Toprağın Altındaki Âlem

Toprağın Altındaki Âlem

Hayattayken çok insan gördüm.
Televizyonla, internetle dünyanın dört bir köşesinden yüzler, sesler, kültürler tanıdım.
Renk renk, dil dil, türlü türlü…
Ama sandım ki dünya bu kadar.
Meğer asıl kalabalık toprağın altındaymış.

Kabir: Sessizlerin Sonsuz Konuşması

Kabir… Dışarıdan bakınca bir taş, bir toprak yığını.
Ama içine girince, bambaşka bir gerçeklik:
Nice milletlerden, kavimlerden, zamanlardan insanlar var burada.
Kimi bin yıl önceden, kimi dün gelmiş.
Kimi savaş meydanlarından, kimi hastane köşelerinden.
Kimi zengin, kimi fakir.
Kimi peygamberin ümmeti, kimi gafletin koynunda ölmüş.

Öyle bir çeşitlilik var ki, dünya yanında sönük kalıyor.
Adeta her kabir, başka bir âleme açılan kapı gibi.
Sanki bir mezarlık, farklı yüzyılların, dillerin, coğrafyaların iç içe geçmiş hali.

Anne Karnından Dünya’ya, Dünya’dan Kabre

İnsan anne karnındayken de sanır ki gerçeklik sadece orasıdır.
Dünyaya çıkınca hayret eder:
“Böyle bir hayat mı varmış?”
Şimdi kabirdeyim…
Yine benzer bir şaşkınlık içindeyim:
“Meğer burası ne büyük bir âlemmiş!”

Dünya, gözle görünenlerin yurduydu.
Kabir, hakikatin çıplaklaştığı yer.
Burada kimsenin maskesi yok.
Burada unvan geçmez, servet konuşmaz, görüntü hüküm süremez.
Sadece amel konuşur.

Unutulmuşlar Âlemi mi, Yoksa Gerçeklerin Diyarı mı?

Sanırdık ki mezarlıklar unutulmuşlar diyarı.
Ama asıl biz unutanlardık.
Onlar hatırlıyor, biliyor, görüyor.
Öyle bir farkındalıkla yaşıyorlar ki, bizim dünyadaki bütün “uyanıklığımız” uykudan başka bir şey değilmiş.

Burada zamanı ölçen takvim yok.
Ama her bir kabirde ayrı bir hayat, ayrı bir hikâye var.
Kimisi nur içinde, kimisi azapla baş başa.

Sonuç: Toprağın Altı Unutulmuş Değil, Ertelenmiş Bir Gerçektir

Mezarlık, sadece bir bitiş değil; başka bir âleme geçiştir.
Dünya sahnesi kapanınca, perde arkasındaki esas hakikat başlar.
Ve o hakikat, bambaşka milletlerin, bambaşka hallerin ve bambaşka bir zamanın içine alır insanı.
Tıpkı bir çocuğun anne karnından çıkıp sonsuz bir dünyaya gözlerini açması gibi…

Özet:

Bu makalede, insanın dünya hayatında gördüğü çeşitlilikten çok daha fazlasının kabir âleminde bulunduğu, toprağın altının adeta bambaşka bir gerçeklik barındırdığı anlatılır. Kabir, dışarıdan bakıldığında sessizlik içinde görünse de içinde farklı çağlardan, ırklardan ve hayatlardan gelen ruhlarla dolu büyük bir âlemdir. Anne karnından dünyaya geçişte yaşanan şaşkınlık gibi, dünya hayatından kabir âlemine geçişte de büyük bir idrak kapısı aralanır. Hakiki hayatın burada başladığı vurgulanır.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 22nd, 2025