Zulme Susmak, Zalimle Yoldaş Olmaktır: Vicdanların Sınavı
Zulme Susmak, Zalimle Yoldaş Olmaktır: Vicdanların Sınavı
Bebeklerin ahı İsrail ve siyonistleri kahredip yok edecek.
Onları o çocukların kanında boğacak.
İsrail insanlık ve kuraldan değil, şiddetten ve tokattan anlar.
Susanlar ve duranlar katliama ortaktırlar.
Ney bekleniyor?
İsrailin insafı mı?
Yılandan bal beklenmez.
Böyle bir vahşette bizi kahreden ayılar değil, ayıya dayı diyen içimizdeki ayı taraftarları!!!
********
Zulüm bir coğrafyaya değil, bir kalbe çöktüğünde başlar asıl felaket. Gazze’de bebekler kanlar içinde can verirken, dünyanın dört bir yanındaki sessizlik, mazlumun feryadından daha ağır bir yankı doğuruyor. Bu sessizlik bir suç ortaklığıdır; zira sustuğunuz her zulüm, zalimi cesaretlendirir, mazlumu yalnızlaştırır.
İsrail denilen yapı, kendini meşru göstermek için tarih, din ve diplomasi maskeleriyle sahneye çıkmıştır. Oysa ardında yüz binlerce yetimin çığlığı, on binlerce annenin ağıdı ve taş üstünde taş kalmamış şehirlerin küllerinden yükselen lanet vardır. Bu bir savaş değil, vahşettir. Bu bir çatışma değil, topyekûn bir imhadır.
İsrail ve arkasındaki Siyonist akıl, sadece toprak değil, insanlık onuru üzerinden de yürümektedir. Ve ne yazık ki bu vahşetin karşısında duranların sayısı, susanlardan azdır. Oysa Kur’an, zalime meyletmeyi bile cehennemle tehdit ederken, bugünün dünyasında zalimin işlediği cinayetleri diplomasiyle aklamaya çalışan bir insanlık tiyatrosu izliyoruz.
Zulmü alkışlayan da, sessiz kalan da, “denge politikası” diyen de aynı saftadır: zalimin yanı. Bugün çocukların kanı sokaklara akarken, ekranlara düşen her bomba, sadece bir şehir değil, bir insanlık değerini de yerle bir etmektedir.
Bize düşen, “Ayıya dayı” dememek, “Susmak da bir duruştur” yalanına kanmamaktır. Çünkü bebeklerin ahı, sadece zalimi değil, susanı da yakar.
Bediüzzaman’ın dediği gibi: “Zalimler için yaşasın cehennem!”
İsrail’in anlamadığı tek dil, insaf ve insanlık dili değildir. Çünkü onlar o dili terk etmiş, şiddetle konuşmayı tercih etmişlerdir. O hâlde bizim de cevabımız, dualar, direnişler, birlik ve bilinç olmalıdır. Zira ümmet bir vücut gibidir. Bir yerinden kan akarken diğer yerinin susması, o vücudun ölüm habercisidir.
Bu çağın en büyük imtihanı, vicdanla çıkar arasında yapılan tercihtir. Ya zalime karşı durarak insan kalacağız ya da kendi konforumuzun mezarında insanlığımızı gömeceğiz.
Özet:
Bu makale, İsrail’in Filistin’de yaptığı zulmü ve bu zulme karşı sessiz kalanların da bir nevi ortak olduğunu vurgulayan ibretli bir çağrıdır. Sessizliğin suç ortaklığına dönüştüğü, bebeklerin kanının zalimi boğacağı ve bu vahşetin sadece dışarıdan değil içeriden de desteklendiği anlatılır. Makale, ümmete vicdan, birlik ve direniş çağrısı yapar.