Sessiz Kazılar, Sessiz Yıkımlar: Mescid-i Aksâ Neden Hedefte?

Sessiz Kazılar, Sessiz Yıkımlar: Mescid-i Aksâ Neden Hedefte?

Mescid-i Aksâ…
Sadece taş değil, tarihtir.
Sadece kubbe değil, kutsiyettir.
Sadece Kudüs’ün değil, insanlığın vicdanıdır.
Ve bugün, yeryüzünün en mahzun, en kuşatma altındaki mabedidir.

İsrail Neyi Hedefliyor?

İsrail’in uzun vadeli hedefi bellidir:
Mescid-i Aksâ’yı yıkmak ve yerine sözde Süleyman Mabedi’ni inşa etmektir.
Bu sır değil.
Açıkça dillendirilen, kitaplarına ve politik metinlerine geçen bir ideolojik saplantı.
Ama yıkım doğrudan yapılmaz.
Altı kazılır.
Temeli boşaltılır.
Zayıflatılır.
Zihinler başka şeylerle meşgul edilirken,
taşlar yerinden oynatılır.

Yıkım, kazma sesiyle değil; suskunlukla gerçekleştirilir.

İşte bu yüzden yıllardır kazılar sürüyor.
Mescid-i Aksâ’nın altında tüneller, oyuklar, labirentler inşa ediliyor.
Sözde “arkeolojik” araştırma bahanesiyle,
aslında kutsal bir mabet adım adım çökertilmeye çalışılıyor.

Neden Mescid-i Aksâ?

Çünkü Mescid-i Aksâ:

Kudüs’ün kalbidir.

İslam’ın ilk kıblesidir.

Miraç gecesinin durağıdır.

Üç dinin kutsal gördüğü bir mekândır.

Ortak hafızanın, ortak mabedidir.

Onların derdi sadece bir yapı değildir.
Amaç, İslam’ın ve ümmetin sembollerinden birini daha yok etmektir.
Çünkü bir milletin sembolleri yıkılırsa,
zihni ve ruhu da yıkılır.
Bu bir işgal değil; kimlik operasyonudur.

Neden Sessiz Kalınıyor?

Çünkü ümmet dağınık.
Çünkü İslam dünyası kendi iç meselelerinde boğulmuş.
Çünkü liderler suskun, halklar umutsuz, medya ise gaflet içinde.
Mescid-i Aksâ’nın altı kazılırken,
birçoğumuzun kalbi kazılıyor, vicdanı oyuluyor.
Bu sessizlik, bir çöküşe zemin hazırlıyor.

İsrail’in aradığı sadece bir bahanedir.
Bir yangın, bir çatışma, bir taş…
Ve sonra, “Güvenlik” gerekçesiyle yıkım.
Tepkiler mi?
Onlar da kontrol altında.
Medya ile uyuşturulmuş bir kitle kolay tepki veremez.
Uyuşmuş kalplerin tepkisi ya geç kalır, ya da eksik olur.

Bir Mabedin Yıkılması, İnsanlığın Yıkımıdır

Mescid-i Aksâ sadece Müslümanların değil;
Yahudiliğin, Hristiyanlığın ve İslam’ın ortak mirasıdır.
Onun yıkılması; sadece bir mabedin değil,
ortak insanlık vicdanının enkaz altında kalmasıdır.

Özet:

Bu makalede, İsrail’in Mescid-i Aksâ’yı yıkma hedefinin arka planı ele alınmaktadır. Yıllardır süren sistemli kazılarla mabet temelden zayıflatılmakta ve bir bahane ile yıkılmayı beklemektedir. Amaç, İslamî sembolleri yok ederek Müslümanların ruh köklerini kurutmaktır. Mescid-i Aksâ’nın sessiz çöküşüne karşı ümmetin ve insanlığın sessizliği, büyük bir ihanet olarak kayıtlara geçmektedir. Mabedin yıkılması, sadece taşların değil, vicdanların da çöküşüdür. Mescid-i Aksâ’yı korumak, sadece Müslümanların değil, insan kalmak isteyen herkesin görevidir.

 

Loading

No ResponsesMayıs 17th, 2025