Ruhlar Âlemine Dönüş
Ruhlar Âlemine Dönüş
Topraktan gelen beden toprağa dönecek.
Bu hakikat, inkar edilemeyecek kadar açık.
Ama ya asıl misafir?
Ya o bedende konaklayan, nefes veren, anlam katan ruh?
Unutulan, ihmal edilen, ama asıl yolculukçumuz olan ruh nereye dönecek?
Geldiği yere mi?
Ruhlar âlemine mi?
Ve eğer dönecekse…
Nasıl dönecek?
Yolculuk Başlarken
Ruh, ezelde Rabbine “Evet!” demişti.
“Elestü bi Rabbikum – Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”
“Kâlû belâ – Evet, Rabbimizsin!”
İşte o zaman ruh, bir söz verdi.
Bu dünyaya gönderildiğinde de, o sözü tutmakla yükümlüydü.
Fakat dünya, unutturuyor.
Maddî lezzetler, geçici zevkler, alışkanlıklar, gaflet örtüsü gibi sarıyor ruhu.
Ruh Büyüyor mu, Soluyor mu?
Beden yiyor, içiyor, geziyor, büyüyor.
Peki ya ruh?
O neyle besleniyor?
Onun gıdası ibadet, tefekkür, dua, hayır, doğruluk, merhamet, ilim ve hikmettir.
Bunlar yoksa, ruh zayıflar.
Bunlar çoksa, ruh parlar, büyür, olgunlaşır.
Öyleyse mesele şu:
Ruh, geldiği yere gelişmiş olarak mı dönecek?
Yoksa yıpranmış, pörsümüş, tanınmaz halde mi?
Beden toprağa kavuşurken sevinir.
Ama ruh, asıl yurduna dönerken ne hisseder?
Eğer emaneti kirletmeden, sahibine layık bir hâlde götürmüşse:
Sevinçle, sürurla, selametle…
Yok, eğer o emanet isyanla, nankörlükle, gafletle lekelenmişse:
Korkuyla, pişmanlıkla, dehşetle…
Ruhlar Âlemi Bir Başlangıç mı, Son mu?
Kabir, bir kapıdır.
Beden için toprak, ruh için ise başka bir âlem…
O âlem, ya cennet bahçelerinden bir bahçe olur,
Ya da cehennem çukurlarından bir çukur.
Ve o âlemde herkes, ruhunun dünyada ne kadar beslendiğine göre şekil alır.
Kimi nurlanır, kimi karanlığa gömülür.
Asıl mesele işte buradadır.
Hazırlık Vakti
Bedenin toprağa gideceğini hep hatırlıyoruz.
Ama ruhun da bir dönüşü olduğunu unutuyoruz.
Oysa ruh da çağrılacak.
O da “gel” denilecek.
Ve işte o gün…
Ne valiz, ne makam, ne servet, ne dost…
Sadece ruh hâliyle gidilecek.
Özet:
Bu makale, insan bedeninin topraktan gelip toprağa döneceğini hatırlatırken, asıl önem verilmesi gerekenin ruha dair olduğunu vurgular. Ruhun da geldiği yere, yani ruhlar âlemine döneceği anlatılır. Bu dönüşün nasıl olacağı ise, ruhun bu dünyada neyle beslendiğine, nasıl bir hayat sürdüğüne bağlıdır. Ruh ibadet, ilim, iyilikle beslenirse nurla döner; gaflet, günah, kibirle yaşarsa karanlıkla döner. Bedenin toprağa kavuşması gibi ruhun da öz yurduna dönerken ne durumda olacağı, insanın en önemli meselesidir. Bütün mesele burada düğümlenir: Ruh ne halde dönecek?