Kiminle Yürürse Ona Benzer: Mizacın Kaderi ve Yönelişi

Kiminle Yürürse Ona Benzer: Mizacın Kaderi ve Yönelişi

“De ki: Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar. Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.” (İsrâ, 84)

İnsan, sadece etten kemikten ibaret bir varlık değildir. O aynı zamanda ruhuyla, aklıyla, duygularıyla ve mizacıyla yoğrulmuş eşsiz bir varlıktır. Rabbimiz Kur’an’da buyuruyor: “Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar.” Bu ayet, insan davranışlarının arka planını gösteren derin bir hakikati fısıldar bize: Her insan, iç dünyasının izini dış âleme taşır.

Kimimiz yaradılışça sakiniz, kimimiz coşkun bir nehir gibi. Bazımız detaylarda boğuluruz, bazımız büyük resmin peşindeyizdir. Kimimiz incelikli bir merhamet taşır yüreğinde, kimimiz adaletin keskin kılıcını kuşanır. İşte bu farklılıklar, insanın mizacıdır. Ve Rabbimiz, herkesi bu özellikleriyle sınar. Herkese aynı sorumluluğu vermez ama herkesi kendi mizaç çizgisi üzerinde imtihan eder.

Mizaç, kaderin bir şubesidir. Değiştiremeyiz; ama onu kullanma şeklimiz, yönlendirme biçimimiz bizim sorumluluğumuzdadır. Saldırgan mizaç, nefisle birleşirse zulme dönüşebilir; ama Allah’a teslim olursa cesaret ve kahramanlık olur. Sakin mizaç, gafletle birleşirse uyuşukluğa döner; ama hikmetle birleşirse derin tefekküre dönüşür.

“Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.” Ayetin devamı, bize bir umut ve aynı zamanda bir uyarı verir. Kim hangi mizaçla yaratılmış olursa olsun, Rab her şeyi bilmekte ve kişinin hangi yolu tuttuğunu yakinen görmekte, değerlendirmektedir. Yani kimse kendi doğasını bahane ederek yanlış yola mecbur değildir. Herkesin mizacı, doğruya yönlendiğinde bir rahmet kapısıdır.

Mizacın Aynasında İnsanlık Tarihi

Tarih, bu hakikatin canlı örnekleriyle doludur. Hz. Ömer (r.a.), öncesinde sert mizacıyla İslam’a karşıydı. Ama imanla buluşunca o keskin karakter adalete dönüştü. Firavun da güçlü bir karakter taşıyordu; ama kibriyle birleşince zulme ve helake sürüklendi. Aynı potansiyel, farklı yönelişle bambaşka bir netice doğurur.

Kendi Mizacını Tanımak: Yolculuğun Başlangıcı

İnsanın kendini tanıması, Rabbini tanımasının da kapısını aralar. Kendi mizacını, eğilimlerini, zaaflarını ve güçlü yönlerini bilen insan, onlarla nasıl baş edeceğini öğrenir. İşte gerçek kulluk burada başlar: Kendini bil, ki Rabbinin sana biçtiği rolü anlayasın.

Özet:

İsra Suresi 84. ayeti, insanın davranışlarının ve yönelişlerinin kendi mizacıyla bağlantılı olduğunu ifade eder. Her insan, kendi yaratılışına uygun şekilde hareket eder; fakat Rabbimiz, kimin doğru yolda olduğunu en iyi bilendir. Bu makale, mizacın kaderî bir yönü olduğunu, ancak yönlendirilebilir bir potansiyel taşıdığını anlatır. Doğru yönelişle her mizaç, insanı hakikate ve kulluğa götürebilir; aksi halde insan, nefsin ve hevaî arzuların kurbanı olur. İmtihan, mizacımızın ne olduğu değil, onu nasıl kullandığımızdır.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 24th, 2025