu kaybetmez.

Zira o bilir ki:
Takdir eden Allah’tır.
Ve Allah kuluna zulmetmez.
Görünürdeki kayıpların ardında nice rahmetler gizlidir.

İsyan Huzuru Kaçırır, Teslimiyet Huzuru Getirir

Kaderin hükmüne karşı gelmek, insanı yorar.
“Niçin böyle oldu?”
“Keşke şöyle olsaydı…”
diyerek yaşamak, insanı geçmişe zincirler, geleceği karartır.

Oysa ki, geçmiş kaderdir, yazılmıştır.
Onu kabullenmek, hem tevekküldür, hem iç dirliktir.
Kaderin sırrını bilen; başına geleni Allah’tan bilir, şikâyet etmez.
Sabreder, razı olur, dua eder, yola devam eder.

Kırılmış Bir Kalbin Ardındaki Lütuf

Nice musibetler, insanı şekillendirir.
Nice zorluklar, sabırla aşıldığında rahmete dönüşür.
Kaderin acı gibi görünen bazı fasılları, aslında kalbin arınması için gönderilen ilahî imtihanlardır.

Rıza gösteren, başına geleni rahmetle karşılayan kişi, o hadiseyi bir kırılma değil, bir yükselme fırsatı olarak yaşar.

Sonuç: Kadere İman, Kedere Kalkan Olur

Her şey kaderle takdir edilmiştir.
İnsan bunu idrak ettiğinde, tevekkül ve teslimiyetle hayatın yükü hafifler.
Kısmetine razı olan, hem dünyada huzura erer hem ahirette mükâfatı bulur.

Rıza, kaderin şifresini çözen anahtardır.
Kader ise, Rahman’ın kuluna özel yazdığı hikâyedir.
Ve her hikâyede, sabredenler için bir hayır gizlidir.

Makale Özeti:

Bu makalede, “Her şey kaderle takdir edilmiştir. Kısmetine razı ol ki rahat edesin.” sözü temel alınarak kader, kısmet ve rıza kavramları hikmetli bir şekilde açıklanmıştır. Kaderin Allah’ın ezelî ilmindeki ölçülü takdir olduğu, kısmetin insana düşen pay olduğu, rızanın ise iç huzurun kaynağı olduğu anlatılmıştır. İnsan, kaderi anlamadan ve kısmetine razı olmadan huzura kavuşamaz. Rıza gösteren kul, yaşadığı zorlukların ardındaki ilahî hikmeti kavrayarak hayatı kolaylaştırır ve kalben ferahlar.

 

Loading

No ResponsesMayıs 25th, 2025