Bir Gassalın Günlüğü: Sessiz Bedenlere Son Hizmet
Bir Gassalın Günlüğü: Sessiz Bedenlere Son Hizmet
Ben bir gassalım.
Gasilhanede geçen her an, ömrümden bir yaprak koparır gibi olur. Çünkü her yıkanan beden, bana hayatın ne kadar kırılgan ve geçici olduğunu bir kez daha fısıldar. Ben, ölülerin sessizliğini yıkayan, son yolculuğuna onları hazırlayan kişiyim. İnsanlar hayatta kalmak için uğraşırken, ben vefat edenlerin bedenleriyle meşgulüm. Ve bu meşguliyet, sadece bedenlerle değil; kalbimle, ruhumla, imanımla gerçekleşir.
Sonsuzluğa Açılan Temiz Kapı
Gasilhane… Beton duvarlar, beyaz örtüler, sessiz akan sular ve ruhları terk etmiş bedenler… Burada konuşulmaz, sadece düşünülür. Her beden, hayattan bir sayfa. Kimi genç, kimi yaşlı. Kimi hâlâ tebessüm eder gibi, kimi acılarla buruşmuş. Ama hepsinde aynı sessizlik, aynı teslimiyet.
Onları yıkarken, sanki ben arınırım. Her sabun köpüğü, nefse, gaflete vurulan bir tokat gibidir. Her su damlası, “Bir gün sen de böyle yıkanacaksın” diye fısıldar kulağıma. O an, dünya sanki elimi bırakır da, ebediyetle yüzleşirim. Çünkü bu iş, sadece temizlik değil; bir dua, bir hazırlık, bir veda törenidir.
Gassalın İç Dünyası
İnsanlar gasilhaneyi korku yeri sanır. Oysa burada korkudan çok tefekkür vardır. Her gün, birkaç beden yıkarım. Kimi zaman genç bir gelin, kimi zaman ömrü dağ gibi geçmiş bir ihtiyar… Yıkarken içimden sürekli şunu geçiririm: “Hayat bir nefesmiş, bitti.”
Bazen bir çocuğun küçük bedeniyle karşılaşırım. Küçücük ayaklar, oyun oynayamayacak artık. Bazen bir annenin bedenini yıkarım, belki evladının acısıyla vefat etmiş… Ve işte orada, bu dünyaya dair tüm hesaplar anlamsızlaşır. Mal, mülk, hırs, kibir… Gasilhanede bunların hiçbiri yoktur.
Ölü Bedenlerle Konuşmak
Onlar susar ama ben onlardan çok şey duyarım. Sanki her biri, “Ah, keşke biraz daha Allah için yaşasaydım” der. “Keşke bir namazı kaçırmasaydım… Keşke bir yetimi güldürseydim… Keşke kalp kırmasaydım…” derler gibidir.
Bazen içim parçalanır, bazen içim huzurla dolar. Çünkü bazı bedenler öyle huzurludur ki, onları yıkamak bile insana şifa verir. Yüzlerinde bir teslimiyet, bir rahmet esintisi olur. O zaman şunu düşünürüm: “İşte bu beden, dünyadayken Rabbiyle barışıktı.”
Son Görev, İlk Hesap
Ben, bu dünyadaki son vazifesini gören kişiyim. Ama aynı zamanda o kişinin kabir yolculuğuna ilk tanık olanlardanım. Bazen çok kalabalık cenazeler olur; bazen kimse gelmez. Ama beden yine de yıkanır, kefenlenir, namaza durulur. Çünkü her can, Rabbiyle buluşacak bir kıymettedir.
Ve ben bilirim ki, bu gasilhane, her birimizin hayatının son durağıdır. Buraya girmeyen yok. Ama buradan nasıl çıkacağımız bizim elimizdedir. Temiz bir kalple mi? Kirlenmiş bir ruhla mı?
Özet:
Bu makalede, bir gassalın hayatından kesitler eşliğinde gasilhanede geçen vakitlerin hikmetli boyutları ele alınmıştır. Gassal, sadece ölüyü yıkayan değil; hayatı, ölümü ve ahireti en derin şekilde tefekkür eden kişidir. Her yıkanan beden, dünyaya bir veda ve ahirete bir hazırlıktır. Gasilhane ise, ölümü hatırlatan, dünya sevgisini törpüleyen ve ebedî hayatı düşünmeye sevk eden sessiz bir dergâhtır. Ölümü hatırlamak, ölümü güzelleştirmeye; hayatı anlamlandırmak da, ölümü dost bilmeye vesiledir.